Yrd. Doç. Dr Paker, 15 Temmuz’dan sonra başlayan süreçte “Adalet ve hakikat duygusunun çok zedelendiğini, düşmanlık duygusunun körüklendiğini” söyleyerek, “Güç rejimi var şu anda, hukuk rejimi değil. Bu ülkeyi toparlaması çok çok zor olacak” dedi.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Psikoloji Bölümü Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Programı Direktörü Yrd. Doç. Dr. Murat Paker, darbe girişiminin ardından düzenlenen operasyonlarda “açıkça işkence yapıldığını” belirterek “Bu görüntülerin bütün dünyaya gösterilmesinin altında tabii ki ibret, misilleme, intikam gibi duygular vardı” yorumunda bulundu. 15 Temmuz’dan sonra başlayan süreçte “adalet ve hakikat duygusunun çok zedelendiğini, düşmanlık duygusunun körüklendiğini” söyleyen Paker, “Güç rejimi var şu anda, hukuk rejimi değil” değerlendirmesinde bulundu.
İktidar değişimiyle düzelecek durumda değiliz artık
Örnek olarak gözaltına aldığını karakolda Mehter Marşı eşliğinde saçları kazınan kadını hatırlatan Paker, “Düşman olarak damgalananlar için bir kalp sıkışması, bir vicdan titremesi hissetmiyor. Bütün bunlar toplumun bazı kesimlerinin de yaygın bir şekilde işlenen suçlarda en azından dolaylı, pasif desteği, sorumluluğu olduğunu gösteriyor bize” dedi. BirGün gazetesinden Prof. Murat Paker ile yaptığı söyleşideki bazı ifadeleri şöyle: “Tabii, bugün Türkiye’de hukuk sistemi yerli yerindedir ve düzgün bir şekilde işlemektedir gibi bir iddiayı kimse yapabilir mi ya da yapsa da kimse bu kişiye inanır mı? Sanmıyorum. Güç rejimi var şu anda, hukuk rejimi değil. Adalet ve hakikat duygusu çok çok zedelendi, bu da düşmanlık duygusunu körüklüyor. Dahası, düşmanlık duygusu bunları daha da bozuyor, birbirlerini besleyen süreçler bunlar. Adalet ve hakikatin bu kadar zedelenmiş olması bir toplum için olabilecek en büyük melanet. Bu o kadar kötü bir şey ki, diyelim ki bir mucize oldu ve yarın çok düzgün bir şekilde ülkemizi yeniden kurabileceğiz. Hangi siyasi grup ya da eğilim iktidara gelirse gelsin, hangi yetkiler elinde olursa olsun, bu ülkeyi toparlaması çok çok zor olacak, o derece ağır bir yıkım var şu anda Türkiye’de, özellikle de sosyo-psikolojik alanda. Yani basitçe iktidar değişimiyle düzelecek durumda değiliz artık.”
ÜLKENİN GELECEĞİNİ KARARTIYORSUNUZ
Sanırım en önemli tahribat liyakat alanında yaşandı diyen Paker, “Türkiye eskiden de adam kayırmacılığın, torpil kullanımının yaygın olduğu bir yerdi, liyakata aşırı değer verilmezdi. Ama geldiğimiz noktada artık bütün kamu kurumlarında liyakat ilkesi öyle bir ayaklar altına alındı ki... Bu, bir toplumun kendi kendisini tahrip etmek için yapabileceği en büyük aptallıktır. Yetenekli ve donanımlı olup hak edenler değil de, sadece yandaşlar ve belli hayat tarzlarına sahip olanlar kamuda yer bulabiliyor ve yükselebiliyorsa en azından iki büyük cinayet işliyorsunuz demektir. Bir, kendi insanınızın mümkün en kaliteli hizmeti almasını engelliyorsunuz. İki, en yetenekli ve donanımlı insanlarınızı beyin göçüne teşvik ediyorsunuz, yani ülkenin geleceğini karartıyorsunuz. Bu yüzden mesela Türkiye’de kamu eğitim sistemi tamamen çökmüş durumdadır” şeklide konuştu.