"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

28 Şubat’ın bir meyvesi

M. Latif SALİHOĞLU
01 Mart 2023, Çarşamba
Ağacı gösteren meyvesidir. Bir meyve, ait olduğu ağacın ne ağacı olduğunu bildirir, isimlendirir, tarif eder…

Siyasî ve sosyal hadiselerin doğurduğu neticeler de, bir nevi ağacın meyvesi gibidir.

Bu genel doğrulara göre “28 Şubat Süreci”ne (1997-2003) bakıldığında, o dönemde yaşanan şiddetli sancılanmaların bazı meyveleri netice verdiğini, başka bir tabirle bazı doğumlara sebebiyet verdiğini görmekteyiz.

Bakalım, görelim “28 Şubat Süreci”nde yaşanan şiddetli sancıların ardından nasıl bir doğum hadisesi gerçekleşmiş…

*

Aradan zaman geçtikçe, “28 Şubat”ı savunanların sayısı azalırken, eleştirenlerin sayısı çoğalmaya başlıyor. O talihsiz dönemin vitrinindeki aktörler ise, darmadağın ve paramparça olmuş bir haldeler.

Bununla beraber, “28 Şubat”ın hâlâ “bilinmeyen”, yahut henüz “görünmeyen” bazı noktalarının var olduğu anlaşılıyor. Meselâ, MGK’daki konuşmaların çoğu, bugün de bilinemiyor. Dolayısıyla, objektif değerlendirmelerden ziyade, tarafgir değerlendirmeler bugün de etkisini devam ettiriyor.

*

Acı gerçek şu ki: Toplum içinde o uğursuz günlerin sayısız mağdurları var, mağduriyetleri var. Kezâ, o dönemin dayatmaları neticesi, siyasî, idarî, hukukî, sosyal ve ekonomik alanda birçok acılar, dramlar, krizler yaşandı.

Aciptir ki, mevcut siyasîlerden hiç kimse çıkıp da o dönemde yaşanan mağduriyetlerin faturasını yüklenmiyor. Süreçle bağlantılı konuşan hemen herkes bir başkasını suçlamakla yetiniyor. Bu sebeple, o döneme dair umumî kabul görecek sağlıklı ve objektif bir analiz yapılamıyor.

Şimdi, biz de burada o süreci analiz etmek yerine “sonuç–sebep” perspektifinden bakarak “28 Şubat”ın sonuçlarından bir tanesi, meselâ siyasî sonucu üzerinde kısaca bir değerlendirme yapmaya çalışalım.

*

Hemen herkesin kabul ettiği (en azından reddetmediği) bir realite var ki, o da şudur: Eğer 28 Şubat süreci yaşanmasaydı, muhtemelen AKP diye bir parti ortaya çıkmayacak, çıksa bile açık ara önde bir iktidar partisi olamayacak ve Tayyip Erdoğan da bu partinin başkanı olarak ilk seçimde (2002’nin sonu) yüzde 35 oy nisbetiyle başabakan olamayacaktı. Demek ki, bu süreç en fazla Erdoğan ve partisine yaramış oldu.

Evet, AKP iktidarının “28 Şubat”ın bir siyasî meyvesi veya sonucu olduğunu söylemek hiç de yanlış olmasa gerek.

Bunun bazı gerekçelerini de şu şekilde sıralamak mümkün:

1) Erdoğan, henüz belediye başkanı iken, bir haksızlığa uğradı. Onu hapse tıkayan 28 Şubat süreci ise, mağduriyetini daha da arttırmış oldu. Bir mağdur siyasetçi olarak, o süreçten itibaren tabanda büyük bir destek ve teveccühe mazhar oldu.

2) “28 Şubat” mağduru olan Erdoğan’ın bizzat kendisi de, “28 Şubat gerginliği”ne yol açan, yahut sebep sayılan o radikal söylem ve üslûp tarzını büyük ölçüde değiştirmeye başladı. “Millî görüş gömleğini çıkardık” dedi. Dinî veya İslâmî bir parti olmadıklarını defalarca tekrarladı.

3) Hem “28 Şubat süreci”nin mağduru olan, hem bu süreçle hiç takışmamaya dikkat eden, hem de bu sürecin tetikleyicisi olarak addedilen siyasî üslûp ve davranışlardan uzak durmaya çalışan Erdoğan’ı destekleyen seçmen kitlesinin de gerekçesi farklıydı. Meselâ, kimi mağdur olduğu için ona taraftar olurken, kimi de eski tarzını terk ederek “28 Şubatçılar”la takışmadığı için Erdoğan’a destek verdi.

Özetle: Eski Erdoğan ve yakın arkadaşları, bir yönüyle “28 Şubat Süreci”nin “sebebi” sayılır iken, yeni Erdoğan’ın yeni siyasî oluşumu olan AKP ise, aynı sürecin bir “sonucu” halini almış oldu.

Son bir söz olarak da şunu ifade edelim: Hiçbir gerekçe, 28 Şubat sürecinde mağdur ve mazlumlara yönelik olarak uygulanan o dehşetli kıyım ve yıkımları haklı kılamaz, mâzur veya mâsum gösteremez.

Okunma Sayısı: 2007
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Eyüp Aktaş

    2.3.2023 04:57:24

    28 Şubat Süreci”ne 28 Şubat Süreci”nde Süreçle bağlantılı o süreci Eğer 28 Şubat süreci o süreçten itibaren bu süreç 28 Şubat süreci ise, 28 Şubat süreci”nin 28 Şubat Süreci”nin “sebebi aynı sürecin 28 Şubat sürecinde,bu kadar süreç kelimesinde ısrarın hikmeti nedir?

  • Hüseyin İlhan

    1.3.2023 11:27:08

    Ortada olan hakikat şu:28 ŞUBAT zulmü sinsice ve bu müslüman millete tarihinde en büyük tahriabatı verecek bir toplum mühendisliğinin hayata geçirilmeisidir. 28 Şubat ürünü olan bu parti ile din ve dindar insanlarımız büyük tahribata uğratıldı. Faiz türlü entrikalarla müslümana enjekte edlldi. Hak-hukuk,adalet katledildi.Müslümanın hayatındaki israf günahına 'İTİBAR,kisvesi ile meşruiyet kazandırıldı. Resulullah efendimiz SAV'min'Kızım Fatıma dahi olsa bu hükmü uygulardım,dediği hırsızlık için ise imanlı gönüllerden'ÇALYOR AMMA ÇALIŞIYORLAR,gibi akla,iz'ana,vicdana ve islama yakışmayan defansları gördük. Kısaca AKP =DİN,DİNDARI VE ÜLKEYİ TAHRİP için sinsi ve bilhassa İSRAİL-ABD merkezli kurdurulan emperyalist kuklası nevzuhur olduğudur. Aksi olsa ne SURİYE problemi yalşanır,nede AKP lideri boynuna YAHUDİ CESARET ÖDÜLÜ takardı.

  • S.topuz

    1.3.2023 01:31:16

    Rahmetli Erbakan ne demişti? "Gizli bir güç bizi İKTİDARA itiyor!" Aynı güç Erdoğanı ve AK partiyi iktidara hazırlamıştır ve böylece 28 Şubatı Bin Sene devam ettirmeyi hedeflemiş olabilirler. Bunun isbatı da bu günün AKMHPerinçi değil mi?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı