"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ramazanı karşılama

Halil ELİTOK
25 Nisan 2020, Cumartesi
Bu sene farklı bir Ramazan ayına garip olarak gireceğiz. 23 Nisan 2020 Perşembeyi Cumaya bağlayan gece cemaat halinde teravih kılınamadan idrak edeceğimiz.

Ramazan ayının feyzinden ve bereketinden azamî derecede istifade edebilmek için, içinde bulunduğumuz Şaban ayının son günlerini iyi değerlendirmemiz gerekmektedir. Çünkü; Şaban ayının son günlerinde bir hutbe irad eden Peygamber Efendimiz (asm), Ramazan ayının kıymetinin iyi bilinmesi, Ramazan ayının feyzinden âzamî derecede istifade edilmesi için ve Mü’minlerin Ramazan ayına daha iyi hazırlanmalarını sağlamak amacıyla bir takım tavsiyelerde bulunmuştur. 

Hz. Selman (ra) anlatıyor:

“Resulullah (asm), Şaban ayının son günlerinde bir hutbe irad ederek Sahabe-i Kirama şöyle tavsiyelerde bulunmuştur”:

“Ey İnsanlar! Sizi büyük ve mübarek bir ay gölgeledi.

Ramazan ayı içerisinde bir gece vardır ki, bin aydan hayırlıdır.

Ramazan ayı, öyle bir aydır ki, Allah (cc) gündüz orucunu farz, gece ibadetini nafile kıldı.

Ramazan ayı içerisinde bir hayır işleyen, diğer aylarda bir farz işlemiş gibi olur.

Ramazan ayında bir farz işleyen, diğer aylarda yetmiş bin farz işlemiş gibi olur.

Ramazan ayı sabır ayıdır. Sabrın sevabı ise Cennettir.

Ramazan ayı yardımlaşma ayıdır.

Ramazan ayında mü’minin rızkı bereketlendirilir.

Ramazan ayında kim bir oruçluyu iftar ettirirse, bu günahlarının bağışlanmasına, Cehennemden azad olmasına sebep olur ve oruçlunun sevabından hiçbir şey eksiltilmeksizin onun sevabı kadar sevap alır.” 

Ashap: “Ya Rasûlullah! Hepimiz oruçluyu iftar ettirecek bir şey bulamıyoruz” dediklerinde Hz. Peygamber şöyle buyurdu:

“Allah (cc) bu sevabı oruçluyu bir hurma ile veya bir içim su, yahut bir yudum süt ile iftar ettirene de verir.”

Ramazan ayı öyle bir aydır ki, evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu Cehennemden kurtuluştur.

Ramazan ayında hizmetçisinin yükünü hafifleteni, Allah (cc) bağışlar ve Cehennemden kurtarır.

Ramazan ayında şu dört şeyi çok yapınız. Bunlardan ikisini yapmakla Rabbinizi razı edersiniz, diğer ikisini yapmaktan da müstağni sayılmazsınız.

Rabbinizi razı edeceğiniz iki haslet şunlardır:

1. Allah’tan başka hiçbir ilah olmadığına şehâdet getirmek,

2. Allah’ı anıp istiğfar etmek,

Müstağni olmadığınız iki haslete gelince:

1. Allah’tan Cenneti istersiniz,

2. Cehennemden O’na sığınırsınız.

Ramazan ayında kim bir oruçluya su verirse, Allah’da ona havuzundan öyle bir şerbet verir ki, artık Cennete girinceye kadar hiç susamaz.” 1

Ramazan-ı şerif ayının en önemli hususu insana kendisinden başkasını da düşünme özelliğini ve nefis muhasebesini kişiye yaptırmasıdır. Bu hususta Bediüzzaman Kastamonu Lâhikası’nda şöyle ifade eder: “Herkes midesini düşünmeye başlıyor. Kalb, hakikatten ziyade ekmeği düşünüp hayata, yaşamaya, yardıma koşup vazife-i hakikiyesini ikinci derecede bırakır. Buna karşı Risale-i Nur’un şakirtleri bir uzun Ramazan nazarıyla bakıp, keffaretü’z-zünûb ve bir riyazet-i şer’iyeye çevirebilirler. Alenen nakz-ı sıyamla Ramazan’ın hürmetini kıran bedbahtlara gelen o musîbet, masumları da incitir. Fakat Risale-i Nur şakirtleri ve masumları, o musîbeti lehlerine döndürüp, hayırlı bir riyazete kalb ederler, kanaat ve iktisatla karşılarlar.” 2

Büyük Mutasavvıf Zunnun-i Mısrî, üç ayların hedefinin esas amacının insanı Ramazan’ın kerametinden istifadeye hazırlamak olduğunu şöyle ifade eder: “Recep; afeti terk içindir. Şaban ayı; ibadette yoğunlaşma ayıdır. Ramazan ise; Kerameti beklemek içindir. Bir kimse Recep ayında kötülükleri bırakmaz, Şaban ayında da ibadete yoğunlaşmaz ise, Ramazan’da da kerameti ummazsa o kimse cezaya müstehâk olanlardandır.” 

Yine bir başka sözünde de şöyle ifade eder: “Recep ayı, mahsulün ekme ayıdır. Şaban ayı ise, sulama ayıdır. Ramazan ayı da toplama ayıdır.”

Ramazan-ı şerif ayının her gününün Kadir Gecesi gibi geçmesi için Bediüzzaman’ın şu duâsıyla bitirelim: “Ramazanın her bir günü bir Leyle-i Kadir hükmüne geçeceğini rahmet-i İlâhiyeden ümit ederiz.”3

Dipnotlar:

1- et-Tergib ve’t-Terhib, 2:94-95.

2- Nursî, Said; Kastamonu Lâhikası, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul-1994, s. 149.

3- Nursî, a.g.e. s. 62. 

Okunma Sayısı: 1993
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı