"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Fenn-i İâşe Üzerine

DYT. MÜCAHİT ALP
05 Ekim 2013, Cumartesi
Muhteşem bir saray, saray içinde misafirler, misafirlere hazırlanmış birbirinden lezzetli rızıklar… O rızıkları tanıyacak kuvve-i zaika, aradaki münasebeti başlatacak ve arttıracak olan iştah kabiliyeti… Vücuda alındıktan sonra müthiş bir mekanizma… Her şey beslenmemize uygun peki biz?
İnsan hayatının devam edebilmesi için beslenmek zorunda olduğunu biliyoruz. Fakat nasıl, hangi ölçülerde, hangi miktarlarda, ne sıklıkla olması gerektiğini yeterince bilmek de önemlidir. Yanlış beslenmeye bağlı olarak özellikle obezite prevelansının gittikçe arttığını görmekteyiz. Obeziteye bağlı olarak ise birçok hastalığa zemin hazırlamaktayız. 2008 yılında 400 milyon olan obez birey sayısı giderek artmakta ve 2015 yılında 700 milyonu bulacağı belirtilmektedir.
Eskiden insanların bir kısmı zaafiyet geçirip acıdan ölüyordu. Şimdi ise, insanların çoğu, aşırı yemekten yahut dengesiz beslenmekten dolayı hastalanıyor ve erken ölüme doğru gidiyor. Bu durumda, doğru beslenme alışkanlığı edinmenin ne derece önemli olduğu gerçeğiyle yüz yüze geliyoruz.*
Beslenme, insanın büyüme, gelişme ve sağlıklı olarak uzun süre yaşaması için gerekli olan besin ögelerini vücuduna alıp kullanabilmesidir. Beslenme bilimi üzerine yapılan bilimsel araştırmalar, insanın büyüme, gelişme ve sağlıklı olarak hayatını sürdürmesi için 50’den fazla türde besin ögesine  ihtiyaç olduğunu göstermiştir. İnsanların ihtiyacı olan bu besin ögeleri; proteinler, yağlar, karbonhidratlar, mineraller, vitaminler ve su olarak altı grup altında toplanmıştır. Altı grup altında toplanan bu besin ögelerinin her birinin vücudumuzda ayrı ayrı çeşitli görevleri vardır. Bu besin ögelerinin herhangi biri veya bir kaçı yeterli miktarlarda vücuda alınmayınca veya aşırı miktarlarda alındığı zaman; başta obezite olmak üzere diyabet, hipertansiyon, kalp damar hastalıkları, kanser, malnutrisyon gibi sağlık sorunları ortaya çıkmaktadır.
Bilimsel olarak tanımı bu şekilde yapılan beslenme ilimler arasında fenn-i iaşe ismiyle de yerini almaktadır ve lisan-ı mahsusuyla küre-i arzın sahibini anlatmaktadır. Canlıların ortak özelliklerinin ilk sırasında yer alan beslenme konusu bilimsel olarak da incelenmiştir. Ülkemizde 1960’lı yıllarda başlayan bu çalışmalar Hacettepe Üniversitesinde hızlandırılmış ve günümüzde ‘’Beslenme ve Diyetetik’’ bölümü olarak ilk defa 2007 yılında yerini almıştır. Ehemmiyeti giderek artan sağlıklı beslenme, bu bölümün 2013 yılı itibariyle yaklaşık 60 üniversitede açılmasına sebep olmuştur.
     
*  Latif Salihoğlu, Sünnete uygun beslenme alışkanlığı, Yeni Asya Gazetesi, 12.04.2011
Okunma Sayısı: 1132
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı