"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cezaevinde büyüyen çocuklara ses olmak

16 Temmuz 2021, Cuma
AB Delegasyonunun Türkiye’de insan hakları konusunda desteklediği “Sivil Düşün“ birimine yazılan, “Bir Nesil Kaybolmasın” başlıklı projemin özeti. (Hazırlayan: Fatih Alakuş)

Anneleriyle birlikte cezaevinde kalan 0-6 yaşında bebek ve çocukların sorunu, zaman zaman hatırlanıp gündeme taşınan sonra unutulan, ancak âcil çözümü gerekli öncelikli bir konudur. Cezaevinde büyüyen çocukla, dışarıda büyüyen çocuklar arasında belirgin farklar olduğunu söyleyen uzmanlar çocukların ihmal edilen beslenme, koğuşların en az iki kat yoğunlukta, tamamen beton ve dört duvardan oluşan mekânlar olması, çocukların biyolojik, psikolojik, eğitici ve hareket gelişimine ket vuran çok sorunlu durumlardır.

Bu durum 2016 yılındaki OHAL döneminde ve takip eden süreçte daha can yakıcı bir hal almıştır. Çocuklu ve hamile kadınlar için düzenlenmiş hukukî imtiyazlar ve tutukluluğa alternatif olabilecek çözüm yolları göz ardı edilmiş, anneleriyle birlikte 800 çocuk, mahpus gibi cezaevinin olumsuz şartlarında yaşamaya mahkûm edilmiştir. Oysa çocuk, hassasiyet gösterilmesi gereken toplumun geleceğidir. Hamile, bebekli ve çocuklu kadınların tutuklanması veya hapis cezasıyla cezalandırılması ilk tercih olmamalı, öncelikle alternatif yolların imkânı değerlendirilmelidir. Önceliğin “çocuğun üstün yararı” ve “her şartta zarar görmeme durumu” hukukî bir zorunluluktur.

Türkiye’nin taraf olduğu BM Çocuk Hakları sözleşmesi de meseleyi bu şekilde ele almaktadır. İmza atılan sözleşmeye göre 0-6 yaş çocuklu anneler, tutuksuz yargılanma öncelenmektedir. Hukuk zorlanarak illa da cezaevinde kalması sağlanacaksa, o zaman cezaevi modeli değişmeli ve çocukların bulunduğu her ortam, onların üstün yararına hizmet edecek şekilde düzenlenmelidir. Sözleşmeler, devlete sorumluluk yüklemektedir. Günümüzde cezaevlerinde kalan anne, bebek ve çocukların cezaevi şartlar ciddî sorunlar barındırmaktadır. Anne ve çocuk hayatını derinden etkileyen uygulamalar, mevzuata uymadığı gibi mevzuata uydurma işlemleri ise sathîdir. Uygulama tamamen cezaevi yönetimiyle personelinin insafına kalmaktadır. Yaşanan hak ihlâlleri her cezaevinde farklı olduğu gibi, kişiden kişiye dahi farklılık göstererek tamamen keyfi bir hal almıştır. Cezaevlerinde çocuk için gerekli zengin seçenekler yerine büyük ve sayısız engellenme vardır. Bu alana müdahale, geciktirmeye tahammülü olmayan çok öncelikli bir konudur.

Âcilen buralarda iyileştirmeler yapılmalıdır.

Bu konuda öncelikle, hamile anne adayı ve annesiyle tutuklu veya hükümlü 0-6 yaş gurubunda bulunan 800 bebek-çocuk, çalışmanın merkezini oluşturmalı, dolaylı olarak tutuklu ve hükümlü kadınların dışarda, yakınlarıyla kalan çocukları da kapsamalıdır.

Cezaevinde annesiyle kalan 0-6 yaş çocuklarını öncelememizdeki amaç, çocuğun gelişim safhalarının en hızlı gerçekleştiği dönem, 0-6 yaş gurubudur. Bu dönemin fizyolojik, psikolojik ve eğitsel gelişime uygun olarak gerçekleşmesi hem çocuğun çocukluk dönemi ve geleceği için önemlidir. Bu bağlamda ebeveynin bakımına muhtaç en kırılgan olan 0-6 yaş gurubu çocuklar, dört duvar ve beton bir zeminde ihtiyaçlarının karşılanması gelişiminin olumsuz etkilenmesi imkân dışı olduğu tartışma dışıdır. Anneleri ile cezaevinde büyüyen çocukların yarın ne durumda olacağı, toplumun nasıl etkileneceği önemsiz bir konu olarak görülemez.

0-6 yaş gurubu çocukların gelişim safhaları ve psikolojik, fizikî pek çok ihtiyacı vardır. Bu konuda çocuğun beyin gelişimi, dil gelişimi, karakter gelişimi, beslenme ve motor becerileri ile “bağlanma olgusu” psiko-sosyal temel ihtiyacıdır.

Bu ihtiyacın öncelikle Türkiye’nin taraf olduğu Uluslar arası sözleşmeleri hayata geçirmesi, cezaevi sisteminin tamamıyla değişmesi ve en önemlisi çocuklarla ilgili her bölüm onların üstün yararı gözetilerek dizay edilmesi devletin zorunlu kamu görevidir. Bu sebeple devlet en kısa sürede, annesiyle birlikte çocuklarında cezalandırıldığı, temel ihtiyaçlarını tam karşılamayarak, yok sayıldığı cezaevi anlayışını terk etmeli ve sıkı bir şekilde denetlemeli. Öncelikle değerlendirilecek konu, olması gerekenle, olan arasındaki büyük uçurumu görünür kılmaktır. Bu konuya dikkat çekerek farkındalık, duyarlılık ve sorumluluk çağrısı yapmak bu ülkenin bütün fertleri vicdanî ve ahlâkî açıdan sorumludur. Çocuk hakları savunucuları kamuoyu oluşturup karar vericileri değişime yönlendirme konusunda çaba göstermelidir.

Cezaevlerinde yaptığım araştırma, bu konuda yayınlanan rapor ve haberlerden toplumun büyük bir kısmı habersizdir.

Cezaevinde olan bir bebeğin kendisine uygun, yatak-beşikten yoksun oluşunu,

Aşırı yoğunluktan çocuğunun arada ezilme korkusu taşıma,

Yukarı ranzada yatan annenin bebeğinin beton zemine düşme endişesi,

Bebeğin ihtiyaç duyduğu bez, sütten günlerce mahrum kalma,

Ranzadan düşmesini önlemek için yere sevilen battaniyenin gardiyan tarafından alınması, “devlet tarafından üzerine konmak için verildi, yere serilmek için verilmedi” denilerek bebeğin altından çekilip alınması, ilk aşı için hastaneye götürülen küçük Yusuf’un yanına gelen küçük kedi yavrusunu heyecanla sevmesi, jandarma tarafından yasak denilerek engellenmesi,

Bu bağlamda “Çocuk Haklarının” korunması, güvence altına alınması ve sahiplenmesi için yaşanan ciddî, üzücü durumlar görünür kılınarak toplumda bir duyarlılık oluşturmak, anneyi, çocuk ve bebeklerin üstün yararını önceleyen uygulamaya en kısa sürede geçerek, sorunlu durumdan kurtulmak için en kısa zamanda terk edilmelidir.

Okunma Sayısı: 2836
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Fatih Alakuş

    7.11.2021 12:11:12

    Teşekkürler Yeniasya Demokratik duruş konusunda asil duruşunu koruyarak toplumsal konularda insan halklarını önceleyen yayın çizgisi çok saygıdeğer görüyorum. Hak ihlali konusunda en hassas olan halkanın şüphesiz bebek ve çocuklar olduğu inkar edilmez bir gerçektir.Bu konuda kamuoyu vicdanı empati yapması gerektiğini düşünüyorum. Parklara, geniş evlere sığmayan çocuk enerjisi 100 metrekarelik alanda 10 kişi ile bebekler çocuklar anneleri nasıl yaşarlar. Üstelik politik davalarla. Merhum Menderes, idam edilirken dünyanın en büyük suçlusu.Sonra en büyük demokrat, demokrasi şehidi arkasında anıt mezar... Bu ülkede evliya eşkıya çok geçirgen bir akışkanlık arz etmektedir.

  • Murat çerkezoğlu

    5.11.2021 18:17:27

    Merhaba Öncelikle Cezaevinde anneleriyle kalan 0-6 yaş gurubu çocukların yaşadıkları hak ihlalleri konusunda onların sesi olmak çözüm adına önemli bir çalışmadır. Bu durum son derece ciddi bir konudur. Yeniasyanın duyarlılığını takdir edip tebrik ediyorum. Çocuklar cezaevinde olmasın! Çocukların yeri cezaevi değil evleridir!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı