“Hamd” kelimesinin takdir etmek, övmek, alkışlamak gibi anlamlarını dikkate aldığımızda, hem topyekun bütün âlemin hem de tek tek bütün varlıkların Yaratıcıya fiilen ve sürekli olarak “hamd” ettiğini belirtmek gerekiyor. Çünkü bir sanat eseri, fiili olarak Sanatkârını över, alkışlar. Muhteşem bir tablonun, ressamını; bir şaheser yapının, mimarını; büyüleyici bir şiirin, şairini övdüğü, alkışladığı gibi.
İşte bu âlem mükemmel dizaynı ve kusursuz işleyişi ile Sanatkârını daimi olarak medh ü sena ettiği gibi bu âlemin nadide bir varlığı olan insan da mahiyeti, mahiyetinin mükemmelliği ile Yaratıcıyı övüyor, sena ediyor. Şu kadar var ki insana irade, şuur ve muhakeme gücü verildiği için insanın bu övgüsünü, bu hamdini, bu medhini verilen tüm donanımları ile beraber yerine getirmesi gerekiyor.

Üstad Bediüzzaman Said Nursi, bu çerçevede Hamdi, “sıfat-ı kemâliyyeyi izhar etmek” yani kul olarak Rabbimizin kemal sıfatlarına ayine ve mazhar olmak şeklinde tanımlayarak nihai bir temele oturtuyor. Buna göre insan kendisine verilen özellikleri, İlahî emirlere uyarak, her uzvunu ve her duygusunu O’nun istediği şekilde kullanarak tezahür ettirmesi, bu suretle O’nun esmasına yani özelliklerine hem “mazhar” yani nail olması hem de “muzhir” yani yansıtıcı olması gerekiyor. Mesela, mahiyetine kodlanmış özellikleriyle Allah’ın rahim isminin gerçekleştiği “mazhar”ı olması, başkalarına merhametli davranarak da bunun “muzhiri” olması gibi. İşte gerçek “hamd” tam olarak bu demek oluyor.
“Hamd” kavramını insanın yaratılışına uygun böyle bir perspektifle anlamaya ve yaşamaya çalışması gerektiğine göre, sorulması zorunlu olan soruyu hepimiz, kendimize sormamız gerekiyor:
Biz böyle bir “hamd”in neresindeyiz? Bu anlamda gerçekten dilimizle, halimizle, amelimizle “hamd” i anlıyor, yaşıyor/yaşıyabiliyor muyuz?
Bu soruya vereceğimiz “evet” cevabının kalitesi ve çokluğu oranıyladır Gerçek Hamdimiz.
İmanımızın ve insaniyetimizin gereği budur ve ilerlemesi de buna bağlıdır diye ders veriyor Fatiha Suresinin ilgili ayeti.
Hissesi ziyade olmak dua ve temennisiyle...