Çok gürültü koparılan, ancak dağ fare doğurdu denilecek bir karar verilen mahkemenin üç duruşmasına da katıldım.
Gazetemizin Avukatı Mustafa Özbek’i tebrik ediyorum. Mahkeme saat 10’da olacağı için Ümraniye’den ona göre çıktım. Mahkeme salonuna yaklaşınca Avukatımızı duruşmaya hazır bekler buldum. Biraz sonra Kâzım Güleçyüz, İbrahim Özdabak ve Adem Başkaya geldi. Yasemin Güleçyüz Hanımefendi de geldi. Allah razı olsun. Üstadımız, ağabeylerimiz de mahkeme salonlarını manevî harp meydanı olarak kullanmışlar ve övünerek sahip çıktığımız destanlar yazmışlardı.
Mektubumuza geçiyoruz.
MEKTUP
Son gelen mektuplardan;
Muhterem Hasan Okur Bey, göndermiş olduğunuz çok kıymetli emanetinizi aldık. Sürura gark olduk. Allah sizden ve bu hususta say ve gayret eden kardeşlerimizden razı olsun. Okuduğumuz ve okuyacağımız Risale-i Nur’un her kelimesini sonsuz ve sayısız sizlere hayır bahsetsin inşallah.
Hususiyetle cebr-i lütfi olarak girmiş olduğumuz Medreseyi Yusufiyede en büyük tesellimiz Üstadımız (ra) eserlerinden tam manasıyla istifade etme duygusu ve düşüncesine muvafık olarak yapmış olduğunuz bu güzel hizmetlerden dolayı sizleri tebrik ediyor, hayır duâlarla siz kardeşlerimizi yad ediyoruz.
Malûmaliniz hapishanede insanın en çok aradığı şey bir tesellicidir. Onu bulduğu bu dünya zindanında maddî manevî kazançlarını hatırlatacak, tesellici olacak, hayırhah ancak Risale-i Nur gibi tatlı su kaynağı olabilir. Sizler de ona hizmet ederek yapmış olduğumuz amellerimize ortaksınızdır inşallah. Cenab-ı erhamurrahiminin sizlerin yapmış olduğunuz bu hizmetleri ve siz kardeşlerimizin emsalleriniz çoğaltsın. Üstadımızın ifadesiyle “Sizleri bu vatana medar-ı şeref ve saadet yapsın ve sizleri ve bizleri de Cennet-i firdevste saadet-i ebediyeye mazhar eylesin. Âmin” deyip, metinane bu fani zahmetleri baki rahmetlere tebdil etmesini niyaz ediyorum. Allaha emanet olunuz.
Son gelen mektuplardan
Not: Dergi kampanyamıza destekleriniz devam ediyor. Dergi talepleri çok fazla olduğu için hedefimizi büyüttük.
İKİ KATINA çıkarttık.