"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Fıtratın bekçileri, onu koruyamazlar...

Şükrü BULUT
13 Mayıs 2024, Pazartesi
Çoğu kez farkına varmadan, yanlış şeyler konuşuruz.

Fıtrat tarlasındaki bahçıvan ile çobana; koruyuculuğun yalnızca Yaratana ait olduğunu unutarak, kendimizce onları görevlendiririz. Fıtratı değiştirmek mümkün olmasa da, tahribi kolaydır. Tahrip ile değişim arasındaki farkı cehaletle bilemeyenlere, tahripkârlar cinayetlerini güzel ve faydalı işler olarak anlatırlar. Denizin dibindeki balıklara varıncaya kadar bu bozgunculardan şikâyet eden hayattar unsurlara rağmen, tahribin insanlarca bilinemeyişi hem fıtrat tarlasına ve hem de hayvanat âlemine zulüm değil mi?

Fıtratta değişim süreklidir. Ve bunu yaratıcı sağlıyor. Fıtratın parçası olan insanın yaratılışı veya kanunlarını “ değiştirmekten” bahsetmesi ne kadar aptal ve maskaraca değil mi? Künhüne vakıf olabildiği bir kanunu var mı, tabiatın? Hele bütünlük karşısındaki acz ve cehaleti… Ve sonra “ değişim”den bahsedecek…

Bozgunculuk denilince; sadece insanların sosyal hayatlarını bozanları biliriz. Peki, fıtrat tarlasındaki yaratılış kanunlarını bozanlara ne diyeceğiz. Kuzulara, oğlaklara, kuşlara ve kuşçukların yaratılışlarına müdahale edenlere… Yine insanların zaaflarından yararlanarak bahçıvan ile çobanı kandırmaya çalışacaklardır. Yaratıcıdan, yaratılış kanunlarından ve yaratıcının o bahçede tecelli eden isimlerinden gaflet eden bağbanların vay haline… Basireti körleşirse bahçıvan ile çobanın; sebze ve meyveyi topraktan bilmeye başlar… Daha fazla mahsul için gözleri, hırs ile döner toprağa… Ya haris çoban… Yılda bir-iki kuzu ile yetinemeyip; “ senede iki kez doğum ve her batında ikili kuzu” haberini duyduğunda mala düşkünlüğüyle havalanır ve nereye düşeceğini ancak Allah bilir…

Fıtratın bekçileri, nefis ve şeytana uyarlarsa elbette bozguncuların damına düşerler. Daha fazla hasılat için fıtratı zehirleyecek ağûlarla bostanı doldurduklarında, başlarına ne geleceğini bilemezler. Yalnızca kokuları değil; tatları, birçok azalar üzerindeki tesirleri ve ta bedenin hüceyrelerine kadar ulaşan zerrecikleriyle insana şifa getiren bostandaki sebze, hububat ve meyvelerin zehre dönüştüğünü; belki on, belki de yirmi sene sonra anlayacak, zavallı bahçıvan… Bozguncuların zehirleriyle fıtratı bozulan bahçenin artık ne gülü kokar, ne maydanoz- domatesi şifa olur. Ağacın dalındaki kırmızı meyveye uzanan eller, şifa yerine zehir yediklerini bir müddet sonra anlayacaklardır…

Ah müdahale kurbanı koyunlar- keçiler… Sütleri şifa iken yediklerinden zehre dönüşen mübarek inekler… Artık etleri insana kut olamayan mübarek hayvanlar… Gözlerini kör eden çobanların ihanetlerine mi uğradınız?

Sütte şifadan öte ne var ki… Sordun mu çobana, hayvancıklara ne yedirdiğini… Yılda kaç tane aşı yaptırdığını…

Sonra o mübarek hayvanlarda ararlar suçu… Delidana… Kuş gribi… Yarasa koronası…Ve daha neler…

Bozguncular, bahçıvan ve çobandan önce insana musallat olmuşlardı. Gaflet eşliğinde dünyevileşmeyi zerketmişler, hissettirmeden… Sonra bazıları uyumuş, bazıları da insaniyet düşmanlarına dönüşmüşler…

