Yumurtanın kabuğu sert fakat gözeneklidir.
Yumurtanın sıvı içeriği kabuğun gözeneklerinden buharlaşırken, büyüyen, gelişen tohum için aynı gözeneklerden oksijen alınır.
Yumurtayı paketlemekle görevli olan bez, tavuğun vücudundaki bütün kalsiyum ve karbonat iyotlarını çekecek şekilde düzenlenmiştir. Öyle ki, tavuğun besininde kalsiyum eksildiği zaman, kabuğun hammaddesi olarak tavuk, kendi kemiklerini kullanır.
Yumurta tavuktan çıkmadan önce iç ve dış kabuk altı zarları birbirine yapışıktır. Yumurta yumurtlandığı anda vücut sıcaklığında, yani 41 C°’dir. Çevre sıcaklığının daha düşük olması sebebiyle kısa zamanda soğur. Bu durum yumurta kabuğu içindeki kısımların büzülmesine yol açar. Bu sırada porların (Bir yumurtada yaklaşık 7000-17000 adet por -gözenek, delik- bulunur) yoğun olduğu kısımdan, yani küt uçtan, içeri doğru hava girer ve iki zar tabakası arasında küçük bir hava kesesi meydana getirilir. Genellikle hava kesesi yaz aylarında kış aylarındakinden daha küçüktür. Yumurta soğudukça, su kaybı arttıkça veya yumurta bayatladıkça hava kesesi büyür. Hava kesesi lamba yardımıyla kontrol edilebilir.
Yumurta kanalının uterustan sonraki bölümü vajinadır. Verim dönemindeki bir tavukta 12 cm uzunluktadır. Vajinanın yumurta oluşumunda herhangi bir fonksiyonu yoktur. Yumurta vajinada birkaç dakika kalabilir ve kabukta gözenekleri örten bloom veya kütikül olarak bilenen bir materyal ile kaplanır. Normal oluşmuş yumurta, yumurta kanalı boyunca sivri uç önde olacak şekilde ilerler ve yumurtlama öncesi yön değiştirerek küt uç öne geçer yumurtanın kolayca yumurtlanması gerçekleştirilir. Tavuklarda sadece sol yumurtalık faaliyettedir. Yumurta ortalama 25 saatte oluşur. 30 dakika sonra, yeniden ovulasyon şekillenebilir. Bazı fizyolojik sebeplerden (meselâ erken ovulasyon) bazı tavukların günde 2 kez yumurtladığı görülebilir. Fakat bu tavuklar ertesi gün yumurta yumurtlamaz.
Yumurtanın elips şeklinde olmasının pek çok hikmetleri vardır. Özellikle yumurtanın, hem boyuna hem de enine kuvvetli olabilmesi, ancak elips olmasına bağlıdır. Eğer daha başka bir şekilde olsaydı, hem çok yer kaplayacak hem de döndürülüp dolaştırılması bir mesele olacaktı. Aynı düşünceyi müdafaa eden ilim adamları da şu açıklamayı getiriyorlar: “Sivri olan uç kısmı ile yassı olan arka kısım birbiriyle mukavemet halinde ve doğru orantılıdır. Bu sayede yumurta yere konulduğunda, hemen kırılma ihtimali de ortadan kalkmış oluyor!” Sivri uç merkezî bir rol oynamaktadır. Yumurtayı yere koyduğunuzda kendi merkezi etrafında çember çizecek ve kat’iyyen yuvarlanıp gitmeyecektir.