Sultan Abdülaziz Han döneminde Ümit Burnu’na İslâmî ilimleri öğretmek, Müslümanlar arasındaki bazı ihtilâfları çözmek için gönderilen Osmanlı âlimi Ebubekir Efendi’nin torunu Hişam Nimetullah Efendi yaşadıklarını anlattı.
Sultan Abdülaziz Han döneminde Ümit Burnu’na İslâmî ilimleri öğretmek, Müslümanlar arasındaki bazı ihtilâfları çözmek için gönderilen Osmanlı âlimi Ebubekir Efendi’nin torunu Hişam Nimetullah Efendi, “Apartheid rejimi döneminde bize çok kötü davranıldı. Beyazlarla aynı okula, hastaneye gidemiyorduk. Kamuya ait her alanda bu ayrımı görebilmek mümkündü.” dedi. Hişam Efendi, Gevherhan Sultan Medresesi’nde Afrika Koordinasyon ve Eğitim Merkezi tarafından düzenlenen “Canlı Bir Tanığın Gözüyle Güney Afrika’da Apartheid Rejimi” konulu konferans verdi.
Güney Afrika’da 1948’de milliyetçi bir partinin iktidara gelmesiyle Apartheid rejiminin kurulduğunu belirten Hişam Efendi, insanların derilerinin renklerine göre ayrıldığı bir rejimi ifade ettiğini söyledi.
BİZİM GİBİ AİLELER SORUNDU
Hişam Efendi, o dönemde Malaylar İslâm’la bağdaştırıldığı için Müslümanların “Malay” olarak sınıflandırıldığını dile getirerek, “Onlar da renkli olarak sınıflandırılıyordu. O dönemde Müslümansanız yabancı ülkeden Güney Afrika’yı ziyaret etmeniz mümkün değildi. Hükümet Müslümanların Malay olduğuna inanıyordu. Bizim gibi aileler büyük sorundu. Çünkü hem Türk hem de Avrupalı gibi görünüyorduk, ancak Avrupalı olmayan sınıfa giriyorduk. Bu durum ailem için büyük sorun oluşturuyordu. Bu yüzden bazı kuzenlerim farklı ülkelere göç etmek zorunda kaldı.” diye konuştu.
Beyazlarla aynı okula, hastaneye gidemiyorduk
Eşinin büyük babasının kendisi gibi büyük annesinin de Avrupalılara benzediği için sıkıntı yaşadıklarını aktaran Hişam Efendi, polisin büyük annesini “Avrupalı olmayan biriyle nasıl evlenebilirsin?” diye gözaltına aldığını anlattı. Hişam Efendi, kişinin rengine göre yapılan ayrımın insanlığa karşı suç olduğuna vurgu yaparak, bunun “Birleşmiş Milletler’in ilgili kararıyla da daha sonra doğrulandığının” altını çizdi.
“Apartheid rejimi döneminde bize çok kötü davranıldı.” diyen Hişam Efendi, şunları kaydetti: “Beyazlarla aynı okula, hastaneye gidemiyorduk, kamuya ait sokaktaki diğer bölümlerde de aynı yerleri kullanamıyorduk. Böyle bir ayrım söz konusuydu. Beyazların girebileceği yerler, Müslümanların, Asyalıların ve Afrikalı siyahların kullanabileceği yerler vardı. Bundan dolayı Afrikalı siyahların beyazlara karşı olumsuz düşüncesi gelişti. Kamuya ait her alanda bu ayrımı görebilmek mümkündü. Büyük babamın evinin olduğu bölge birdenbire hükümet tarafından Hıristiyan Avrupalılara ait bölge ilân edildi ve büyük babam zor kullanılarak o bölgeden taşınmak zorunda bırakıldı. Kendisine evin değerinin altında ücret ödendi.”