Bilgi Üniversitesi’nden yaşlılık çalışmaları konusunda uzman, sosyolog Prof. Kenan Çayır, “65 yaş üstü kişileri korumayı hedeflerken, alınan tedbirlerin bir yaş ayrımcılığına dönüşmesine de yol açmayalım” dedi.
Koronavirüs salgını toplumsal alışkanlıkların yeniden gözden geçirilmesine neden olurken, koronavirüs salgını nedeniyle Türkiye genelinde 65 yaş ve üstü olanlar ile kronik rahatsızlığı bulunanların ikametlerinden dışarı çıkmaları yasaklandı ve yasağa uymayanlara 3 bin 150 TL para cezası uygulanmasına karar verildi. Türkiye’de 65 yaş üstüne sokağa çıkma yasağı sosyal medyanın mizah konusu oldu. Ancak, 65 yaş üzeri yurttaşların salgına karşı daha kırılgan oldukları düşüncesiyle dolaşım hakkının sınırlandırılması, bir yandan bu kesimi virüsün etkilerinden korumayı hedeflerken, bir yandan da yaş ayrımcılığına (ageism) dönüşmemesi gerektiğine dikkat çekiliyor.
Mesele yaşlılık değil
Bilgi Üniversitesi’nden yaşlılık çalışmaları konusunda uzman, sosyolog Prof. Kenan Çayır’a göre, yaşlıların bu süreçte korunmaları gerektiği konusunda bir konsensüs var ama bu sürecin nasıl yönetileceğine dair bir uzlaşıya varılabilmiş değil. Euronews Türkçe’nin haberine göre, Çayır, “Yaşlanan bir dünyada yaşçılığın bir ayrımcılık ideolojisine dönüşme riski var. Kadınlar kadın, göçmenler göçmen olduğu için kalıp yargılara maruz kalırken, insanlar da yaşları yüzünden çeşitli damgalara konu olabiliyorlar. 65 yaş üstündeyseniz, zaten evde kalmanız, atıl ve pasif olmanız, çalışmamanız gerekiyor şeklinde bir görüş var ve bu da sosyal medyada nefret söylemine dönüşüyor” diyor. “Mesele, yaşlılık değil. Asıl sorun sosyal sistemde ve yaşlılığın algılanmasında. 65 yaş üstü nüfusun bir kısmı yaşlılıkla birlikte çalışmadıklarına yoksullaşıyorlar” diyen Çayır, “Dikkatli olunmalı. 65 yaş üstündeki kişileri, salgına karşı daha kırılgan oldukları düşüncesiyle korumayı hedeflerken, alınan tedbirlerin bir yaş ayrımcılığına (ageism) dönüşmesine de yol açmayalım” şeklinde konuştu.
***
“İşin dozunu kaçırdık”
Yazar Emin Çölaşan ise “İşin dozunu kaçırınca!” başlıklı bir yazı kaleme alarak 65 yaş üstüne getirilen sokağa çıkma yasağında ipin ucunun kaçtığını savundu. Çölaşan’ın yazısında, “İçişleri Bakanlığı birkaç gün önce genelge yayınladı: 65 yaş ve üzerinin sokağa çıkması yasaklanmıştır. (...)Ve yaşlı insanları sorunlarına hiçbir çözüm bulmadan eve kapatıp yasak getirmek yanlış bir iştir. Yayınlanan genelgede hiçbir açıklık yok. O insanların da yapması gereken bir sürü iş var. Hasta ise doktora, hastaneye gidecek… Eczaneye uğrayıp ilacını alacak… 65 yaş ve üzeri olan milyonlarca insanımızı hiç düşünmeden bir karar aldılar. Üstelik o yaş grubunun en çaresiz ve başkalarına en muhtaç kesim olduğunu düşünme zahmetine bile katlanmadılar. İşin dozunu biraz kaçırmış oldular.”