KHK ile ihraç edilen İdarî Hâkim Büşra Taşkıran, yaşadığı mağduriyetleri anlatarak, “Ben KHK’lıyım, ben terörist değilim” dedi.
689 nolu KHK ile ihraç olan İdarî Hâkim Büşra Taşkıran, yaşadığı mağduriyetleri KHK TV’de şöyle anlatıyor: “Büyük emekler vererek kazandığım mesleğimi kaybettim. Ama aslında kaybetmedim bu dönemde küçük kayıplarla büyük kazanımlar elde ettim. 8 ay 8 gün cezaevinde kaldığım sürede 3 koğuş değiştirdim. Çünkü idarenin yaptığı hukukî olmayan bütün eylemlerini infaz hâkimliğine taşıyordum. 8 ay boyunca Ben bir hukukçu olarak cezaevlerine denetime girdim diye düşündüm. Cezaevindeki bütün eksiklikleri yazdım. OHAL dönemi çok büyük sıkıntıları içinde barındırdı. Eğitim hakkı ihlâlleri anayasada geçen en temel haklarını insanlar bu dönemde elde edemediler. Yasalarla engellendi. Avrupa İnsan Hakları sözleşmesi, bir anayasa var ve biz onları devirdik kanunla insanların en temel haklarını ellerinden aldık.”
İnsanların haklarını bilmeden içeride yattığını ifade eden Taşkıran, hukukçulara şöyle seslendi: “Hukukçulara şunu demek istiyorum; insanlara, insan hakları eğitimi verin. Bilginizi kendinize saklamayın. İlminde bir hakkı var.”
Anlaşılmak istiyorum
Cezaevinden çıktıktan sonra çevresine suçsuz olduğunu anlatmaya çalışan Taşkıran, “Ben mücadele etme yöntemini tercih ettim. Ben KHK’lıyım, ben terörist değilim. Bunu sadece çevreme anlatarak olmuyor. Cezaevindeki insanların suçsuz olduğunu anlatmam gerekiyor. 17-18 yaşında küçücük kızlar cezaevindeler. Sizin kalbiniz bunu alıyor mu, vicdanınıza sığıyor mu? Her ne düşüncede olursa olsun eline silâh almadığı müddetçe düşünceleri yüzünden nasıl cezaevine girebilir? Bir gün cezaevinde Kürt kökenli bir arkadaşım şunu dedi: ‘Ben anlaşılmak istiyorum, ben elime silâh almak istemiyorum, toplumsal barış istiyorum ben terörist değilim’ dedi. Ben de aynı şeyi diyorum: Ben terörist değilim.”
23 yaşımı hatırlamıyorum
Taşkıran, “Ben 23 yaşımı hatırlamıyorum. 23 yaşımda hep ders çalışmışım. Çünkü hâkimlik istiyordum. Bu insanlar için mücadele etmeliyim. Sadece ben yokum bu ülkede herkes var ve eşit haklara sahip. Ama bu eşit hakları sadece ben kendim için düşünememeliyim. Şu an da biz öyle bir zaman diliminden geçiyoruz ki arama kararı çıkmış komşunu aramaya geliyorlar, komşusu kapısını kilitliyor, yanına gitmiyor. Yani bu bizim ahlâkî, toplum değerlerimize aykırı.”
HABER: Süreyya Nur İşler
[email protected]