Fıtratta önce insanı koruyabilseydik. Fıtrat Peygamberi ile insan arasındaki bağı gizlice koparmaya kalkışanları tespit edebilseydik. Ve yaratılış destanını Fıtrat peygamberinin sesinden şu topluma verebilseydik… Uyutulmuş, uyuşmuş ve çoğu halâ hipnozu yaşamakta olan milyonları uyandırabilseydik…

Evet, fıtratı koruyamadık. Fakat insana fıtratı anlatabilirdik. Fıtrat peygamberinin şahsında, insanın bütün eksikliklerini tamamlayabilirdik. Kendisini ve tasarrufu altındakilerini fıtrata göre nasıl terbiye edebileceğini misallerle gösterebilirdik. Akıl ve hikmet bunu emretmiyor mu? Dünyanın hakikatli âlimleri bunu savunmuyorlar mı? Dünyanın en ileri ilaç fabrikası Bayer’in, fıtrat tarlasına attığı zehirlerden dolayı bir buçuk milyar dolar cezaya çarpıldığını gazeteler yazmıyor mu? Akıl ve hikmet, fıtrata bağlanmamızı ve bozgunculara karşı yekvücud olmamızı gerektiriyor. Ah insan kuzuları… Canlarından koptuğu anne-babanın isimlerini telaffuz edemeden reklamdaki ismi kekeleyen yavrucaklar… Ve sonra bozguncuların makinalarına, annelerince teslim edilen körpecik dimağlar… Fıtratınız bu muydu?

Fıtratın bekçileri, fıtratı bozgunculardan koruyamıyormuş… Ancak ellerinin altındakilerini bu dehşetli ifsatlardan kollayabilirler. Tıpkı meydan savaşlarına girmiş cengâverler gibi… İster bağban, ister çoban olsun, ne fark eder… Veya anne ile baba… Neticede hepimiz fıtratın bekçileri değil miyiz?

Kâinat ve Fıtratın aslı Kur’an olduğuna göre, kim Kur’an’ı değiştirmeye muvaffak olabilir ki… Kendilerine değişimci diyen “ bozgunculara” hatırlatmak isteriz: Siz ancak tahrip eder ve bozarsınız. Peygamberimiz sizden genişçe haber veriyor…

Okunma Sayısı: 1467
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mikail Yaprak

    15.5.2024 21:55:35

    FITRATIN BEKÇİLERİ Ey fıtratın bekçisi; sen doğru ol, doğru yaz! Yazdıkların nur olur, kâğıdın kalır beyaz. Fıtrat düşmanlarının vazifesi bozmaktır. Onların cürümleri yanlarına kâr kalmaz. MY

  • Mehmet

    13.5.2024 22:23:42

    Fıtrata düşman olan aldatıcılar (demokrasiye düşman,sivil görünümlü) kendilerini değişimci! (faydacı) diye lanse ediyorlarsa , fıtratı koruma adına çalışanlar çok daha dikkatli ve müteyakkız olmak zorundalar. 2.Avrupa’nın (dinsiz) programlarını deşifre edecek ve uyandıracak ikaz edici yazılara insanlık adına ciddi ihtiyaç var.

  • Süleyman

    13.5.2024 21:08:43

    Ahirzaman deccaliyetinin en büyük özelliği Yaratılışı ve fıtratı tahrip değil mi? Ellerinize sağlık, Allah razı olsun

  • Ali Sinoğlu

    13.5.2024 17:22:44

    Öyle bir asırda yaşıyoruz günümüz Firavunları,insanların kimyasını bozduklarından haliyle fıtratlarını da maalesef değiştirdiler.Cidden zor bir sınavdan geçiyoruz,Rabbim bunların şerlerinden hepimizi korusun.

  • Recep Nuri Kaçmaz

    13.5.2024 17:07:58

    Murat Fatır hakimin koyduğu kanundur kim bunu bozmaya kalkarsa şahsında ve toplumda altından kalkamayacağı yaralar açmış demektir.Konu ile ilgili çok güzel ,doyurucu bir makale kaleme almışsınız Muhterem abim.Allah razı olsun Cenabı Hak kaleminize güç kuvvet versin inşallah

  • Ayhan

    13.5.2024 14:37:52

    Objektif alemin sübjektif alemden daha önemsiz olduğunu kimse iddia edemez. Dış alemi düşünmekten iç alemini koruyamayanlara yararlı dersler içeren bir makale olmuş. Kalemine sağlık, ağabey.

  • Aykan

    13.5.2024 11:22:58

    Bakara 11 Onlara, yeryüzünde fesat çıkarmayın dendi mi, derler ki: Biz ıslah edicileriz.

  • Hamdi

    13.5.2024 10:34:36

    Fıtrat ayettir. Allah diyor ki; kimse benim kanunumu değiştiremez. Yani Kur’an’ı değiştiremedileri gibi. Güzel ifade etmişsiniz ağabey. Bozmak ve kırmak asla değişim olamaz.

  • Oğuz Yiğiter

    13.5.2024 05:02:14

    Yapılacak fıtratı bozma niyetli büyük proje büyük hayata geçirilmeden önce, ihzariye hükmünde önce insan fıtratı bozulunca yani fıtrat kanunlarına riayet ederek kanati netice veren üretim anlayışı yerine, kısa zamanda daha çok kazanmayı esas alan ve bu hususta kanaat yerine hırsın yerleştirildiği üretici modeliyle topyekûn İlâhî nizamı altüst eden büyük fıtratı tahrip sektörü devreye girdi ve maalesef bu tahribatın en büyük kurbanı halife-i zemin olan insan oldu. Kur'an binbeşyüz seneye yakın kulakları çınlatan ikazıyla bu fıtrat düşmanı tahribatçı ve bozguncu kavme dikkat çekiyor ama bilhassa müslümanlarda daha fazla şiddetlenen hırs hastalığı kulakları sağır, gözleri kör etmiş vaziyette. Hiç olmazsa kıyamet kopmadan "Ba'de harab ül Basra" demeden bir kısım neslini kurtarabilse uyanan büyük insanlık. Tebrikler, dualar...

  • İsmail

    13.5.2024 00:33:37

    Hocam değişimci geçinen tahripçilerin mahiyetini açığa çıkaracak tazılar bekliyorux.

  • S.topuz

    13.5.2024 00:26:10

    ..."Şeytan-ı ins ve cinnin kâinattaki müdhiş âsâr-ı tahribkâraneleri ve enva'-ı küfür ve dalalet ve şerr ve mehaliki yaptıkları halde, zerre mikdar icada ve hilkate müdahaleleri olmadığı gibi, mülk-ü İlahîde bir hisse-i iştirakleri olamıyor. Ve bir iktidar ve bir kudretle o işleri yapmıyorlar, belki çok işlerinde iktidar ve fiil değil, belki terk ve atalettir. Hayrı yaptırmamakla, şerleri yapıyorlar. Yani, şerler oluyorlar. Çünki mehalik ve şerr, tahribat nevinden olduğu için, illetleri, mevcud bir iktidar ve fâil bir icad olmak lâzım değildir. Belki bir emr-i ademî ile ve bir şartın bozulmasıyla koca bir tahribat olur."... Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur Külliyatı, Lemalar - 73

  • Demokrat Avrupa

    13.5.2024 00:25:44

    Fıtrat düşmanlarından tahripten başka ne beklenirdi ki? Yaratıcıyı inkar eden, insanlığa savaş açmış, ama aynı zamanda da kendisini sözde yaratıcının yerine koyan Nemrud’lardan ne beklenir ki? Fıtrat’ta sürekli değişimi kabul etmeyen, ama kendisi sürekli devrimlerle var olan her türlü düzenleri ortadan kaldırıp kaos oluşturarak bitmez doymaz bilmeyen hırsını doyurmaya çalışan Firavun’lardan ne beklenir ki? Her türlü sınırlı imkanlar ile sınırsız ihtiyaçlarını karşılamaya çalışan ahir zaman fitnesinin sonu hüsran ve ziyandan başka ne olabilir ki?

  • Lazgin

    13.5.2024 00:23:56

    O, dönüp gitti mi (yahut bir iş başına geçti mi) yeryüzünde ortalığı fesada vermek, ekinleri tahrip edip nesilleri bozmak için çalışır. Allah bozgunculuğu sevmez. (Bakara/205)

  • Sefer Akgül

    13.5.2024 00:21:45

    Çok önemli bir yazı. Tebrikler

  • Mehmet

    13.5.2024 00:17:31

    Fevkalade farklı ve güzel bir anlatımla,en zor meseleyi basitçe ve cazipse ifade etmiş bu makale. Kaleminize kuvvet ağabey...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı