"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sorumluluklarımızın farkında mıyız?

Hüseyin GÜLTEKİN
31 Ocak 2022, Pazartesi
Gemide yolcu değil; hademeyiz, tayfayız, kaptanız.

Yolcuları ehl-i din olan mü’minleri sahil-i selâmete çıkarmakla vazifeliyiz. Yolcu istirahat eder, hatta yatar uyur; ama bu yolcuları kazasız belâsız, salimen kıyıya çıkarmakla vazifeli olanların istirahata hakları yoktur.

Denizin azgın dalgalarıyla boğuşarak yol almaya çalışan bu gemide hademe olmak, tayfa veya kaptan olmak öyle sıradan ve kolay bir iş değil. Hiçbir engele takılmadan hatasız kusursuz bir şekilde bu ağır ve aynı şekilde şerefli yükümlülükleri yerine getirmek gerekir. Denizin korkunç dalgalarla boğuşmakta olan bir gemiyi selâmetle limana demirletmek elbette basit bir iş değil. Meşakkat ister, fedakârlığı gerektirir; daha da önemlisi kabiliyet ister.

Yükümlülüklerimizi görmezden gelip, bir anlık rehavete gemi Allah korusun su alıp batarsa bunun sorumlularının kaptan ve mürettebat olduğunu söylemeye gerek var mı? Evet Kendimizden öteye sair ehl-i dine karşı da önemli sorumlulukların bulunduğunun farkında mıyız? Onların dünyanın geçici aldatıcı ve dehşetli fırtınalarına kapılıp savrulmamaları için ehl-i dine nokta-i istinat olmakla vazifeli olduğumuzun farkında mıyız? 

Kahir ekseriyeti taklidi yani zayıf bir inanca sahip olan sıradan ehl-i dinin de ruhsatlarla fetvalarla dini vecibelerini yerine getirebilmeleri için bizim de elden geldiği kadar takvayı esas alıp, azimetlerle amel etmemiz gerekir.

Yine hadimler elden geldiği kadar haramlardan kaçmakta takvayı esas alıp, böyle bir hassasiyeti içinde örnek olabilirlerse o zaman sair ehl-i din de haramlara girmekten içtinap edebilirler.

Yine sıradan ehl-i dinin her türlü çekişme ve sürtüşmelerden uzak bir şekilde, huzur ve sükûn içinde hayatlarını sürdürebilmeleri de bir yönü ile Nur hadimlerinin kendi aralarında birlik beraberliğine bağlı olduğunu unutmamak lâzım.

Keza Risale-i Nur’daki toplum hayatımızı alâkadar eden siyasî, içtimaî çağlara ışık tutan şaşmaz ölçü ve prensiplerden bihaber olan avam-ı ehl-i dinin bilhassa siyasilerin yanlış tercihlerde bulunmamaları için Üstad Bediüzzaman’ın nazarlara verdiği ölçü, tavsiye ve düsturlar istikametinde tercihlerde bulunmaları gerekir.  

Kısaca sorumluluğumuz ve yükümlülüğümüz çok; yükümüz ağır… Yanlış yapma lüksümüz yok. Çünkü sair ehl-i dine karşı ciddî ve önemli sorumluluklarımız var. Hiçbir mazeret ileri sürmeden bu sorumluluklarımızı harfiyyen yerine getirmek zorundayız. Yoksa ağır bir manevî mesuliyeti yüklenmiş oluruz.

Okunma Sayısı: 1493
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hasan muharrem

    31.1.2022 22:16:15

    Allah razı olsun

  • nabi

    31.1.2022 15:28:49

    Konu ve muhteva bakımından güzel bir makale olmuş değerli hocam. Sizi tebrik ediyoruz. Selam ve muhabbetlerimizle AllahC.C.bizleri ihlaslı, uhuvvet düstürlarına uygun sırat-ı müstakim üzeri yaşattığı kullarından eylesin Amin.

  • Osman Yıldırım

    31.1.2022 12:07:11

    Sayın Hüseyin hocam , söyledekleriniz doğru, ancak çok önemli bir husus bugünki hakim ceryan nur talebelerinden güç almayıp tam aksin nur talebelerinin kısm ı ekserisi hakim güce tabiiler hatta tabi olmayanları da nurcu saymamaktalar. Dolayısıyla elinde Nur olanlar elinde Topuz taşıyanlara tabii ve duacı olunca Topuzunda kalpleri ıslah etmeme gerçeğinden hareketle toplum sürekli dejenere olmakta ve gayretler boşuna gitmektedir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı