Ekin tarlalarından orak ve biçerdöverle biçilen buğdaylar tanesinden ayrılmaya başladı. Biçerdöverin giremediği yerlerdeki araziler ise elde orakla biçildikten sonra patoza atılarak buğdayın saman ve tane ayrımı yapılarak çuvallara dolduruluyor.

Patoz ile buğdayın danesini ve samanını ayırmayı, saati 60 liradan yaptığını belirten Mehmet Alp, fiyatların 3 yıldır aynı olduğunu söyledi. Çiftçinin zor durumda olması sebebiyle mazot fiyatlarının 3 yıl içinde önemli ölçüde artmasına karşı patoz kiralama fiyatlarını arttırmadıklarını belirten Alp, "Çiftçinin hali ortada olduğu için bir saatlik kiralama bedelini 60 lira olarak belirledik. Fakat bu fiyat emeğimizi zar zor karşılıyor. Çünkü mazot çok pahalı. Kiralamadan kazandığımız paranın yüzde 75'ni mazota veriyoruz. Patoz saman ve daneyi ayırmada çok mazot yakıyor. Zor da olsa ayakta kalmaya çalışıyoruz." diye konuştu. 

Buğday üreticisi Celal Kodak da, tarımda girdi maliyetlerinin yüksekliğinin çiftçinin 3 yıldır belini büktüğünü söyledi. Mazot ve gübre fiyatlarının pahalı olduğunu belirten Kodak, buğday için tarlaya attığı gübrenin derecesine göre çuvalının 110 ile 150 lira arasında olduğunu vurguladı. Kodak, "Geçen yıl buğdayın kilosunu yerinde patoz ayrımı sonrası kilosunu 60 kuruştan zor sattık. Bu sene de durum farklı değil. Buğdaydan kazandığımız para cebimize girmeden maliyetlere gidiyor. Bu işin hamallığını yapıyoruz. " ifadesini kullandı.

Serik Tohumuna ve Çiftçine Sahip Çık Platformu Başkanı Yusuf Öztürk ise Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı desteklemelerinin çiftçinin cebine girmeden buharlaştığını söyledi. Dünyanın en pahalı mazotunu ve gübresini Türk çiftçisinin kullandığını belirten Öztürk, "Tarımda bu girdi maliyeti yüksekliği olursa bizim bir Alman, bir İngiliz, bir Çekli, bir İskoçya, bir Avusturyalı ve bir Polonyalı çiftçisiyle rekabet edemeyiz. Sırtı arpa ve buğday tozundan yanmayanlar çiftçinin halinden anlamaz." dedi.