"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Benzer kelimeler üzerine (2)

M. Fahri UTKAN
21 Haziran 2025, Cumartesi
İlk kelimelerimiz iktisad ve hısset kelimeleri. Bununla ilgili Üstad Said Nursî’nin bizzat başından geçen bir olaya baktığımızda konu açıklığa kavuşmuş olacaktır.

“Kaideme ve düstur-u hayatıma muhalif bir surette, bir talebem iki buçuk okkaya yakın bir balı, bana hediye kabul ettirmeye ısrar etti. Ne kadar kaidemi ileri sürdüm, kanmadı. Bil mecburiye, yanımdaki üç kardeşime yedirmek ve Şaban-ı Şerif ve Ramazan’da o baldan iktisad ile otuz kırk gün üç adam yesin ve getiren de sevab kazansın ve kendileri de tatlısız kalmasın diyerek, ‘Alınız’ dedim. Bir okka bal da benim vardı. O üç arkadaşım, gerçi müstakim ve iktisadı takdir edenlerdendi. Fakat her ne ise, birbirine ikram etmek ve her biri ötekinin nefsini okşamak ve kendi nefsine tercih etmek olan bir cihette ulvî bir haslet ile iktisadı unuttular. Üç gecede iki buçuk okka balı bitirdiler. Ben gülerek dedim: ‘Sizi, otuz kırk gün o bal ile tadlandıracaktım. Siz, otuz günü üçe indirdiniz. Afiyet olsun.’ dedim. Fakat ben kendi o bir okka balımı iktisad ile sarfettim. Bütün Şaban ve Ramazan’da hem ben yedim, hem lillahilhamd o kardeşlerimin her birisine iftar vaktinde birer kaşık verip, mühim sevaba medar oldu. Benim halimi görenler, o vaziyetimi belki hısset telakkî etmişlerdir. Öteki kardeşlerimin üç gecelik vaziyetlerini bir civanmerdlik telakkî edebilirler. Fakat hakikat noktasında, o zahirî hısset altında ulvî bir izzet ve büyük bir bereket ve yüksek bir sevab gizlendiğini gördük. Ve o civanmerdlik ve israf altında, eğer vazgeçilmese idi, bir dilencilik ve gayrın eline tama’karane ve muntazırane bakmak gibi, hıssetten çok aşağı bir haleti netice verir idi.”1

İkinci örneğimizi Hakikat Çekirdeklerinden, izzet-i nefis – tekebbür,  zillet – vakar, tevazu – kibir” hakkında bir cümleyi alarak göstermek istiyorum, “Zaifin kaviye karşı izzet-i nefsi, kavide tekebbür olur; kavinin zaife karşı tevazu’u, zaifte tezellül olur. Bir ulü’l-emrin makamındaki ciddiyeti, vakardır; mahviyeti, zillettir; hanesindeki ciddiyeti, kibirdir; mahviyeti tevazu’dur. Ferd mütekellim-i vahde olsa [kendi adına konuşsa], müsamahası ve fedakarlığı amel-i salihtir; mütekellim-i maalgayr olsa [başkaları hakkında konuşsa], hıyanettir, amel-i talihtir. Bir şahıs, kendi namına hazm-ı nefs eder, tefahur edemez; millet namına tefahur eder, hazm-ı nefs edemez.”2

Son olarak “hırs ve azim” hakkındaki örneğe bakalım. Her ne kadar birbirine benziyor olsalar da hırs ile azim farklı şeylerdir.

Azim; çalışmak, çabalamak ve nasip deyip hakkına razı olmaktır. Azimde sabır, itina, çalışmak, gayret ve sonuca kanaat etmek esastır. 

Hırs ise, hakkımız olup olmadığına bakmadan, kimden alıp almadığımızı düşünmeden, sonuçlarıyla hiç ilgilenmeden, daima daha fazlasını istemek ve sonuca kanaat etmemektir. 

Bu yüzden azim yapıcı, hırs yıkıcıdır.

Bir başka ifade ile hırs, bir şeyi ihtirasla, haram helal demeden isteme güdüsü iken, azim ise zorluklara karşı metanetli, sabırlı ve kararlı olma durumudur.

Dipnotlar:

1- 19. Lem’a

2- Hakikat Çekirdekleri, 94

Okunma Sayısı: 256
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı