"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Saklı hazine (3) Yenibahar

Feyzullah ERGÜN
25 Temmuz 2016, Pazartesi
Baharatların en tanınmış ve severek yaygın bir şekilde kullanılanı yenibahardır.

Mersingiller familyasından olup, Güney ve Orta Amerika ile Batı Hint Adaları’nda yetişen, yapraklarını dökmeyen, boyu 9 metreye ulaşabilen tropik bir ağacın meyveleridir. Baharat olarak kullanılan bu meyveler, yaklaşık 5 milimetre çapındaki kürecikler biçiminde olup, her bir meyve böbrek şeklinde iki tane tohum ihtiva eder. Olgunlaşmadan önce toplanan meyveler güneşte kurutulur, kurutma sırasında renkleri yeşilden kırmızımsı kahverengine döner. Jamaika biberi olarak da bilinen yenibahar, Avrupa’ya İspanyol seyyahlar tarafından getirilmiştir. Karanfil, tarçın, küçük Hindistan cevizi (muskat), zencefil karışımını andıran tat ve aromasıyla çok lezzetli bir baharat olduğundan, İngilizcede bütün baharatlar manasına gelen Allspice olarak adlandırılmaktadır.

İsm-i Şâfî ve Muafî (cc) muvacehesinden incelendiğinde, yapılan fitoterapi araştırmalarında, vücut sağlığımıza birçok faydaları tesbit edilmiştir. Sindirim enzimleriyle bazı hormonları stimüle (uyarıcı ve teşvik edici) ettiğinden, sindirimi iyileştirme, mide ve bağırsak gazlarını gidermede rahatlatıcı etkileri görülmüştür. Aynı şekilde bulantı, kusma, ishal tedavisinde ve mide kramplarını rahatlatmada uzun yıllardır destek amaçlı kullanılmakla birlikte, yeterli sayıda bilimsel çalışma ile desteklenmemiştir. Ayrıca % 2.5- % 4.5 oranında uçucu bir yağ olan Eugenol (öjenol) ihtiva ettiğinden, ağrıları azaltmada faydaları hissedilebilir. Bundan başka kan dolaşımını hızlandırma ve hastalıklara sebep olan patojenlerle ( hastalık yapan güçlü mikroplar) mücadelede etkili bir baharat olarak kullanılmaktadır.

Antiseptik (mikrobik faaliyetleri yok eden), cilt ve yumuşak dokuların ağrı hissini azaltarak, yüzeysel anestezi sağlamakla ağrıları keser. Vücudumuzun hücre yapısını tahrip eden SERBEST RADİKALLERİ etkisiz hale getiren, yüksek ANTİOKSİDAN etkisi ile yenibahar değerli bir koruyucudur. Ciltteki bakteri ve mantar kaynaklı enfeksiyonların, yaraların tedavisinde etkilidir. Kuru öksürük, nezle ve bronşitte rahatlatır. Diş ve diş eti tedavilerinde de lokal anestezi sağlamada kullanılır. Damar sertliğini (arteryoskleroz) önler. Unutkanlığı engeller, hafızayı güçlendirir.

Yenibaharın buharda damıtma usûlüyle yağı da elde edilmiştir. Bu yağla, banyolarda özellikle eklem ağrısı bulunan bölgelere sürüldüğünde, anestezi etkisiyle ağrılarda azalma görülebilir. “2010 yılında yayınlanan fitoterapi araştırması, yenibaharın sinir sisteminde meydana gelen sorunlar dolayısıyla yaşanan ağrıları hafiflettiği yönünde sonuçlar yayınlandı.”1 Yenibahar yağı nevralji, kas, kemik ve eklem ağrılarında faydalı olup, arı ve böcek sokmalarında da ağrı ve yanmayı keser. Baş ağrıları ile sinüzitte diğer ağrı kesicilere iyi bir alternatif olabilir. Sinirsel gerginlikleri yatıştırıp, beyin ve vücutta huzur sağlar. Ayrıca uykusuzluk problemlerinde uyumaya yardımcı olur. Günde 2-3 defa 0.5- 1 gram tüketilebilir. Yemeklerde kullanımı ise, mutlaka taze ve evde çekilmiş olmalı, aksi halde faydalı kimyasalları ve aroması kayba uğrar. Çorbalarda, et yemeklerinde, iç pilavlarda ve turşu yapımında mükemmel tat, aroma ve çeşnisiyle sofraların süsü ve vazgeçilmezi olmalıdır.

Saklı hazinenin yenibaharla beraber diğer faydalı baharatlarına, mana-i harfi tefekkür nazarıyla bakıldığında Marifetullah’a pencere açtığını da görebiliriz. “Camit ve basit unsurlardan hadsiz ve ayrı ayrı ve muntazam mürekkebatın icadı, mürekkebat adedince yine o Sâni-i Hakîm’invücub-u vücuduna şahadet ve vahdetine işaret etmekle beraber; heyet-i mecmuasıyla gayet parlak bir tarzda kemal-i kudretini ve vahdetini gösterdiği gibi; terkibat-ı mevcudat tabir edilen terkip ve tahlil hengâmındaki teceddütte nihayet derecede ihtilât ve karışma içinde nihayet derecede bir imtiyaz ve tefrik ile, meselâ topraktaki tohumların ve köklerin çok karışık olduğu halde hiç şaşırmayarak, bir surette sümbüllenmelerini ve vücutlarını temyiz ve tefrik etmek ve ağaçlara giren karışık maddeleri yaprak ve çiçek ve meyvelere tefrik etmek ve hüceyrat-ı bedene karışık bir surette giden gıdaî maddeleri kemal-i hikmetle ve kemal-i mizanla ayırıp tefrik etmek, yine o Hakîm-i Mutlak ve o Alîm-i Mutlak ve o Kadîr-i Mutlak’ın vücub-u vücudunu ve kemal-i kudretini ve vahdetini gösterdiği gibi...” 2 denilerek açılan marifetullah penceresinden, güzellikleri temaşâ etmeliyiz.

SAĞLICAKLA KALIN.

Okunma Sayısı: 1865
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı