Vatikan ve Katolik âlemi ile İslam dünyası arasındaki diyalog ve ilişkilerin geliştirilmesi noktasında en çok ve derin izler bırakan isimlerden biri Papa John Paul’dü.
John Paul’ün çok önemli bir özelliği de, Polonyalı bir Papa olarak, komünist rejmin, Sovyet diktatörlüğünün, demir perdenin yıkılmasına ve Doğu Avrupa blokunun özgürleşmesine yol açan gelişmeleri tetiklemiş olmasıydı.
Papalık görevine başladığı günlerde ülkesi Polonya, Lech Walesa liderliğindeki tersane işçilerinin komünist rejime karşı başlattıkları direniş eylemlerine sahne oluyordu. John Paul, Papa sıfatıyla ülkesine gidip 1 milyon kişinin katıldığı açık hava toplantılarında Katolik Polonyalılara seslenerek bu direnişi destekledi.
Bu manevî destek, bir anlamda, komünizmin çöküş sürecini başlatan işaret fişeği oldu.
Ve 10 yıl sonra demir perde yıkıldı.
John Paul’ün attığı çok önemli adımlardan biri de, Vatikan tarihinde bir ilki gerçekleştirerek Şam’daki Emevi Camiini ziyaret etmesiydi.
Böylece, Bediüzzamanla yolu iki kez kesişti.
İlki, Said Nursî’nin Rusya esaretinden dönerken uğradığı yerlerden birinin Varşova olması ile tahakkuk etmiş ve yıllar sonra bu topraklardan çıkan biri Vatikan’ın başına geçmişti.
Diğeri, aynı Papa’nın, yine Bediüzzaman’ın 1911’de Hutbe-i Şamiye’yi irad ettiği Emevi Camiini, asrın sonunda ziyaretiyle gerçekleşti.
Bu manidar buluşmalar, ahirzaman hadislerinde haber verilen sırlı gelişmelerin derin anlamlar taşıyan ilginç ifade ve tezahürleriydi.
John Paul döneminde Vatikan’da Dinlerarası Diyalog Sekreteryası Cizvit Bölümü yöneticisi olarak görev yapan Prof. Dr. Thomas Michel ise, “Papanın konuşmalarında verdiği mesajlar, Said Nursî’nin eserlerinde yaptığı medeniyet tahlillerine tekabül ediyor” diyerek, söz konusu buluşmaların fikrî temeline dikkat çekmişti.
1979’daki Türkiye ziyaretinde dönemin Başbakanı Demirel’in ağırladığı John Paul’den sonra gelen Ratzinger döneminde bu manalar bir miktar ivme kaybettiyse de, gelenekleşen Türkiye ziyaretleri ondan sonra da devam etti.
Sultanahmet ve Ayasofya’daki dualarla.
Ziyaret programındaki Ayasofya durağının, fetihten sonra yaklaşık 500 sene cami olarak hizmet veren bu mabedi ibadete kapatan Kemalist zihniyetin takipçilerinde yol açtığı “Ya orada dua ederse Türkiye’deki Müslümanlara ne cevap veririz?” telâşı ve paniğiyle birlikte.
Bakalım, John Paul’ün izinde yürümesini dilediğimiz yeni Papa’nın ziyareti ne getirecek?