Afyon mahkemesinde Üstadla birlikte yargılanıp hüküm giyen Nur Talebelerinden Ahmet Feyzi Kul’un, ahirzamanda geleceği müjdelenen büyük zatla ilgili olarak Maidetü’l-Kur’an isimli eserinde aktardığı Hadis-i Şeriflerden birinde o zatın hizmetlerinden biri şöyle ifade ediliyor:
“O zat, haksızlık ve adaletsizlik ile doldurulan yeryüzünü hak ve adaletle doldurur.”
Bir Emirdağ mektubunda geçen şu cümle, burada ifade edilen manaya karşılık geliyor:
“Adalet-i hakikiye ile bu asırda insanları mes’ud edebilir bir istidatta bulunan, Risale-i Nur’dur.”
Başka Emirdağ mektuplarındaki “Risale-i Nur emniyeti, asayişi, hürriyeti ve adaleti temin eder” cümlesi de aynı manayı teyid ediyor.
Bu sözleri, Risale-i Nur’daki adalet vurgularının özeti olarak değerlendirmek mümkün.
Çünkü dört temel esasından biri—tevhid, nübüvvet ve haşirle birlikte—adalet olan Kur’an’ın ahirzaman Müslümanlarına ve daha ötesinde bütün insanlığa hitap eden en kuvvetli tefsiri olarak Risale-i Nur’un son derece önemli bir misyonu da adalet.
Asr-ı Saadetteki yönetim modelini “hakikat-i adaleti ve hürriyet-i şer’iyeyi taşıyan mana-yı dindar cumhuriyet” ve Dört Halifeyi o cumhuriyetin reisleri olarak nitelemesi bundan.
Hz. Ali’nin (ra) verdiği ve “Tek bir masumun hakkı bütün halk için dahi iptal edilemez” şeklinde özetlenen adalet-i mahza mücadelesine ısrarla vurgu yapması da.
Hilafetleri döneminde Hz. Ömer’in (ra) bir Hıristiyanla, Hz. Ali’nin de (ra) bir Yahudi ile eşit konumda hakim önüne çıkıp yargılanmaları örneklerini dikkatlere sunması da.
“Bütün kuvvetimle adalet-i tammenin lehinde, zulüm ve tagallübün, istibdat ve tahakkümün aleyhindeyim” diyen Üstadın “Zulme rıza zulümdür” ikazında bulunması da.
“Haksızlığa karşı, zulme karşı, kanunsuzluğa karşı muhalefet hiçbir hükümette suç sayılmaz; bilakis muhalefet meşru ve samimi bir muvazene-i adalet unsurudur” sözü de.
Ve o müthiş “Zalimler için yaşasın Cehennem!” haykırışıyla, bütün mazlum ve mağdurların hissiyatına tercüman olması da.
Külliyattan bu manada birbirini tamamlayan daha birçok örnek çıkarmak mümkün.
Onun için, Risale-i Nur’u doğru anlayan bir insan her hal ve şartta hakkın ve adaletin yanında, haksızlık ve zulmün karşısında durur.