Malatya’dan Fidan Karataş arkadaşımız, “Bazen başımıza üzücü olaylar geliyor, bunların sebebi nedir?” diye sormuş. Sevgili can kardeşim, yaşadığımız hayat hep mutlulukla geçmez. Bazen üzüldüğümüz anlar da olur. Çok sağlıklı yaşarken bazen hasta oluruz. Çok rahat bir hayatımız varken, bazen sıkıntıya düşeriz. İnsanın hayatı da mevsimler gibidir, değişiklikler normaldir. Yaşadığımız acı olaylara biz “musibet” de diyoruz. Peki neden olur bunlar? Bu musibetlerin, bizim göremediğimiz farklı yönleri vardır. Yaşadığımız her sıkıntı ya da acı olayın arkasında bir rahmet, güzellik ve mükâfatlar bizi bekliyordur. Biz musibetlerin bu yönlerini önceden göremediğimiz için o an gördüğümüz üzücü tarafıyla kederleniriz.
Musibetlerin arkasında hediyeler var
Musibetler bazen bir öğretmendir, bize doğruyu gösterir, bazen de bir hatırlatıcıdır. Allah’ı hatırlatır, unuttuğumuz bazı önemli konuları düşünmemizi sağlar. Bu dünyanın fânî olduğunu fısıldar. Musibetler bizi korkutmak için değil de, Allah’a yaklaştırmak içindir. Bir zorluk karşısında Allah’a el açıp yalvarmamız çok lezzetlidir ve Allah için de çok kıymetlidir. Toprağa atılan bir tohum düşünün. Karanlıkta kalır, ama sonra filiz verir. Musibetler de önce kalbimizi biraz sıkıştırır, karanlıkta bırakır, ama daha sonra o tohum gibi aydınlığa çıkarır. Daha güçlü, daha merhametli, daha sabırlı, daha anlayışlı, daha çok şükreden biri olarak devam ederiz hayata. Musibetlere sabretmenin karşılığını hem bu dünyada hem ahirette Allah mükâfatlar şeklinde verecektir. Sevgili kardeşim, biz iyiliği seçtikçe, doğru ve dürüst oldukça, sabırla dua ettikçe, üzülmemize gerek yoktur. Allah her zaman yanımızdadır. Her zorluğun sonunda bir güzellik saklıdır, tıpkı karanlıktan sonra doğan güneş gibi. Kıştan sonra gelen bahar gibi. Eğer zor günler yaşıyorsan bu demektir ki, güzel ve mutlu günler yakındır.