"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Haksız tutuklamalar artık bitsin

Kâzım GÜLEÇYÜZ
15 Haziran 2017, Perşembe
OHAL sürecinde yapılan KHK ihraçlarının ne kadar geniş bir kesimde ne derece ağır mağduriyetlere yol açtığı hâlâ tam olarak bilinmiyor.

Ateşin düşüp yaktığı yerler çok fazla, ama medya karartması ile bu sosyal facianın üstü örtülüyor, dahası tek taraflı propagandalarla oluşturulan linç ortamı ile sorun daha da yakıcı hale getiriliyor.

Bir anda işsiz ve açıkta bırakılan insanlar; maaş, emeklilik, sosyal güvenlik ve sağlık hizmeti haklarının dahi ellerinden alındığı bir “sivil ölüm” cezasına çarpılıyor.

Eşler, aileler, çocuklar da bu cezadan hisselerini alırken, bir taraftan da şartlandırılmış toplumun baskısına maruz kalarak ağır bir travmaya sürükleniyorlar.

Bunun gittikçe ağırlaşan toplumsal maliyeti ülkeyi yönetenlerin umurunda mı?!

Bunlar, “Suçlu olduğu için değil, güvenmediğimiz için sizi attık, suçunuz olsaydı cezaevinde olurdunuz” denilenler.

Bir de 50 bini aşkın tutuklu var.

Ve onların durumu, sorgusuz sualsiz atılıp bütün hakları gaspedilen, ama tutuklanmayan KHKzedelere “Beterin beteri var, hiç değilse dışarıdayım, içeridekilere bakınca kendi perişaniyetimi dile getirmekten hicap duyuyorum” dedirtiyor.

Bu tutukluların içinde Nur gibi evlilik hazırlığında iken içeri alınan genç kızlar, hamile hanımlar, yeni doğum yapan anneler, Topal Hafız gibi 86 yaşındaki ağır hastalar, bakıma muhtaç çocukları ortada kalan anne-babalar ve niceleri var.

Teröristlere bile yapılmayan hoyratça muamelelerle gözaltına alınıp günlerce ağır şartlar altında bekletildikten sonra tutuklanan, aylardır hücre hapsinde tecrit edilen ve iddianameleri de hazırlanmayıp mahkeme önüne çıkarılmayanlar var.

Doğrudan darbeyle suçlananların bile davaları başlamışken, neyle suçlandıkları dahi belli olmadığı halde neredeyse bir yıldan beri davası açılmayanlar var.

Çoğu iftira ve kumpas kurbanı olan ve haksız yere ailelerinden, eşlerinden, evlatlarından koparılan; işlerinden güçlerinden edilen, itibarlarıyla oynanan, hayatları karartılan on binlerce masum...

Türkiye hukukun yerle bir edildiği bu utanç tablosunu daha ne kadar taşıyabilir?

***

Haksız tutuklamaların hiç değilse bayrama kalmadan sona ermesi ve bütün masumların özgürlüğü için dualarımıza devam ediyoruz.

Haksız yere zindana tıkılan masumlar için adlî kontrolle bırakılıp tutuksuz yargılanmayı dahi bir “lütuf” haline getirdiler ya, pes doğrusu!

OHAL can almaya devam ederken...http://www.yeniasya.com.tr/video/ohal-can-almaya-devam-ederken_435152

 

Okunma Sayısı: 9704
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Rabia

    20.6.2017 18:24:00

    Esim 09.03.2014 tarihinde telefonun simkartina baylok sinyali gelmesi iddasiyla 2 aydır tutuklu..masum insalarin cani yanmakta evlatlarimin gozyaslarina sebep olanları Allahin adaletine teslim ediyorum.sucsuzlarin masumlarin sesini kim duyacak islemedigimiz bir suçtan dolayı boşu boşuna cezalandiriyoriz.Rabbim yardım etsin

  • Veysel

    15.6.2017 19:06:15

    OĞLUM 27/08/2014 de kullanmadığı telefonuna bylok indirdi diye ihraç edildi.terörist listesinde.EL INSAF OĞLUM 27/08/2014 DE KASTAMONU DA ACEMİ BIRLIGINDE ASKER...ALLAH IM BIZE BU ACILARI YASATANLARI CEZASIZ BIRAKMA.

