"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yalnızlık

F. İris Arcan
28 Temmuz 2019, Pazar
Dünyanın, insanlık tarihi kadar eski güftesidir yalnızlık. Herkesin kendine, ruh-gönül dünyasına ve kaderden payına düşen hisseye göre bestelediği…

Yalnızlık denince nedense aklıma ilk gelen yusufçuk ve ablasının hazin öyküsüdür. Neyse…

Peki doğrusu hangisi; yalnızlık mı, yanlı(z)lık mı?

Dilimize yerleşen, alışageldiğimiz telâffuz hatalarından biri değil  yanlı(z)lık...

En yakın çevrede başlayan yanlı/lık; yalnızlığı doğurur ve zamanla tercihe dönüşen hayat tarzı halini alır.

Bazen empati yoksunu toplumda doğrudan dile getirilmese de, beden ve davranış diliyle kendi gibi düşünmeyen ayrıştırılır ve yalnızlaştırılır…  Kalıplara sokulamayan kişilere ya “hamakat (ahmaklık)” isnat edilir veya “psikolojisi bozuk” vb. teşhisler konur bazı çevrelerce. Oysa insan, artısı-eksisi ile kendi olmalı, maskesiz.

Rûmî, yalnızlığın lâyık olmayanların vereceği sevgi ve saygıdan çok daha değerli olacağını söyler.

Dostluk önemli yer tutar insan hayatında. 

Ancak Tarancı’da;

“Öyle yalnız kaldım ki hayatımda

Çok zaman annemin dizlerine hasret

Koydum başımı kendi dizlerime

Doya doya ağladım

Paylaşırsa dost paylaşırmış

İnsanın derdini, sevincini

Dost ümidiyle ortalığa düşmeye gör

Hangi kapıyı çalsan kimseler yok

Hangi omuza dokunsam yabancı çıkar.”

Dizeleriyle uğradığı hayal kırıklığı, belki umduğunu bulamama içli bir serzenişe dönüşür. Öyle ya;

Sevdiklerinden umulur/umut edilir…

Yalnızlık, kimsesizlik konusunda büyük Şâir Fuzûlî de bir hayli dertlidir:

“Yetti bî-kesliğim ol gâyete kim çevremde

Kimse yok çizgine girdâb-ı belâdan gayrı

Ne yanar kimse bana âteş-i dîlden özge,

Ne açar kimse kapım bâd-ı sabâdan gayrı” 

Yalnızlığın çok fazla/farklı sebebi ve tanımı vardır. Hastalık olarak kabul eden ve bu konuda ilâç üretmeyi planlayan bilim insanları olsa da; sanıldığı gibi olmadığını, Allah’ın Zat’ına yaklaştırmak ve içe yolculuk için bahşettiği eşsiz nimet olduğunu düşünenlerdenim…

Pek çok kimsenin, hayalî-hayatî bekledikleri vardır mutlaka. Arzu eden, dileyen herkesin yalnızlığı son bulsun temennisiyle son söz Y. Bülent Bakiler ustadan:

Bir dağbaşı yalnızlığı yaşıyorum yeniden…

Dağbaşı yalnızlığı ölümden beter.

Hiç kimse aramasa sormasa beni,

Sen gelsen yeter…

Huzur ellerinin güzelliğidir..

Gözlerin karşımda mutluluk denizi,

Her sabah soframızda ekmeğimizi

Sen bölsen yeter…

Yüreğim seninle yaylalar kadar serin.

Ne bir çizgi hasret, ne bir nokta gam,

Yayla dumanı gibi gözlerime her akşam

Sen dolsan yeter…

Bende çaresizlik sonsuz kördüğüm. 

Bende sabır,

Sende naz…

Gündüzünden vazgeçtim düşümde biraz 

Bir yüz görümlüğü sen olsan yeter…

Duymasa da hiç kimse şâir gönlümün

Sende karar kıldığını

Ve içimin şerha şerha yarıldığını

Sen bilsen yeter..

Bir gün duysan bittiğimi, tükendiğimi

Çıkıp gelsen uzaklardan korkulu ürkek

Bir incecik dal gibi üzerime titreyerek

Eğilsen yeter...

Okunma Sayısı: 5029
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı