"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yassıada’nın şahidi, demokratların dostu: Gıyasettin Emre

02 Ekim 2025, Perşembe
- Türkiye’nin ilk bağımsız milletvekili ünvanına sahip olan ve Yassıada’da hapis yatan Gıyasettin Emre’yi, vefatının 17. yıldönümünde rahmetle yâd ediyoruz.

- Menderes’le Bediüzzaman Said Nursî arasında irtibat kuran isim olarak bilinen Emre, gazetemizde yayınlanan bir röportajında o görüşmeyi anlatmıştı.

***

Bediüzzaman ve Menderes arasında irtibatı sağlayan vekil

1947 yılında bağımsız milletvekili seçildikten sonra 1950-60 arasında kesintisiz Demokrat Parti’de siyaset yapmış ve önemli görevler ifa etmiş bir insandı. 1950’den 1960’a kadar Demokrat Parti (DP) milletvekilliği yaptı. 27 Mayıs darbesinin ardından Yassıada’ya götürülen DP’liler arasında yer aldı. Gıyasettin Emre 1960 İhtilâlinin yıl dönümü geldiğinde kendisine ilk müracaat edilen kişiydi.

Siyasî cinayetlerin şahidi

Merhum Başbakan Adnan Menderes ve arkadaşlarıyla 15 ay hapis yattığı Yassıada günlerini söyle anlatmıştı: “Yassıada’daki gibi bir siyasî cinayet dünya tarihinde az görülür. Fakat o acıları çekenler öylesine necip çıktı ki, oradan ayrıldığımızda kimse bu eziyetlerden bahsetmedi. Çocuklarımızla askerler arasına soğukluk girmesin diye anlatmamaya söz vermiştik aramızda. Acılarımız o günlerde efkâr-ı umumiye intikal ettirilse, bu ordu ile millet arasında bir daha köprü kurmak mümkün olamazdı” diye anlatmıştı.

Asrın hafızasıydı

Yüz yaşına yaklaşmasına rağmen gerek Cumhuriyet dönemi, gerek Demokrat Parti iktidarı, gerekse Yassıada mahkemelerinde yaşananları an be an hatırlayan bir kişiydi. Hakkın rahmetine kavuştuğunu ilk duyduğumda aklıma gelen, “Mehmet Bey bugün gündemde ne var?” sözü oldu. Bizi zaman zaman arar, Türkiye ve dünya gündemiyle ilgili konuşurduk. Onun engin siyasî tecrübesinden çok şey öğrendim. Kendine has konuşma üslûbu ile hadiselere bakışını anlatırdı. Gündemde olan konularda yazı yazmak, ya da açıklama yapmak için hemen arardı. Kendisi ile onlarca röportaj yaptık. Bazen telefonla söyleyerek, bazen de el yazısı ile yazıp gönderdiği yazılarının çıkıp çıkmadığını ısrarla takip ederdi. Gazetemizin Ankara Temsilciliğine yakın bir bürosu vardı. Sık sık ziyaretimize gelir tecrübelerini bizimle paylaşırdı. 

İSTİŞARE İÇİN BEDİÜZZAMAN’A GİTTİM

2001 yılında kendisi ile yaptığımız bir röportajda 1957 yılında da DP’den aday olmak istemediğini, bağımsız aday olmak istediğini şöyle anlatmıştı: “1957 yılındaki seçimler öncesinde Merhum Adnan Menderes’in etrafındaki insanlardan rahatsız oldum. Gittim kendisine, ‘Ben aday olmayacağım’ dedim. ‘Niye?’ dedi. ‘Kurban, bizi oradan seçenler, yüksek tahsilli olanlar da var ama halk bizi seçiyor. Halk bizi seçtiğine göre başka bir mülâhaza ile seçiyor. Buraya geldiğimiz zaman iş parmağa dönüyor. Parmakta da ekalliyette kalıyoruz. Bizim bir maddî menfaatimiz de yok. Onun için niye boşu boşuna milletvekili olayım. Bağımsız seçileyim, tekrar DP’ye gireyim’ dedim. Menderes bana, ‘Listeyi size verelim, siz tanzim edin’ dedi.

“Bu konuda istişâre etmek için Bediüzzaman’a gittim. Meseleyi ona anlattım. ‘Bizim memlekette bizden zengin ve tahsilliler çok. Halkın bizi seçmesindeki gâye bizden manevî hizmetler beklediği içindir’ dedim. Bediüzzaman ise bana şu cevabı verdi: ‘Ben Müküs Beylerinin yanında okurken, onların Ermenilerden hizmetkârları vardı. Talebeler, Ermenilerden bahsettikleri zaman etrafına bakarlar öylece konuşurlardı. Binaenaleyh siz de yalnız Meclis’te bulunmakla, kimse çıkıp mukaddesat aleyhinde konuşamaz. Siz orada bulunursanız İslâm dininin aleyhine konuşanları bu kadarcık da olsa frenleyebilirseniz Meclis’e girin. Sadece bunun için de olsa giriniz.” (Yeni Asya, 14.09.2002)

BEDİÜZZAMAN’LA MENDERES ARASINDAKİ İRTİBAT HATTI

Bediüzzaman Said Nursî ile Menderes arasında irtibatı sağlayan isim olarak bilinen Gıyasettin Emre, gazetemizde yayınlanan röportajında o görüşmeyi şöyle anlatmıştı: “Afyon Milletvekili Gazi Yiğitbaşı, Isparta Milletvekili Tahsin Tola, ben ve başka milletvekilleri vardı. 1960 yılında ihtilalden önce olan bir hadisedir. Bediüzzaman Ankara’ya geldi. Hem her zaman kendisine söylüyordum, “Üstadım, Anadolu’ya Doğu’ya gitmiyorsunuz?” diye soruyordum. “Ölüme yakın, ölüme yakın” diyordu. Bana ‘Gıyas’ diye hitap ediyordu. Benim dedemin adı Molla Fethullah’tı. Nurşin Medresesi’nde âlimdi. O zaman, ilmi fazla olanlara şeyhlik ünvanı kullanılamazdı, şeyhlik olsa dahi “molla” deniliyordu. Üstad Ankara’ya geldi. Denizciler Caddesi’nde Beyrut otelinde 17 numarada kalıyordu. Biz de gidip ziyaret ettik. 

ÜSTAD MECLİS GÜNDEMİNDE

Üstad Ankara’ya gelmeden evvel, İstanbul’da bir yerden bir yere giderken taksinin içerisinde başında sarığı, üstünde libadesi varken Cumhuriyet gazetesi fotoğrafını çekmiş. Bu fotoğraf İsmet Paşa’nın elinde, Meclis toplantısına girdi. İsmet Paşa kürsüye çıktı. Çok şiddetli bir tenkit yaptı. Menderes de oradaydı. Menderes Meclis’te tek bir toplantıyı kaçırmazdı. İnönü konuşmasında Demokrat Parti’ye hücum ediyor, “Siz irticayı hortlatıyorsunuz. Siz Atatürkçüleri gadâba getiriyorsunuz, zaman gelecek ki ben dahi sizi kurtaramayacağım” diyordu. İnönü’nün bu konuşmasından sonra kürsüye Menderes çıktı. Son derece şiddetli bir tepki gösterdi; ‘Paşamızın İslâm diniyle olan kan husumetinin nereden ileri geldiğini bir türlü anlamış değilim. Bir pir-i fânî, kendini dinî hizmetlere fedâ etmiş bir insan. Bir gün bu fânî dünyadan göç edip giderse bu fâni dünyada bırakacağı terekeyi Paşamız gibi birisi buradan alıp İstanbul’a götürebilir. Ne istiyorsunuz bundan?’ diye cevap verdi.

İNÖNÜ’YE CEZA

Menderes’in bu konuşmasından sonra Halk Partililer ayağa kalktı. O dönemde Halk Partisi 140, Demokrat Partililer 400 kişiydik. Afyon Milletvekili Murat Ali ve başka DP’liler vardı. Murat Ali ve arkadaşları İsmet Paşa’nın Meclis oturumlarına iştirak etmemesi için teklif verdiler ve kabul edildi. Meclis İnönü’ye ceza verdi, Paşa 12 celse dışarıya çıkarıldı. Bundan sonra Meclis dağıldı. İçişleri Bakanı Namık Gedik Beyrut Otelinin etrafına polisleri yerleştirdi. 

MENDERES: BEDİÜZZAMAN’A HÜRMETLERİMİ İLET

“Biz Üstad’ı Beyrut Oteli’nden alıp Tahsin Tola’nın Bahçelievler’deki evine götürdük. Gece saat 12 oldu. Tam yatmak üzereyken Başbakanlık Özel Kalem Müdürü, ‘Beyefendi sizi Başbakanlıkta bekliyor, acele gelin’ diye telefon etti. Başbakanlığa gittiğimde, ‘Seni bir yere göndereceğim. Bediüzzaman’a gideceksin benim tâzimatlarımı (hürmetlerimi) kendilerine arz et’ dedi.

Ve şöyle devam etti: “Şimdi Anadolu’ya, Doğu’ya gitmesin. Hava çok gergindir. Yolda bazı mahallî idareciler rahatsız ederler, ben üzülürüm. Hava müsait olduğu, ortalık sakinleştiği zaman haber veririm, gitsin’ dedi. Menderes’in bu ifadesi bir ricaydı. Halk Partililerin ve bazı mahallî idarecilerin Bediüzzaman’ı rahatsız etmelerinden endişe ediyordu. Menderes’in bu mesajlarını Üstad’ın yanına gidip kendisine söyledim. ‘Beyefendinin böyle bir ricası var’ dedim. Üstad biraz durdu. ‘Menderes’in İslâm dinine büyük hizmetleri var. Madem ki o İslâm kahramanı istiyor, onun hatırı için gitmeyeceğim’ dedi.


Demokrat Parti eski milletvekili Gıyasettin Emre, Bitlis’in Mutki ilçesine bağlı Koyunlu beldesinde 3 Ekim’de toprağa verildi.

“GIYAS GEL ARTIK”

Ankara’daki bir hastane odasında görüp, duygu dolu hasret gözyaşları içinde bize özel olarak anlattığı bir rüyası: “Tenteneli beyaz bir perde arkasında milyonlarca insan mahşer gibi kalabalık uğultu halinde konuşuyordu. Gittikçe çoğalan ve yeryüzünü dolduran nuranî cemaat Nur talebeleriydi. Birden bildiğimiz hâliyle Bediüzzaman’ın sesi yükseldi. Yüksek bir yerden hitabede bulunuyor, Risale-i Nur’dan ders okuyordu. Bu vaziyette Üstad’la bir an göz göze geldik. Tıpkı hayattaki buluşmalarımız gibi bana şefkatle baktı; “Gıyas, artık gel!” anlamında bir çağrıda bulundu ve kucakladı. Heyecanla uyandım; ama fevkalâde huzurlu ve sevinçli idim. Sanki hastalığımdan bir eser kalmamış, üzerimdeki ağırlıklar gitmiş, bir masum çocuk gibi hafiflemiştim. Oysa bu rüyaya kadar ölümden oldukça korkuyordum; bu rüyayla artık ölümden korkmuyorum. Çünkü Üstad’ın bana şefkatli bakışından ve dâvetinden himmet edeceğini ve öbür dünyada elimden tutup bana sahip çıkacağına inanıyorum. (13 Ekim 2008 Yeni Asya/Cevher İlhan)

2008 yılında Ramazan Bayramı’nın son günü, 98 yaşında vefat eden Gıyasettin Emre’ye Cenâb-ı Hak’tan rahmet, yakınlarına ve “demokratlar”a taziyelerimizi sunuyoruz. Mekânı Cennet olsun. (amin)

GIYASETTİN EMRE KİMDİR?

1919’da Bitlis’te doğmuştur. Kendisi sergüzeşt-i hayatını şöyle ifade etmektedir: “1919’da Bitlis’te doğdum. Cumhuriyetten sonra vilâyet merkezinde Arapça tedrisatın mümkün olamayacağını düşünen ailemiz, Mutki’nin Ohin ve Bulanık’ın Dokuzpınar Köyü’ne yerleşmişti. O zamandan sonra buralarda Arapça tedrisata hiç ara verilmedi. Ben küçük yaşta mektebe gitmek istedimse de pederim razı olmadı. İlk Arapça dersimi pederim Şeyh Maruf Efendi’den aldım. Daha sonra dersimi Şeyh Alâaddin Efendinin yanında bitirdim. 1954’te yaş tashihi yaparak Muş’tan bağımsız milletvekili seçildim. 1957’de ise Demokrat Partinin listesinden tekrar seçilerek Meclis’e girdim. Fakat 1960 ihtilâli ile Yassıada’ya düştük. Siyasî haklarımız elimizden alındı. Beş yıl hapis cezasına çarptırıldım.”

Evli ve 5 çocuk babası olan Gıyasettin Emre, Eylül 2008’de rahatsızlanarak Konya Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi’nde tedavi altına alındı. 2 Ekim 2008’de akciğer ve böbrek yetmezliği sebebiyle Hakkın rahmetine kavuştu. Cenazesi 3 Ekim 2008 günü Bitlis Mutki’ye bağlı Koyunlu beldesindeki aile mezarlığına defnedildi. Allah rahmet eylesin.

Ankara - Mehmet Kara
[email protected]

 

Okunma Sayısı: 139
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı