"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kıyamet Asrı veya Altın Çağ

Hüseyin ÇETİNSOY
11 Ekim 2024, Cuma
Kıyamet asrı içerisinde bulunuyoruz. Peygamber Efendimiz (asm); “Ben insanlığın ikindi vaktinde geldim” buyuruyor. Diğer bir hadisinde ise “Benim ümmetimin ömrü 1500 seneyi pek geçmeyecek.”1 buyurmuş.

Bu tarih Milâdî takvime göre verilmiş. Çünkü Hicrî takvime göre ay takvimi güneş takvimine göre 11 gün eksik olduğundan 45 yıl fark yaparak Hicrî 1545 yıla tekabül ediyor. Hicrî takvimin başlangıcı 622’dir. Bu başlangıca 1500 yıl eklendiği zaman 2122 yapar ki, 1545 tarihi de takriben 2120-2121 yapar. Şayet 1545 tarihini tam kıyamet tarihi olarak ele alırsak, 99 yıl var demektir. Gaybı ancak Allah bilir.

Fakat Peygamber Efendimizin (asm) kesin süre bildirmesi Cenab-ı Allah’ın bildirmesiyledir. Çünkü O; “Kişisel arzularına göre de konuşmamaktadır. O, kendisine indirilmiş vahiyden başka bir şey değildir.”2 . Nitekim Bediüzzaman Hazretleri de “Lâ tezâlü tâifetün min ümmetî zahirîne ale’l-hakkı hattâ ye’tiyallahü bi emrihî” yani “Ümmetimden bir taife Allah’ın emri gelinceye kadar [yani kıyâmetin kopmasına kadar] hak üzerinde galip olacaktır.”3  hadis-i şerifini ebced-cifir hesabına göre yorumlayarak Nur Talebelerinin hizmetinin;  “Zahirîne ale’l-hakkı” (Galibane hak üzere)—şedde sayılır—fıkrası dahi, makam-ı cifrîsi 1506 edip, bu tarihe kadar zahir ve âşikârâne, belki galibane, sonra ta 42’ye kadar gizli ve mağlûbiyet içinde vazife-i tenviriyesine devam edeceğine remze yakın ima eder. Ve’l-ilmü indallah, lâ ya’lemü’l-gaybe illallah. (Gerçek bilgi Allah katındadır. Gaybı Allahtan başka kimse bilemez.)4 şeklinde ifade etmiştir. Yine bu bahsin devamında;

“Hattâ ye’tiyallahü bi emrihî.” (Allah’ın emri gelinceye kadar [yani kıyâmetin kopmasına kadar])—şedde sayılır—fıkrası dahi, makam-ı cifrîsi 1545 olup kâfirin başında kıyâmet kopmasına ima eder. Lâ ya’lemu’l-ğaybe illâllah.” ifadesiyle Peygamber Efendimiz Aleyhissalatü Vesselamın bildirmiş olduğu kıyamet tarihini cifir ilmiyle tasdik etmiştir.

Hz. Huzeyfe anlatıyor: Resulullah (asm) şöyle buyurdu: “Nübüvvet içinizde -Allah’ın dilediği kadar- devam eder; sonra dilediği zaman onu ortadan kaldırır. Sonra, nübüvvet sisteminde bir hilafet olacaktır. Bu da -Allah’ın dilediği kadar- devam eder; ardından Allah onu da -dilediği zaman- ortadan kaldırır.  Sonra ısırıcı bir saltanat olur. O da -Allah’ın dilediği kadar- devam eder, sonra Allah dilediğinde onu ortadan kaldırır. Daha sonra ceberut bir saltanat / bir krallık / zalim yönetimler başa gelir; o da -Allah’ın dilediği kadar- devam eder, ardından Allah dilediği zaman onu ortadan kaldırır. Sonra, nübüvvet sisteminde bir hilafet olur.” buyurdu ve sonra sustu.5

Bu hadisin anlattığı safhaları şöyle sıralayabiliriz:

1. Peygamberlik dönemi; 23 yıl sürmüştür.

2. Raşit Halifeler devri; 30 yıl sürmüştür. 

3. Saltanat devri; Hz. Muaviye (veya oğlu Yezid) ile başlayan ve Osmanlı devletinin sonuna kadar devam eden süredir.

4. Ceberut devri; Osmanlı devletinin yıkılmasından sonra bütün İslam âleminde bulunan devletlerde hüküm sürmüş ve sürmekte olan şiddetli zulüm ve şiddetli diktatörlük dönemine işarettir. 

