12 Eylül’ün ürünü ve sivil uzantısı ANAP’ın sekiz yıllık iktidarını sona erdiren 1991 seçimiyle girilen dönemdeki ortam ve atmosfer sol cenahta esaslı bir Kemalizm ve altıok eleştirisini başlatmıştı ki, 1994 yerel seçiminde RP’nin öne çıkmasıyla irtica ve laiklik reflekslerinin yeniden harekete geçmesi bu süreci sabote etti ve kesintiye uğrattı.
1995 genel seçiminden RP’nin birinci parti çıkması ve ardından koalisyonla da olsa iktidar olması işi daha da kızıştırdı ve zora soktu.
Ve Türkiye 28 Şubat türbülansına sürüklendi.
Bundan tam 23 yıl önce bugün toplanan MGK’da alınan kararlar, 28 Şubat diye anılan süreci başlattı. Sürecin görünen hedefi, işbaşındaki hükümeti götürmekti. Altı ay geçmeden bu hedef tahakkuk etti ve hükümet çekildi. Ama iş orada kalmadı. İrtica ile mücadele gerekçesiyle başka alanlarda da dayatmalar yapıldı.
İmam hatiplerin orta kısımları kapatıldı, Kur’an eğitimine yaş sınırı getirildi, başörtüsü yasağı yaygınlaştırıldı, bu uygulamaları eleştiren yayınların üzerine gidildi, en çok baskıya uğrayan da Yeni Asya oldu.
Bu baskı ortamı dönemin siyasî aktörlerini fena halde yıpratırken, toplumu da çok bunalttı. Bu birikim, iki kez kapatılan RP-FP’den ayrılanların kurduğu AKP’yi, 2002’de girdiği ilk seçimde iktidar yaptı.
28 Şubat olmasaydı AKP diye bir parti olur muydu?
Bu partinin 18. iktidar yılında, 28 Şubat icraat ve tasarrufları iptal edildi. Orta kısımları tekrar açılan İHL’ler alabildiğine yayıldı, öğrenci sayısı 1 milyonu geçti. Üniversiteye girişlerine getirilen katsayı engeli kalktı. Kur’an eğitimindeki yaş sınırı da. Ama nitelik zayıfladı. Başörtüsü, ilkokullar dahil her yerde serbest oldu, ama onun da içi boşaldı ve ayrıca binlerce başörtülü hapiste.
Dahası, 28 Şubat’çıların yapmak isteyip de yapamadıkları çok vahim operasyonlar AKP eliyle yaptırılıyor.
Altı sene önce “Ergenekon’dan çıktık, cemaatlerin kökünü kazıyacağız” diye ilan edilen hedef, sonraki aşamalarda “AKP döneminde cemaatlere karşı Türkiye tarihinin görmediği operasyonlar yapılıyor;” “Erdoğan vatansever kuvvetler tarafından ele geçirildi” ve “2014’ten beri Türkiye’yi Erdoğan yönetmiyor” gibi sözler eşliğinde hayata geçiriliyor. 28 Şubat’ın yarım kalan hedefleri, önünü açtığı partiye tamamlatılıyor...