Namazsız bir ezan ile ezansız bir namaz arasında kısacık bir zaman dilimidir ömür.
Ancak ebedî saadete ulaşabilmek için bize verilmiş tek sermaye olan ömür dakika, saat, gün ve yıllarımızı ihtiyaca göre kullanabiliyor muyuz?
Şehirler arası yolculuklarda kaptanımız ihtiyaca göre mola vermektedir. Yolcular da o süre içinde en âcil ihtiyaçlarını giderirler. On dakikalık molada birinin önce uyumayı düşünmesi hayal bile edemezsiniz. Ruhlar âleminden ebedî âleme uzanan şu yolculuğumuzda, dünya denilen şu ihtiyaç pazarında kaptanımız ömür denilen kısa bir zaman mola vermiştir. Yolculuğun devamında ilk durak kabir istasyonunda beklemeye başlayacağız. Bu mola verilen pazardan ”iman bileti” almışsak bir vasıtaya bineceğiz. Vasıtamızın çeşidi ve rahatı için de başta namaz olmak üzere “ibadet vesikası” istenmektedir. Trenle, uçakla, hayal hızında bir burakla yolculuk etmemiz bununla mümkün. Bu bilet ve vesikanızın iptaline sebep olacak kaptanınızca yasaklanmış “haram” ticaretiniz olmaması çok önemli.
Şimdi ömür denilen o dünya pazarındasınız. En birinci ihtiyacınız olan iman biletini almadan, ibadet vesikası olmadan, bir de harama dalsanız ölüm ile indirildiğiniz kabir istasyonunda ne yapacaksınız? Üstelik bu molanın süresi her müşteri için ayrı belirlenmiş, hem de gizli tutulmuştur. Her an sizin için “Kaptanınızın verdiği mola süresi dolmuştur. Lütfen kabir istasyonunda yerlerinizi alınız” anonsu sizi istasyona teslim etmekle görevli “Azrail (as)” tarafından yapılabilir. Son kontrol kabir istasyonunda Rabbiniz’ce vazifeli Münker ve Nekir melekleri tarafından yapılır. Biletin parolası söylenip işareti senden sorulur.
Rabbin kim? Peygamberin kim?
Peşpeşe gelen sualler ve dünya pazarındaki molada aldıysan, hazırsan kolayca verilecek cevaplar, sonrası biletiniz tasdikle vesikanıza uygun vasıta ve mevkiye oturur, ebed yolculuğuna devam edersiniz. Bize Rabbimizin Peygamberi ve kitabı Kur’ân’la bildirdiği lüzumlu işlerin çok, ömür sermayesinin kısa olduğu dünya pazarındaki molada lüzumsuz işlerle vakit kaybetmek akıl kârı değildir.
“Hem bir takım siyasî işlerle veya bir takım bâtıl cereyanlarla ve fikirlerle uğraşmaya zamanımız yoktur. Ömrümüz kısadır. Vaktimiz dardır. Üstadımızın dediği gibi, “Fena şeylerle meşguliyet fena tesir eder. Fena iz bırakır.” (Risale-i Nur, Tarihçe-i Hayat, s. 691)
Zamanı maaşınız kadar dikkatli ve tasarruflu, faydalı kullanabilmeniz dileklerimle hayırlı ömürler, iman-ı kâmil ve hüsn-ü hatime ile ebedî saadetler.