5. Asr-ı saadete benzer bir dönem; İnsanların yeniden dine döndüğü, dinsizliğin çöktüğü, ahlâksızlığın iflas ettiği, dindarlık, dürüstlük, ilim ve sırat-ı müstakim yolunun açıldığı bir devir olarak gerçekleşeceğine ümidimiz tamdır. 

“Ümidvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada, İslâm’ın sadâsı olacaktır!”6 

İslâm âlimleri Asr-ı Saadet’e benzer bir dönem olan beşinci safhanın yaşanacak çağa damgasını vurarak “Altın Çağ” olarak anılacağını bildirmişlerdir. Bu isimlendirmede Peygamber Efendimizin (asm);

“Benim ümmetim o devirde öyle bir refah bulacak ki, o güne dek onun mislini kesinlikle bulmamıştır. Yer yemişini [gıda ürünlerini] verecek ve insanlardan hiçbir şey saklamayacaktır [vermemezlik etmeyecektir]. Mal da o gün çok birikmiş olacaktır.”7 ve “Muhakkak ki insanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki, o vakit kişi altından sadaka ile [çarşı pazar] dolaşır da bunu kendisinden sadaka olarak kabul edecek tek kişi bulamaz.”8 hadisleri etkili olmuştur.

Bu hadisler âhirzamanda bolluğun artacağını; öyle ki zekât kabul edecek kimsenin kalmayacağını haber vermektedir. Altının sadaka olarak ifadesi manayı kuvvetlendirmek içindir. Çünkü insanlar arasında tedavül eden kıymetli eşyaların en değerlisi, taşınma ve saklanması en kolay olanı altındır. İnsanlar sunulan altına bile istiğna gösterirlerse, gözleri, gönülleri son derece doymuş demektir. Bu da o devirde bolluğun fevkalâde artacağını ifade eder. 

İslâm âlimleri bu dönemin 40-70 yıl olacağını ifade etmelerine rağmen yarım asırdan biraz fazla olacağına dair hadis rivayeti olduğu da belirtilmektedir. 

“Altın Çağ”ın bitişi olan 1506 tarihinden 40 yıl geriye gittiğimizde 1466 (Milâdî 2044) ; yarım yüzyıl gittiğimizde ise 1456 (Milâdî 2034) yılına tekabül edecektir.

40-70 yılın ortalaması 55 yılı baz alıp 1506 tarihinden geriye gittiğimizde 1451 (Milâdî 2029) yılında “Altın Çağ” başlayacaktır. Gaybı ancak Allah bilir.

Demek önümüzdeki 5-10 yıl çok büyük hâdiselere gebedir. Çünkü eskiden bir asırda ancak olabilen hâdiseler günümüzde 5-10 yıl içerisinde gerçekleşebilmektedir.

Dipnotlar:

1 El-Havi li’l-Fetavi, Suyuti, 2/248; Ruhul Beyan, Bursevi, (Arapça) 4/262, Ahmed bin Hanbel, İlel, s. 89.

2 Necm Suresi: 3-4.

3 Buhari, 9: 125, 162; Müslim, 1: 137.

4 Ahkaf Sûresi: 23.

5 Ahmed b. Hanbel, 4/273.

6 Tarihçe-i Hayat, s. 133.

7 Sünen-i İbni Mace, 10-347/ Ramuz el Ahadis, s. 508./ İbni Mace-Taberanî’nin Kebir’i

8 Buharî, Zekât 9; Müslim, Zekât 59, (1012).

Okunma Sayısı: 1948
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdurrahman AYDIN

    13.10.2024 01:21:11

    "Ümmetimin ömrü 1500 seneyi pek geçmeyecek” hadisinin güneş yılı olarak 1545 şeklinde almak gerektiği tahriciniz eğer doğruysa önemli! Yalnız "Ümmetimin" buyrulduğuna nazaran bu 1545 yılı, hicrî takvimin başlangıcına değil de nübüvvetin başlanıcına yani 610 yılına eklemek daha uygun ve makul düşer ki, o taktirde 610+1545=2155 yılını gösterir. Risale-i Nurlarda Üstad'ın istihraç ettiği en son tarihin 2152 olduğu göz önünde bulundurulursa -3 yıllık küsürattan kat'ı nazar- dünyanın bu tarihlere kadar devam edeceği söylenebilir. (Allahü a'lem)

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı