"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Çocuklar suça değil, umuda yelken açmalı

Mehtap Yıldırım Yükselten
30 Ekim 2025, Perşembe
Son yıllarda “suça sürüklenen çocuklar” kavramını çok fazla duymaya başladık.

Bu ifade bize çocukların neden ve nasıl suçlara sürüklendiğini sorgulatıyor. Biliyoruz ki, her çocuk doğuştan İslâm fıtratı üzerine doğar. Saf ve masumdur. Ancak içinde bulunduğu aile, çevreden gördükleri, duydukları o çocuğun fıtrî ayarlarını yavaş yavaş değiştirmeye başlar. Böylece suçlu çocuklar ortaya çıkar. Çocukları suça sürükleyen sebepleri, aile içi şiddet, ilgisizlik, yoksulluk, kötü arkadaş çevresi, sosyal medyanın olumsuz etkileri olarak sıralayabiliriz. Bu faktörlerden birinin ya da daha fazlasının tesiriyle çocuk artık suça sürüklenen bir mağdur hâline gelir.  

Ekranlar da suçlu

Günümüzde çocukların bir çoğu da suç ile ailede, sokakta değil de ekranda tanışıyor. Sosyal medyada, film ve dizilerde çeteler, mafyatik tipler parlatılıyor, havalı gösteriliyor. Hırsızlık, serserilik, masum bir oyun gibi nazara veriliyor. Çocukların dünyasında suç ve şiddet böylece normalleştiriliyor. “Güçlü olmanın” tek yolunun şiddet, şöhret ve para olduğuna inandırılan bir nesil yetişiyor. Lise dizilerinde eğitimden çok gençler arasındaki toksik ilişkiler ve kavgalar ön planda olurken, zengin-fakir dizilerinde ise bir yanda yalılarda yaşayan zenginler, diğer yanda gecekondu mahallesindeki insanların hayatı gösterilerek, gençler haksız yollarla zengin olmaya teşvik ediliyor. Medyanın bir an önce bu hatadan dönmesi, doğru ve iyi rol modeller vermesi gerekiyor. 

Risale-i Nur ne diyor?

Risale-i Nur’da çocuğun işlediği bir suça yönelik olarak şu ifadeler manidardır: “Meselâ, bir çocuk, eline aldığı bir kuş veya bir sineği öldürse, şeriat-ı fıtriyenin ahkâmından olan hiss-i şefkate muhalefet etmiş olur. İşte bu muhalefetten dolayı düşüp başı kırılırsa müstahak olur. Çünkü, bu musibet o muhalefete cezadır.”1 Çocuğun bir başka çocuğa ya da hayvana uyguladığı şiddet ve katlin bu dünyada gelen peşin bir cezası olduğunu anlıyoruz. Çünkü, Allah’ın âdetullah, sünnetullah dediğimiz kanunları vardır. Meselâ şefkat kanunu her yeri kuşatmıştır. Buna muhalefet eden, O’nun sistemine aykırı davranmış olur ve bunun karşılığı mutlaka ortaya çıkar. Bu karşılık bazen bir musibet, bazen bir vicdan azabı, bazen düşüp bir yerini yaralamak, kırmak şeklinde tecellî edebilir. 

Risale-i Nur’un bu yaklaşımı bize, çocuğun işlediği yanlışın sadece bir suç değil, aynı zamanda fıtrata, adalete, dengeye ve düzene karşı bir ihlâl olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla biz çocuk eğitiminde, çocuğu kendisiyle ve diğer canlılarla barıştırmalıyız, sevdirmeliyiz. Allah’ın koyduğu adalet, şefkat gibi kanunların canlılarda, tabiatta nasıl işlediğini öğretmeliyiz. Çünkü Allah’ın koyduğu “şefkat kanunu”, insanın yaratılışına yerleştirilmiş bir İlâhî ölçüdür. Çocuk bu ölçüye uygun davrandığında huzur bulur; ihlâl ettiğinde ise hem kendisi, hem de çevresi zarar görür. 

Şu an bu konuda çocuklara nasıl bir yaklaşım izlenmeli ve nasıl bir eğitim verilmeli diye kafa yoran modern pedagojinin, psikolojinin, hukuk ve sosyolojinin bu konuda Risale-i Nur’dan çıkaracağı çok dersler var. İşler hukukî ceza boyutuna gelmeden önce temele indiğimizde çocukları suça değil, şefkate, merhamete, adalete ve umuda sürükleyecek bir eğitim yaklaşımıyla geleceğe hazırlamalıyız. 

Dipnot:

1-Mesnevî-i Nuriye, s. 64.

Okunma Sayısı: 195
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı