"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bakış açısı

26 Haziran 2014, Perşembe
İnsanlar şahit oldukları olaylar, yaptıkları işler, dinledikleri sözler vs. hakkında bir yorumda bulunurlar. Bazen de duyarsız kalabilirler.

Bulunulan ortam, yapılan iş, söylenen söz veya yapılan bir davranış her insanda farklı karşılık bulur. Bu o insanın bilgi-eğitim seviyesine, kültür yapısına, yetiştiği ortama, aile terbiyesine vs. bağlıdır. Aşağıdaki anekdotu gözden geçirelim:  
“Fransa’da, ağır işçilerin işleri hakkında ne düşündüklerini incelemek üzere araştırmayı yürüten bir görevli, bir inşaat alanına gönderilir. Görevli, ilk işçiye yaklaşır ve sorar:
“Ne yapıyorsun?” “Nesin sen, kör mü?” diye öfkeyle bağırır. İşçi: “Bu parçalanması imkânsız kayaları ilkel aletlerle kırıyor ve patronun emrettiği gibi bir araya yığıyorum. Cehennem sıcağında kan ter içinde kalıyorum. Bu çok ağır bir iş, ölümden beter.”
Görevli hızla oradan uzaklaşır ve çekinerek ikinci işçiye yaklaşır. Aynı soruyu sorar: “Ne yapıyorsun?”
İşçi cevap verir: “Kayaların mimarî plana uygun şekilde yerleştirilebilmeleri için kullanılabilir şekle getirmeye çalışıyorum. Bu ağır ve bazen de monoton bir iş, ama karım ve çocuklarım için para gerekli. Sonuçta bir işim var. Daha kötü de olabilirdi.”
Biraz cesaretlenen görevli üçüncü işçiye doğru ilerler: “Ya sen ne yapıyorsun?” diye sorar.
“Görmüyor musun?” der işçi kollarını gökyüzüne kaldırarak. “Bir katedral yapıyorum.”
Bu hikâyenin enteresan tarafı her üç işçinin de aynı işi yapıyor olmaları...”
Olaylar karşısında görmeyi seçtiğimiz yol bizim tutumumuza bağlıdır. Meselâ; bugün gökyüzünde biraz bulut varsa, hava bulutlu mu yoksa biraz güneşli mi, demeliyiz? Veya güllerin dikeni mi vardır, yoksa dikenli dallarda birkaç gül mü, vardır? En yaygın olanı da, ‘Bu bardağın yarısı boş mu, yoksa yarısı dolu mu?
Her iki görüşü de bazı zamanlarda seçebiliriz. Hayatımız boyunca çektiğimiz sıkıntılar, başımıza gelen musîbetler varmak istediğimiz hedefe bakıldığında aslında çok küçük kalır.
Üstad Said Nursî’nin dediği gibi; “Güzel gör, hem güzel bak; tâ güzel düşünmeli. Güzel bil, hem güzel düşün; tâ leziz hayatı bulmalı. Hayat içinde hayattır hüsnü zanda etmeli. Suizanla yeistir, saadet muharibi (tahrip edicisi, yıkıcısı), hem de hayatın katili.” değil mi?
Yani, lezzetli ve saadetli hayatı bulabilmek ve yaşamak için; güzel görüp, güzel bakmak ve güzel düşünce içinde olmak gerekiyor. Bunun kaynağı hüsnüzan etmeye, yani başkaları hakkında iyi niyetli olmaya dayanıyor. Suizan etmek, yani, başkaları hakkında art niyetli olmak; hayatın saadetini tahrip eder ve öldürür.
Olaylara bakış açımız hayatımıza yön vermektedir. Hep pozitif bakarsak hayata, başarıya ulaşmak kolaylaşır.
İnsan hayatında başarı için birçok şey gereklidir. Ama 4S denilen “Sevgi, Sebat, Sabır ve Selâm” bakış açılarımıza yön verecek ışık kelimelerdir.

M. Fahri Utkan
Okunma Sayısı: 1923
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı