Şu anda hem ideolojik, hem de tarım alanında kuraklık yaşanıyor. Uzmanlar kuraklıkla birlikte gıda krizinin de yaşanacağı uyarısında bulunuyor.
Tabiatın tahrip edilmesi, orman yangınları, ağaç kesimi, barajlar ve çevre kirliliğinin yol açtığı sonuç kuraklık. Diyarbakır başta olmak üzere bölgede bulunan birçok şehirde kuraklık yaşanıyor. Bu yıl yeterli oranda yağış olmadığı için meralar kurudu, tarlalarda ekilen ürünler susuz kaldı. Artıgerçek’in haberine göre konunun farklı yönlerini uzmanlarıyla konuştuk. Mezopotamya Ekoloji Hareketi Sözcüsü Vahap Işıklı, konuyla ilgili şunları aktardı:
Kuraklık bir sonuç
Bölgede tarım alanında bir kuraklık yaşanıyor. Herkes sebebini açıklamaya, bir iklim krizinden bahsediyor. Biz meseleye böyle bakmıyoruz, yaşanan kuraklık bir sonuçtur. Sonuç olması açısından farklı sonuçlar oluşturacak. Bugün kuraklık yaşıyoruz evet, fakat kuraklık iklim krizinin sadece birkaç sonuçlarından bir tanesidir. Kuraklık 4 evrede gerçekleşiyor. Bir meteorolojik anlamda yaşanan kuraklık, iki hidrolojik anlamda yaşanan kuraklık, üç tarımdaki kuraklık ve en sonunda sosyo ekonomik anlamda yaşanan kuraklık. Bugün göller kuruyor, balıklar ölüyor.
Sadece elimizdeki verilere göre Türkiye’de son 40 yılda yüzde 60 oranında canlı popülasyon azaldı. Bununla birlikte yer altı su kaynaklarının tüketilmesi meselesi var. Bunların hepsi bir anlamda sonuçtur.
Baraj ve HES’ler neden yapıldı?
HES’lerin kendisine baktığımız zaman ondan üretilen elektrik bile yenilenebilir enerji diye bakılıyor, fakat bölge üzerinden baktığımız zaman kim için, ne için yapılıyor sorusunu sormamız lâzım. Eğer halk için yapılıyorsa Batman’da halk neden susuz. Ya da Mardin’de, Suruç’ta, Siverek’te, Viranşehir’de her sene su kesintileri oluyor ve tarım alanında üretim duruyor. Ve bu kuraklıkla beraber HES ve barajların gerçekten bizim için bir faydası var mıydı? Eğer gerçekten çözüm olabildilerse o zaman gerçekten bir umut vaat ettiğini ortaya koysunlar. Düşünün sadece Hasankeyf’te yapılan baraj ile beraber 199 köy sular altında kaldı. Demek ki yapılan barajların kendisi bir kuraklık, ya da su meselesini, ya da enerji meselesini çözme noktasında değildi. Bölgede açıkça politik amaçlar için kullanıldı.
Anlık çözümler sorunu gidermez
Bu gün açıkça yapılan politikaların, çözümsüzlüğün bir sonucudur. Tarım ve Orman Bakanlığı bile şunu söylüyor. Kuraklığa karşı mücadelede attığımız adımlardan ikisinden biri 2023’e kadar yer altı barajı yapmak, ikincisi ise buharlaşmaya karşı tedbir geliştirmek. Bu anlama kuraklığın etkisini azaltmaktan söz ediyor. Mesele sadece bu değil. Tarımsal alanda yaşanan kuraklığı da azaltmak lâzım... Artan nüfusa karşılık gıda krizi meselesi var.
Bundan sonra bir gıda krizi, kıtlık dediğimiz şeyle karşı karşıya kalacağız. Bu gün yaşadığımız Koronanın kendisi de ekolojik krizin kendisidir. Gıda krizini de bu bağlamda görülmesi gerekir. Üretilecek çözümlerde sistemsel olması gerekir. Anlık çözümler sorunu gidermez.