6’lı masanın 2 Ekim buluşmasıyla başlayan ikinci turunda genel beklenti, önceki döneme göre çok daha hareketli, dinamik ve aksiyoner adımların atılması.
Liderler toplantısından hemen sonra Kılıçdaroğlu’nun yaptığı başörtüsü hamlesi, bu beklentiye ilk cevabı veren bir açılım oldu.
Ama sonrasında yeni bir adım gelmedi.
Bunda CHP liderinin ABD gezisi de etkili olmuş olabilir. Ancak hele bundan sonraki süreçte herhangi bir kesinti ve duraksamaya meydan verilmeden atakların devam etmesi son derece büyük bir önem arz ediyor.
Kaybetme telâşındaki iktidar, gidişatı kendisi açısından tersine çevirmek için elindeki bütün imkânları sonuna kadar kullanıyor.
Ve kullanmaya devam edecek.
Bu, beklenen bir durum. Çünkü 20 sene boyunca iyice alıştığı iktidarı bırakmak, onun için, aklının ucundan bile geçirmek istemediği dehşetengiz bir kâbus senaryosu.
Bir konuşmada ifade edildiği gibi, iktidardan düşerse kaybedeceği çok fazla şey var.
Bu sebeple bir taraftan baskıyı arttırıp muhalefet edenleri, daha ötesinde biat etmeyenleri susturmaya çalışırken, diğer taraftan seçim rüşvetleri dağıtmaya devam ediyor.
Bunların kısmen de olsa etkili olduğu gibi bir görüntünün ortaya çıktığı bir noktada Fakıbaba’nın istifası iktidar için herhalde beklemediği bir şok oldu. Bakalım, arkası gelecek mi?
Böyle bir tabloda 6’lı masanın, toplumun önemli bir kesimine güven bir adres haline gelmeyi başarmakla birlikte, bu durumu pekiştirmek ve daha ileri noktalara taşımak için çok daha fazla gayret göstermesi gerekiyor.
Bunun için, birbiri ardı sıra ses getiren ve gündem belirleyen seri ve dinamik hamlelerle toplumun önüne çıkması gerekiyor.
Ve bunların münferit değil, ortak hamleler olması çok önemli. 6’lı masaya dahil partiler, ortak miting düzenlemek başta olmak üzere, ortak organizasyonlarda buluşmalı ve ortak mesajlarını topluma hep birlikte duyurmalı.
Kesinlikle çatlak görüntüsü verilmemeli.
Defaatle ifade ettiğimiz gibi, bu işin şakası yok. Son derece ciddi ve kararlı hareket edilmesi lâzım. Önümüzdeki en kritik seçimde sandıktan gerçek anlamda bir “demokrasi zaferi” çıkarabilmek için tam bir teyakkuz, dayanışma ve seferberlik içinde olunması şart.