CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 12 Eylül askerÎ darbesinin 41’inci yıl dönümünde, “AKP, 15 Temmuz sonrası uygulamalarıyla 12 Eylül’e rahmet okuttu” dedi.
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 12 Eylül askerî darbesinin 41’inci yıl dönümünde açıklamalarda bulundu. Tanrıkulu, yaptığı yazılı açıklamada, AKP’nin 12 Eylül’ü arattığını öne sürerek şunları belirtti: “12 Eylül askeri darbesiyle hiçbir zaman hesaplaşılmadı ve o dönemin acılarını dindirecek adımlar atılmadı. AKP, bu meseleyi bile istismar edip kendi çıkarları için kullandı ve 2010 referandumunu darbeyle hesaplaşma sosuna buladı. Ancak darbenin başındakiler de darbeci zihniyet de hiçbir zaman gerçek manada yargılanmadı. Darbe mekaniği ve mekanizmasını üreten nedenler ortadan kaldırılmadığı için ülkemiz, 15 Temmuz’daki darbe girişimini yaşadı. Ve buna bağlı nedenlerle de ülkemiz, 15 Temmuz sonrasında asker destekli sivil bir darbe düzeninin içine hapsedildi. AKP, 15 Temmuz sonrası uygulamalarıyla 12 Eylül’e rahmet okuttu.”
Zulümde yarışıyorlar
Temel insan haklarının ayaklar altına alındığını söyleyen Tanrıkulu, şu şekilde devam etti: “Adil yargılama konusunda 12 Eylül’ün bile gerisine düşüldü. Toplu gösteri ve yürüyüş hakkı, muhalif düşünceyi ifade hakkı yasaklandı. Zaten olmayan basın özgürlüğü tamamen ortadan kaldırıldı. 12 Eylül döneminin idam cezalarının yerini yargısız infazlar aldı. Ağır hastalıklarına rağmen siyasî mahpuslar cezaevlerinde çürütülüyor ve ancak ölünce hapisten çıkabiliyorlar. 12 Eylül’ün ‘asmayalım da besleyelim mi’ zihniyeti bugün de iktidardadır. 15 Temmuz sonrası rakamlarla 12 Eylül sonrası rakamları mukayese ettiğimizde, mevcut iktidarın 12 Eylül cuntacılarının gerisinde kalmamak için zulümde yarıştığını görüyoruz.”
Adalet mekanizması kıyım makinesine dönüştü
“KHK’larla yüzbinlerce insanın bir gecede hayatını karartan, emir ve talimatla çalışan yargı eliyle adalet mekanizmasını bir kıyım makinasına dönüştüren, kamu kaynaklarını talan eden, küçük bir azınlığın saadeti için bütün ülkenin gırtlağına basan mevcut iktidarın 12 Eylül’cülerden tek farkı, kravatlı olmasıdır” diyen Tanrıkulu, “12 Eylül 1980’de doğan çocuklar 41 yaşında. Onlardan önceki kuşaklar, darbe sırasında 40’lı yaşlarında olan insanlar, hayatlarının sonraki dönemini zulme, baskılara maruz kalarak veya tanık olarak geçirdi. Darbede doğan çocuklar da bugün aynı kaderi tekrar yaşıyor ve sivil bir darbeye tanıklık ediyor. Ama her yeni kuşağı bir askerî veya siyasî darbenin gölgesinde büyütmek, bu ülkenin kaderi değil, olamaz” ifadelerini kullandı.
Ankara - Anka
***
12 Eylül dâvâsı neden düştü?
12 Eylül 1980 darbesinin üzerinden 41 yıl geçti. Peki darbe sorumlularının yargılandığı 12 Eylül dâvâsı neden düştü? Darbeci komutanlar Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya hakkında, Askerî Ceza Kanunu’nun “askerî rütbelerin sökülmesi”ne ilişkin 30’uncu maddesinin uygulanmasına karar verilmişti. Hükmün ardından sanık avukatları, kararı temyiz etti. Dosya Yargıtay’dayken Evren, 10 Mayıs 2015’te 98 yaşında, Şahinkaya ise 9 Temmuz 2015’te 90 yaşında öldü. Yargıtay 16’ncı Ceza Dairesi, temyiz incelemesinde, sanıkların ölümleri sebebiyle dâvânın düşürülmesine karar verdi. Dosyayı yeniden görüşen yerel mahkeme, karara uyarak düşme kararı verdi ve dosya tekrar Yargıtay 16’ncı Ceza Dairesine geldi. Daire, yerel mahkemenin kararını bu kez de usûl yönünden bozdu. Yargıtay 16’ncı Ceza Dairesinin sanıklar hakkında verilen hükmü usûl yönünden bozmasının ardından 12 Mayıs 2019’da yeniden yargılama yapan Ankara 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi, bu kez Evren ile Şahinkaya hakkında “kamu davasının ortadan kaldırılmasına” karar verdi. Ayrıca Evren ve Şahinkaya’nın malvarlıklarına el konulması ve sanıkların TSK’den çıkarılması ile rütbelerinin geri alınmasına yer olmadığına hükmedildi.