2009’da Kenya’ya gittiğimde daha önce gelen beyaz hekimlerden adeta köşe bucak kaçan o insanların, bizleri gördüğünde yüzlerindeki tebessümü gözlerinin içinin parlamasını görmenizi çok isterdim. Bizlere olan güvenleri her geçen gün, her geçen sene daha da arttı ve artıyor.
Dizi: Uganda notları-2 - Dr. Aytekin COŞKUN (Genel Cerrahi Uzmanı)
Afrikalı kardeşlerimize milletimizin yardım severliğini, manevî desteklerini hissettirmek, en büyük arzularımızdan. 2009’da Kenya’ya gittiğimde daha önce gelen beyaz hekimlerden adeta köşe bucak kaçan o insanların, bizleri gördüğünde yüzlerindeki tebessümü, gözlerinin içinin parlamasını görmenizi çok isterdim. Bizlere olan güvenleri her geçen gün, her geçen sene daha da arttı ve artıyor. O yüzden bu faaliyetler küçük bile olsa büyük tesirler yapabiliyor, adeta kelebek etkisi yapan bir yapıya dönüşüyor. Birlikte yemek yiyip saf tutmak, ellerini sıkmak, kucaklaşmak, gönül tellerine dokunmak emin olun onlarda öyle bir sevinç uyandırıyor ki bunu tarif etmek imkânsız, ancak yaşadığınızda fark ediyorsunuz.
Yol Haritamız, Entebbe, Uganda, Aroa, Yumbe
Yol haritamız İstanbul havalimanından saat 18:50’de kalkış, Ruanda Kigali Havalimanına saat 04:05 civarında inmek, bir saat burada bekleme, yakıt ikmali, yolcu indirme-bindirme, sonrasında bir saatlik tekrar hava yolculuğu, Uganda/Entebbe Havaalanı’na iniş, hava limanı içinde iç hatlara geçerek tek motorlu (pırpırlı) 20 kişilik dolmuş uçaklarla yaklaşık 1,5 saat daha bu şekilde devam ederek Aroa Havalimanına iniş. Sonrasında kara yolu ile iki saat daha yolculuk. Sonunda Sudan’a sınır komşusu olan Yumbe bölgesindeki kampa varabilmek.

Kampımızın olduğu yer Yumbe bölgesi, Uganda’nın kuzeyinde nüfusunun %99 Müslüman olan bir bölge ve bizler devlet hastanesinde göreve başlayacağız. Gelmeden önce uzmanlık ve hekimlik belgelerimiz, üniversite transkriptlerimiz, pasaportlarımız, Uganda devleti sağlık Bakanlığına gönderildi. Onay alındı sonrasında “Yumbe Regional Referral Hospital” Hastanesinde Cerrahî kliniğinde çalışma izni çıktı. Bunlar kolay işler değil. Elhamdülillah, Rabbimin izni ile güzel şeyler yaparak seyahatimizi hatıralara kazımak istiyoruz. Yaşadıklarımızı, yaşayacaklarımızı ve tecrübelerimizi sizinle paylaşmak ve Afrika’nın güzel insanlarının gönül tellerine dokunmak, tek gayemiz bu.
Afrikalı artık uyandı, Uyanmalı ve sahip çıkmalı
Yakın dönemde basında Fransa, Hollanda, Amerika, İngiltere gibi ülkeler, Afrika’da kolay kolay artık tutunamıyor, eski sömürü düzeni alışkanlıklarını yapamıyorlar. Afrika halkı şuurlanmaya, değerlerini ve yeraltı zenginliklerini sahiplenmeye başladı. Burkino Faso bunun en güzel örneği, Başkan Traore’yi dikkatle izleyin ve takip edin. Bunlar güzel gelişmeler, tek kutuplu ya da çift kutuplu olan bir dünya değil; çok kutuplu bir dünyaya, herkesin barış içinde yaşayabileceği muhteşem günler geçirebileceği bir dünyaya doğru yol almak hepimizin ve Afrika’nın isteği.
Müslüman Kardeşlerimize Yardım Eli
Türkiye, Afrika’ya, Gazze’ye, Uygur Türklerine, nerede Müslüman varsa, nerede hakkı yenmiş varsa oralara yardım eli uzatmaya çalışıyor, elden geldiğince, bizim insanımız muhteşem, elinden geleni ardına koymuyor. Osmanlı torunu olmak bizlere ayrı bir sorumluluk yüklüyor. Çağrı filminin ilk sahnesini hatırlayın, yıldızvari olarak dağılan Sahabeler gibi. Bizler de aynı niyetle hicrete koşan bir milletin fertleriyiz. Yakın bir arkadaşıma “Uganda’ya gidiyorum, görev çıktı dediğimde,” daha hiçbir şey söylemeden, akşama evime nakit para getirdi, “İhtiyaç sahiplerine dağıt” dedi, ikimizin de gözleri yaşardı. Bu fedakârlıklar inanılmaz ve çok kıymetli.
Bizim insanımızın yapısı işte bu. Bunu yok etmeye ve değiştirmeye çalışan yeni dünya düzeni savunucularına artık sözden ziyade “İslâm’ın Nur Fedaîleri” olduğumuzu amelimizle göstermeliyiz. Amellerimiz bizim için konuşacaklar inşallah. İnsanımız güvensin, nereye ulaştığını bilsin, görsün ve duysun yeterli. Bizler yaşıyoruz sizlerin de yaşamanızı cânı gönülden diliyorum. Hayata bakışınız çok değişiyor. Aklıma Üstadımın “Karşımda müthiş bir yangın var; alevleri göklere yükseliyor. İçinde evlâdım yanıyor, imanım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye, imanımı kurtarmaya koşuyorum. Yolda birisi beni kösteklemek istemiş de, ayağım ona çarpmış; ne ehemmiyeti var” (Tarihçe-i Hayat), cümlesi geliyor.
Boarding Time: Havalanma zamanı
18:50 heyecanla uçağın içindeyiz, yerlerimize geçtik, havalanma zamanı geldi, ekibimizle Uganda‘ya yolculuğumuz başlıyor. Rabbim hayırlı, bereketli, afiyetli, sağlıklı, sıhhatli ve bol hizmet edebileceğimiz şekilde dönmeyi nasip eylesin. THY daha ekonomik olması açısından iki ülkenin yolcularını tek destinasyonda toplamış. Uganda ve Ruanda. Saat; 04:10, uçağımızın ilk durağı Ruanda’nın Kigali havalimanı. Burada hem yakıt ikmali, hem de yolcu transferi yapılıyor, bizler de uçağın içindeyiz, yaklaşık bir saat beklememiz gerektiği anons edildi. Bu arada uçağın yarısı boşaldı, içi hızlıca görevliler tarafından temizlendi, yeni yolcular alındı. Uçakta beklemek zor, uykusuzluk, yorgunluk had safhada.
Uluslararası havalimanı olduğu için her türlü tedbiri almak zorundalar, iki üç kez yolcu sayımı yapılıyor. İlginç bir şey yaşıyoruz, uçağın içinde inmeyenler var, bir de bagajlar var, bütün bagajları tek tek kontrol edip soruyorlar. Bu bagaj kimin? Sahipsiz ise uçaktan indiriyorlar. Sahipsiz bagajların bomba olma ihtimali göz önünde tutuluyormuş, o yüzden bagajların tek tek sahipleri soruluyor, sahipsiz bagaj varsa uçağın dışına alınıyor. Bu halde iken bir de uçağın içinde beklerken hem sinirlerimiz, hem de yorgunluğumuz tavan yaptı. Fakat yapacak bir şey yok, tekrar havalanmayı ve Kampala’ya inmeyi bekliyoruz. Yeni gelen yolcular, içerdeki yolcular tek tek sayıldı, yolcu listesi “chek” edildi.
Gümrükte yaşadıklarımız
Tekrar havalandık. 05:20 gibi Uganda/Entebbe havalimanına iniş yaptık. İner inmez pasaport sırasından önce sabah namazımızı eda ettik. Valizler ve getirilen eşyaları beklemeye başladık. Getirdiğimiz malzemeleri alabilmek, gümrükten rahat şekilde geçmelerini sağlamak için tüm ekip kolileri sahiplendi. Çok eşyamız var ve dikkat çekici. Elbette böyle olunca dikkat çektik ve gümrük memuru hepimizi durdurdu. Hastanede kullanılacak sarf malzemeleri, erzaklar, gıda ürünleri dolayısıyla hepsini bir anda geçirmek tabiî çok zor oldu. Gümrük memuru malzemelerin hepsine el koydu, izin yazılarını gösterdik, ama fayda etmedi. Ekip lideri hepsi sizin olsun diyerek birlikte tüm ekip arkamıza bakmadan yürümeye başladık. Ekip lideri özellikle arkanıza bakmadan devam edin deyince ona uyduk. Şahsî valizlerimiz yanımızda çıkışa doğru ilerliyoruz, ama malzeme kolilerimiz ne olacak sorusu zihnimizi zorluyor. Sonrasında baktık ki arkamızdan seslendiler: “Gelin gelin hadi alın” şeklinde bir tutumla karşılaştık, bu da ilginç bir tecrübe oldu. Ekip lideri daha önce bunu yaşamış, tecrübe tabiî. Malzemelerimizi aldık iki kamyonete ancak sığdı, onları önceden yolcu ettik ki bizden önce varsınlar diye. Tüm ekip o yorgunlukla tekrar iç hatlara geçtik, valiz kontrolü ve yeniden pasaport kontrolü derken her şey yolunda giderse, tekrar 1,5 saatlik bir uçak yolculuğumuz olacak.
Yarın: Hakuna Matata: Aceleye gerek yok