  • Özcan ERKİŞ

    15.6.2017 15:41:58

    (5) Yaşadığımız şu süreçte ahvalimiz ortaya döküldü. Mazlum ve mazlumun yanında ve safında (Yeni Asya camiası gibi) yer alanlar ile 3 maymun misali sessiz kalmayı tercih edenler, zulmü mazur görenler, destekleyenler, failler, müsebbipler, bütün bunlar elbette süreç geçtiğinde belki bin defa pişman olacaklar lakin iş işten geçmiş olacaktır. zararın neresinden dönülürse kardır, deyip artık bu zulme son verilmelidir. Zulüm ile abad olan var mı? Yunus Emre'ye kulak verelim: "Ecel büke belimizi / Söyletmeye dilimizi / Hasta iken halimizi / Soranlara selam olsun." Evet şu mazlumiyet ve mağduriyet vaktinde onların ahvalini soranlara binler selam ve dua olsun. Dilimiz söylerken hak ve hakikatin, haklının ve mazlumun sesi olalım ki, lisanımız 'söyleyemez ' hale gelince 'keşke' demeyelim. Vesselam.

  • Özcan ERKİŞ

    15.6.2017 15:26:18

    (4) İhbar, iftira, kumpas, ispiyon, liste gibi mesnetsiz şeylerle insanlara zulm ile mağdur eden bir yargı sistemine nasıl güveneceğiz? Böyle bir yargı bugün "muktedir güç" yahut "iktidar"ın başlattığı sürece göre hareket ederken yarın iktidar ve süreç değişince ne olacak? Bu sefer de o iktidar ve o sürece göre mi pozisyon alacak? Böyle bir yargının olduğu bir ülkede demokratik hukuk devleti tesis edilebilir mi? Adalet ve hürriyet gelir mi? 21.yy. Türkiye'sinde hala adalet ve hürriyet, hukukun üstünlüğü ve demokrasiyi konuşuyoruz. Demek Bediüzzaman Hz.lerinin Hutbe-i Şamiye'de bir asır evvel bahsettiği ve: "Ecnebiler, Avrupalılar terakkide istikbale uçmalarıyla beraber bizi maddi cihette kurun-u vustada durduran ve tevkif eden altı tane hastalıktır!" dediği hakikatler değişmemiş ve hükmünü hala icra etmektedir. Biz ise inatla asrın gerisinde kalmış bir model olan 'tek adam, tek parti, tek ses' ile "uçmayı" deniyoruz. Lakin katiyen uçamayız! Çünkü 'tek kanat' uçurmaz!

  • Özcan ERKİŞ

    15.6.2017 15:05:52

    (3) Siyasal İslamcı iktidar kendi dönemini üçe ayırmıştı:'Kalfa, çırak ve ustalık' diye. Şu anda millete ustalık dönemini yaşatıyor değil mi? Peki ustalık döneminde Türkiye siyasi, iktisadi ve sosyal yönden hangi noktada bulunuyor? Mesela, dünyanın 'en mutlu ülkeleri' yahut 'en iyi ülkeleri' arasında hangi kategoride? İnsan hakları, hukukun üstünlüğü ve demokrasi konularında hangi ülkeler arasında? Mesela despotizm ve nepotizm illetine çare bulabildik mi? Adalet ve hürriyete, şu anda neden ekmek ve aştan daha ziyade muhtaç hale geldik? Yollar, tüneller ve köprüler yaptık ama mesela 'gönülden gönüle, kalpten kalbe giden' yollar ve köprüler kurabildik mi? Yoksa "maneviyatta sınıfta mı kaldık?" Bunun gibi cevabı beklenen yüzlerce sual var. 15 Temmuz melanetini "Allah'ın lütfu" gören iktidar, mazlum ve mağduralara bunu zulüm olarak yansıtmaktadır. 'Adalet' bunu mu iktiza ediyor yahut 'adalete' böyle mi emrediliyor? Sizce hangisi?

  • Özcan ERKİŞ

    15.6.2017 14:46:49

    (2) Bir ülkenin CB'nı fikr-i intikam ve hırs-ı intikam peşinde koşmaması gerekir. Kaldı ki suçun ve suçlunun cezasını verecek olan Yargıdır. Yargı dışında hiç bir kişi ve makama hakimlik ve savcılık görevi verilmemiştir ki; 'Yargısız İnfaz' yapmasın. Korkarım tıpkı Ergenekon ve Balyoz'da olduğu gibi, davanın "savcısıyım" söylemi ile başlatılan davayı siyasallaştırarak sulandırma, ardından "kumpas" ve "aldatıldık" söylemleri ile akamete uğrattıkları; darbecileri adeta 'kahraman' haline getirdikleri gibi 15 Temmuz davasını da gereksiz siyasi müdahale ile akamate uğratsınlar ve yeni 15 Temmuz kahramanları çıkarsınlar. Burası Türkiye ve "olmaz!" denilen nice şeyler olmaktadır. BB yardımcısı bile OHAL'de yapılan ihraçlara ilişkin "Olmaz artık!" dedirten örneklerin olduğunu beyan etmiş.(Diken,15.06) Adeta "şecaat arz eder" gibi. "Mağdur yok!" ama "edebiyatı vardı!" değil mi? 'Söyleyene değil söyletene bak' derler.

  • Özcan ERKİŞ

    15.6.2017 14:27:34

    Sayın Güleçyüz, Tam da Bediüzzaman Hz.lerinin "Ekmeksiz yaşarım hürriyetsiz yaşayamam!" dediği günleri yaşıyoruz. Mağdur insanlar artık ekmeklerinden ziyade 'adalet' ve 'hürriyet'lerinin derdine ve peşine düşmüşlerdir. Hem de adında 'Adalet' olan 'siyasal İslamcı' bir iktidar döneminde. Ne acı ve ibretlik bir hadise değil mi? Bu vahim utanç tablosundan Türkiye'nin tez vakitte kurtulması icap eder. Yoksa hür, medeni ve demokrat dünyada, bu halimizle saygın bir yer edinmek çok zor görünmektedir. "O dünya bizi ilgilendirmez!" diyorsanız mesele yok ve hukuku sonuna kadar istediğiniz kadar çiğneyebilirsiniz! Meclisin İFTAR yemeğinde konuşan iktidar partisi genel başkanı olan CB. "f-öcüler için bahar hiç gelmeyecek!" dedi. Kastettiği 15 Temmuz melun girişim ile mağduriyet ve zulme kapı aralayan darbeci, cuntacı ve komiteciler ise bir diyeceğimiz yok. Lakin toptancı bir anlayışla, OHAL mağdur ve mazlumlarını da kastediyorsa, bu ülkede bağımsız ve tarafsız yargı yok, demektir.

  • Ali Tüylü

    15.6.2017 12:47:23

    Numan Kurtulmuş diyorki "Bu tür şeyler var ama geçen son rakam, yani devletten bir şekilde devlet memuru olarak ihraç edilen, hakkında soruşturma başlatılan vesaire toplam devlet memurlarının yüzde 2,4’ü. Rakam olarak sanıldığı kadar çok büyük kabarık bir listeyle karşı karşıya değiliz” Kabarık liste nasıl oluyor acaba.? Ahirette bu listeyle karşılaşınca da böyle diyebilecek mi. El insaf diyeceğim ama değmez değmez.

  • abidin

    15.6.2017 11:42:40

    Çoğu iftira ve kumpas kurbanı olan ve haksız yere ailelerinden, eşlerinden, evlatlarından koparılan; işlerinden güçlerinden edilen, itibarlarıyla oynanan, hayatları karartılan on binlerce masum... ALLAH HESABINI EN ACI SORSUN....

  • Özdemiroğlu

    15.6.2017 08:30:37

    CB olağanüstü halden sadece teröristler şikayetçi olduğu anlayışında olduğu bir zeminde olağanüstü halin ve bunun neticelerinin mağdurların dertlerinin çözüleceğine inanıyormusunuz?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı