"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hakperest ehl-i kitabın ve kâfirlerin ahiretteki durumları -2

Abdurrahman AYDIN
23 Eylül 2025, Salı
ARAŞTIRMA-İNCELEME

Şu hâlde Üstad Nursî’nin (ra) yorumlarına bakarak ahiretteki durumları itibarıyla insanları dört ana gruba ayırabiliriz:

1. Mü’min-i Müslümanlar. (Hz. Muhammed Aleyhisselâm’a iman edip onun getirdiği dinin zarurî bütün ahkâmını kabul ve tasdik edenler.)

2. Gayr-i müslim mü’minler ile dinsiz Müslümanlar. (Kur’ân’ın bazı ahkâmına karşı çıkan ama âmentüye iman edenler ile Kur’ân’ın ahkâmını teslim ve takdir eden ama âmentüyü de söylemeyip iman etmeyenler. Bunlardan birincisi ülkemizde, ikincisi ise Avrupa’daki müsteşrikler içinde çoktur.)

3. Pasif kâfirler. (Lâkaytlıklarından iman etmemiş ama başkalarına da zulmetmemiş, hatta insanlığa hizmet etmiş adem-i kabulcüler.) 

4. Aktif kâfirler. (İnat veya kibrinden, başta Allah’ı ve bütün semavî dinleri inkâr eden ve bunları kaldırmak için mücadele eden zındıklar.)

Bunlardan sadece birinci grup ehl-i necattır ve Cennettedir. Sonuncu grup ehl-i azaptır ve ebedî Cehennemdedir.

İkinci ve üçüncü grup kâfirlere gelince bunlar da ehl-i necat olamaz. Yani doğrudan Cennet’e girmeleri mümkün değildir. Ancak bunlardan mazeretli olanlar için Cehennemin “soğuk ve selâmetli kılınacağı” bildirilmiş, hatta genel olarak kâfirlerin uzun müddet sonra “azaba bağışıklık kazanacağı” da söylenmiştir. Çünkü Rahîm-i Zülcelâl’in “Rahmeti gazabını geçmiştir.”1 Aslında Cehennemde sonsuza dek kalanlar için azabın en büyüğü Allah’ın rızasından ve cemalini seyirden ebediyyen mahrum kalmalarıdır.

Madem Cehennemin bir mazerete binaen inanmayan bazı kimseler için soğuk ve selâmetli olacağına dair sahih hadisler vardır. (HÂŞİYE) 2

Hem madem “Zerre kadar iyilik yapan onu görecek, zerre kadar kötülük yapan da onu görecektir.”3 Hatta “Kalbinde zerre kadar iman olan hiç kimse Cehenneme [orada ebedî kalacak şekilde] girmez.”4 şeklindeki hadisler “kalbî bir imana” ve “dinar/hardal/zerre miktarı kadarına” vurgu yapmaktadır. Hatta bazı rivayetlerde “kalbinde zerre miktar hayır bulunan” ibaresi dahi geçmektedir.

Hem madem “Cennet ahalisi Cennete, ateş ahalisi de ateşe girdikten sonra Yüce Allah: ‘Kimin kalbinde bir hardal tanesi ağırlığınca iman/hayır varsa ateşten çıkarınız’ diye emreder. Bunun üzerine bu kimseler simsiyah kesilmiş oldukları hâlde çıkarılıp Hayat nehri içine atılırlar ve orada yeniden dirilirler; tıpkı sel yatağında çimlenen bir tohum gibi…”5 emsali çok hadis vardır.

Hem madem Kur’ân’da kâfirlerin azabının ne kadar süreceği konusu biraz “karartılmıştır”6 Şöyle ki:

Meselâ Cennet ehlinin buradan “hiç çıkarılmayacakları” belirtilirken7 Cehennem ehli için aynı ifade kullanılmamış, onların Cehennemden çıkmak istediklerinde “çıkamayacakları”8 ve çıkmalarına dair hükmün Allah’a ait olduğu bildirilmiştir.9 Meselâ Cennetlikler için sonsuz kalmayı ifade eden “daim” kelimesi kullanılırken Cehennemdeki kâfirler için bu kelime hiç kullanılmamış, bunun yerine “mesvâ, mâkis, lâbis, hâlid, mukîm, ahkab ve ebed…” gibi lügatte hepsi de “çok uzun süre kalmayı” ifade eden kelimeler seçilmiştir. Yalnız Cennetin Allah’a şirk koşanlara haram kılındığı da bildirilmiştir.10

Bu bilgiler bir arada değerlendirildiğinde kâfirlerin Cehennemdeki cismânî azaplarının sonsuza dek devam edip etmeyeceğini Allah’ın kendi ilim ve iradesinde sakladığı ama bunların Cennete giremeyeceklerini ise sarahaten açıkladığı görülmektedir. O halde cismanî azaplarının ne kadar süreceği konusunda bilhassa ikinci ve hatta üçüncü grup hakkında tevakkuf edip kesin konuşmamak daha ihtiyatlıdır.

Doğrusunu Allah bilir.

Dipnotlar:

1- Buhari, Tevhid, 55; Müslim, Tevbe, 14

2- HAŞİYE: (Mesela bkz: “Femen dehalehâ kânet aleyhi berden ve selâmen” [Kim oraya girerse, onun üzerine serinlik ve selâmet olur. (Hanbel, Müsned, IV/24)] Bu hadislerde zikredilen ve mahşer gününde bir kere daha imtihana tabi tutulacakları bildirilen o dört grubun tahsis için değil, ta’dat [örneklendirme] için zikredilmiş olması mümkündür.

3- Zilzal Suresi: 7-8

3- Müslim, İman, 148; Tirmizî, Birr, 61

5- Bkz. Buharî, İman, 15; Rikak, 51; Tevhîd, 24; Müslim, İman 304

6- Bkz. En’am/128; Hûd/107; Nebe’/23

7- Hicr Suresi: 48

8- Mâide Suresi: 37

9- Mü’min Suresi: 11-12

10- Mâide Suresi: 72

Okunma Sayısı: 226
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı