Boğaziçili yazar ve sanatçılar tarafından yapılan açıklamada, üniversitelerin siyaset aracı olarak kullanılmaması gerektiğine dikkat çekildi.
Boğaziçi Üniversitesi mezunu yazar ve sanatçılar, ‘kayyım rektör’e karşı dayanışma bildirisi yayınladı. Boğaziçi Üniversitesi mezunu yazar ve sanatçıların imzaladığı bildiri şöyle: “Boğaziçi Üniversitesi mezunu olan ve çeşitli sanat dallarında faaliyet gösteren sanatçılar ve yazarlar olarak demokratik süreç işletilmeden atama yoluyla göreve getirilen partili bir rektörün Boğaziçi Üniversitesi’nin temsil ettiği ve gelenekselleşmiş değerlere zarar vereceği inancındayız. Yüz elli yıllık bir geçmişe sahip, Türkiye’nin ‘araştırma üniversiteleri’ kapsamında bulunan ve uluslar arası akademik camiada yüz akı olan üniversitemizin senatosu tarafından 2012 yılında kabul edilen temel değerleri bir kez daha kamuoyuna hatırlatmak isteriz. Üniversitelerin herhangi bir kişi ya da kuruluşun etki veya baskısına maruz kalmaması ve siyaset aracı olarak kullanılmaması, bilimsel ve toplumsal gelişim açısından vazgeçilmezdir.”
Özerklik için şart
Bildirinin devamında, “Üniversitelerde karar alma yetkisinin demokratik yöntemlerle seçilmiş kurullarda ve akademik yöneticilerde olması özerklik için şarttır. Rektör, dekan, enstitü müdürü, yüksekokul müdürü, bölüm başkanı gibi akademik yöneticiler atamayla değil, seçimle belirlenmelidir. Üniversitelerin özerk anayasal kurumlar olarak, akademik programlarını ve araştırma politikalarını öğretim elemanlarınca ve/veya üniversite kurullarınca kararlaştırarak belirlemek, bilimsel özgürlüğün ve yaratıcılığın şartlarındandır. Biz yazarlar ve sanatçılar, özellikle düşünce özgürlüğünün insan yaratıcılığına katkısını göz önünde bulundurarak Boğaziçi Üniversitesi’nin geleneğinde olan özgür ve demokratik ortamın sürdürülmesi adına yukarıdaki temel değerlerin altına imzamızı atıyoruz. Bu demokratik hak ve değerler için bir araya gelmiş Boğaziçili ve onlara destek veren diğer üniversite öğrenci ve öğretim üyelerinin, idari kadronun yanındayız” denildi.