"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dosdoğru olmak

Fazilet Kırmızı
15 Kasım 2022, Salı
Sevr-i kainat olan Allah Rasulü el-emin’di.

El-emin; kendisine güvenilen, hıyanet etmeyen,

sözünde duran, vefalı ve başkalarından korkmayan kimse anlamlarına gelir.

Sevr-i kâinat olan Resulü Ekrem (asm) “Hud suresi beni ihtiyarlattı” demiştir. Rabbimiz Kur’ân-ı

Kerîm’de buyuruyor ki; “Öyle ise emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Beraberindeki tövbe edenler de dosdoğru olsunlar. Hak ve adalet ölçülerini aşmayın. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görür.” (Hud Suresi, 112. ayet)

Emrolunduğu gibi dosdoğru olmak Allah’ın salih ve saliha kullarının gayesi ve erdemidir.

Dosdoğru olmak, bu arzuyu kalbinde bir dua gibi taşımak, ihlâs ile dosdoğru olmaya çalışmak

hidayet misali en kıymetli nasiplerden birine mazhar olmaktır. Bediüzzaman Hazretleri Münâzarat adlı eserinde doğruluğun önemini şöyle ifade ediyor:

“Sual: Her şeyden evvel bize lâzım olan nedir?

Cevap: Doğruluk.

Sual: Daha?

Cevap: Yalan söylememek.

Sual: Sonra?

Cevap: Sıdk, ihlâs, sadâkat, sebat, tesanüd.”

Hiç şüphesiz ki ebedi saadeti kazanma gayesi olan müminler ve mümineler dünya hayatında

sırat-i müstakim üzere yaşmaya ve olmaya gayret ederler. Sırat-i müstakim “Rabbimizin

emrettiği gibi dosdoğru olmayı ve dosdoğru yolu” ifade etmektedir.

Bizler, yaşadığı toplum tarafından “El-emin” diye anılan bir peygamberin ümmetiyiz. Ve bugün

kendimizden ve tavırlarımızdan ne kadar eminiz? Kendimizden emin olmak derken, şişirilmiş ve

bir balon misali patlaması kaçınılmaz olan “özgüven” adı altında yapılan hadsizlikleri veya nefsin

zehirli bal misali enaniyet damarı ile şuuru kapattan ve belki de bir ömür içerisinde sadece üç

günden ibaret olan keyif, zevk ve sefa zamanındaki halet-i ruhaniyeti ifade etmiyoruz.

Sevr-i kâinatın ve düşmanların dahi “El-emin” olarak andığı bir Allah Rasulü’nün, “Hud Suresi beni ihtiyarlattı” diye buyurduğu; “Öyle ise emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Beraberindeki tövbe

edenler de dosdoğru olsunlar. Hak ve adalet ölçülerini aşmayın. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı

hakkıyla görür.” (Hud Suresi, 112) ayet-i kerim bizim ne kadar hatırımızda? Hayatımızı ne kadar

merkezinde? Allah Rasulü’nü ihtiyarlatan ayet, El-emin’in ümmetini uyandırmuyor, titretmiyor

mu?

Yanlış yanlışı, yalan yalanı doğurur. Oysa vazgeçilmeyen her yanlış ve her yalan ebedi saadetten

şuursuzca bir vazgeçiştir. Ebedi saadete vesile olan “Sırat-i müstakim” yolunda doğru doğruya,

iyilik iyiliğe iletir.

Efendimiz (a.s.m) bir Hadisi Şerif’in de buyurmuştur ki; “Doğruluk insanı iyiliğe yöneltir, hayırlı

işler cennete kılavuzluk eder. Bir kimse, doğruluğu prensip edinirse sıddık olur. Yalancılık da

insanı kötülüğe ve fücura sürükler. Kötülük de cehenneme götürür. Bir kimse yalancılığı prensip

edinirse Allah’ın divanında kezzap (yalancı) defterine yazılır.”

“Emrolunduğu gibi dosdoğru” olan bir ömür duasıyla.

Okunma Sayısı: 2747
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Serdar

    15.11.2022 14:43:53

    Server-i Kainat olacak (Kâinatın Reisi)

  • Osman

    15.11.2022 11:07:37

    Rabbim bizler Sırât-ı Müstakime hidayet buyursun, İnşallah!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı