31 Ağustos 2013, Cumartesi
Mısır, Suriye, Filistin, Irak’ta katledilen süt gibi bembeyaz, günahsız ve masum kardeşlerime...
İnsanoğlunun dünyaya gelirken beraberinde gelen tek rızık süttür. Günahsız hayata gelen bebeklere verilen, en lâtif bir gıda olan süt... Türlü renklerde besin tüketen annelerden bembeyaz ve çok besleyici olan sütün özellikle renk oluşumu hakkında bilim hâlâ aciz kalmaktadır. Fakat ihtiva ettiği kaliteli besin örüntüleri bakımından ciddî öneme sahiptir.
İhtiva ettiği kalsiyum açısından gelişimi yeni başlamış bebeklerde diş ve kemik gelişimi açısından çok ehemmiyetlidir anne sütü. İlk altı ay tek başına anne sütünün ardından iki yaşına kadar bebeklerin anne sütünü almalarını tavsiye etmekteyiz.
Anne sütünün, bebek sağlığına olumlu etkileri kadar anne sağlığına da çok önemli etkileri vardır. Doğum sonrası ağırlık artışındaki şikâyetler oldukça fazla miktardadır. Emziren anneler ise, süt salınımı için enerji harcadığı için daha kolay ağırlık kaybederler. (Annenin diyeti de önemlidir)
Annelerin çok dikkat etmesi gereken noktalardan birisi de şudur; her bebeğin rızkı yani sütü hazırlandırılmaktadır. Bu sebeple ilk birkaç gün anne sütünün yetersizliği sebebiyle, bebeğe verilen süt kesilmemelidir. Zaten annede süt salınımı bebekteki emme kabiliyeti ile uyarılmaktadır. Emzirme işlemi olmadan süt kesildi zannına kapılmamalıdır anneler.
Ülkemizde süt kesildi bahanesiyle özellikle ilk altı aydan evvel tamamlayıcı besinlere yönelen anne sayısı bir hayli fazladır. Bu sebeple; bebeğin ağırlığındaki değişiklikler takip edilmeden altı aydan önce anne sütü yetersiz diye tamamlayıcı besinlere başlamak doğru değildir. Anne sütünün yeterli olup olmadığını bebeğin ağırlık değişiminden takip edebiliriz. Bir bebeğin; ilk 20 günde 400-500 g, doğumdan sonraki ilk 6 ayda her ay 600-800 g, 6. ay ile 12. ay arasında 400-600 g alması bebeğin gelişiminin normal olduğuna yardımcı olmaktadır.
Dünyada ve ülkemizde sık görülen hastalıklardan bir tanesi de göğüs kanseridir. Emziren annelerde ise göğüs kanseri riski azalmaktadır.
Ayrıca üniversitedeki bir hocamın şu cümlesini hiç unutamam: ‘’Seri katillerin geçmişleri incelenmiş, büyük bir çoğunluğunun anne sütü tüketmediği ortaya çıkmıştır.’’ Buradaki önemli nokta anne sütünün besleyiciliğinden istifade edilmemesinden ziyade anne teni ile daha doğrusu annelerdeki o şefkat ile kurulamayan bağdaki kopukluktur.
Okunma Sayısı: 810
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.