"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kucaklayıcı bir dile ihtiyaç var

Hüseyin Zırhlıoğlu
23 Nisan 2019, Salı
31 Mart mahalli seçimleri ülkemiz demokrasisinde bir dönüm noktası olarak görülmeye başlanmıştır.

Seçim kampanyalarının yürütüldüğü süreçte muhalefetin kucaklayıcı tutumu neticesinde İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerde iktidarın elindeki belediyeleri kaybetmesi, Türkiye siyasetinde bir milat olarak görülmektedir. Bu seçim aslında seçmenden iktidara verilen ders niteliğindedir.

Türkiye siyaseti 15 Temmuz darbe girişimiyle birlikte zor bir sürece girmiştir. OHAL ile başlayan ‘darbeye karşı birlik mücadelesi’ beraberinde güçlü bir iktidarı getirmiştir. Bu süreçte iktidarın yürüttüğü baskı politikalarıyla ülkede korku iklimi hâkim olmuş ve bu iklim siyaseti kilitlemiştir. İktidarın demokrasi anlayışından uzaklaşan eylemleri karşısında diğer partilerin demokrasi, adalet, birlik ve beraberlik gibi söylemleri 31 Mart’ta halk tabanında karşılık buldu. 

31 Mart mahalli seçimlerinde ve sonrasında gösterilen bu tavrın vatandaş tarafından olumlu karşılanması ise Türkiye’nin birlik ve beraberlik içerisinde demokrasiye ne kadar ihtiyacı olduğunu ortaya koymuştur. 

Eğer siyasi partiler kendi içyapılarındaki antidemokratik uygulamalardan vazgeçmezlerse bu yeni adım kalıcı olmayacaktır. Gelinen noktada vatandaşın da artık bu tarz söylem ve uygulamalardan yorulduğu gözlemlenmektedir. Bu doğrultuda atılacak ilk adımın; ‘partilerin iç siyasetinde yapılacak reformlar’ olması gerektiği ortadadır. Türkiye’de siyasi partilerin kendi içinde demokratik bir seçim sistemi olmaması, genel merkezlerin mahfillerinde parti üyelerinin, genel başkana ulaşma ve yaranma çabalarını ortaya çıkarmaktadır. Bu sayede siyasî parti genel başkanları ve genel idare kurulu üyeleri milletvekillerini tesbit etmektedir. Bu uygulamaların acilen son bulması gerektiği aşikârdır. 

Demokrasinin kalıcı hale gelebilmesi için bundan sonraki süreçte siyasi partilerin içyapılarından başlayan kurumsallaşma ve demokratikleşme yapılmalıdır. Aynı zamanda parti içerisinde siyaset yapanlara da bir sonraki genel seçimde hâkim denetimi ve yasal dayanağı olan bir önseçimle seçilme zorunluluğu getirilmelidir. Böylelikle partiler hem içyapılarındaki demokrasi ile müthiş bir güce ulaşacak hem de bu uygulamaları parti dışına taşıyarak ülkede demokratik bir ortamın sağlanmasına vesile olacaklardır.

Türkiye’de siyasetin artık tehditvari ve nefret dolu söylemlerden arınarak, herkesi kucaklayıcı uygulamalarla demokratik zeminlerde yürütülmesine ihtiyaç vardır. İslam âlemine örnek olabilecek bir Türkiye için de yüksek değerlerde demokratik katılıma ihtiyaç olduğu açıktır. 

İktidar, muhalefet ve diğer tüm siyasî partiler 31 Mart’ta seçmenin verdiği dersi iyi anlamalıdır. Bütün siyasî partiler, kendi içindeki antidemokratik uygulamalarından vazgeçmeli, ülkedeki tüm vatandaşları sahiplenen, demokratik politikalar geliştirmelidir. Ayrıca iktidar, siyaset meydanlarında kullandığı sert üslubunu sürdürmekten vazgeçmeli ve ülkenin sorunlarına parlamentoda, tüm milletvekillerinin katılımını temin ederek çözüm aramalıdır.

Okunma Sayısı: 1195
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı