"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Âhirzamanın fasılları, alâmetleri...

M. Latif SALİHOĞLU
08 Aralık 2014, Pazartesi
Bütün ümmetin 1435 senedir dehşetli şerrinden Allah’a sığındığı “fitne-i âhirzamanın müddeti uzundur; biz bir faslındayız.” (S.T. Gaybî, S. 145)

Yakın zamanda basılmaya başlanan “Âhirzaman Tarihi” seri isimli 5 ciltlik kitap setinde, biz de bu dehşetli âhirzamanın muhtelif fasıllarını nazara vermeye çalıştık.
Bu yazıda ise, o uzun fasılların “kilometre taşları” hükmündeki bazı hadiselere kısaca temas etmek istiyoruz.
Evet, daha evvelki dönemlere hiç benzemeyen, hatta bir kısmı kıyas dahi kabul etmeyen birçok tarihî vakıanın 1800’lü yılların başlarında zuhûr ettiğini görmekteyiz.
Meselâ: Sıklıkla tekrarlanan kanlı askerî darbeler, köklü inkılâplar, komite faaliyetleri, siyasî cinayetler, mukatele ve katliâmlar, sürgünler, muhaceretler, köklü çare arayışları, buhrandan kurtulma formülleri, anayasal hareketler, modernleşme teşebbüsleri, hürriyet-meşrûtiyet çabaları ve bu yöndeki samimî çabaların birtakım bahanelerle ve hatta türlü maskelerle perdelenme ve ötelenme girişimleri...
Evet, bilhassa 1807-8 yıllarından itibaren yoğunluk kazanan bu tür hadiselerin, daha evvelki dönemlerde örnekleri pek azdır. Zira, bunlar daha çok âhirzamana mahsus hadiseler zincirinin halkalarını teşkil ediyor.
İşte, o helâket ve felâketlerle örülmüş zincirin önemli bazı halkaları...

Âhirzaman Kronolojisi

1807-8: Tahttan indirilen Sultan III. Selim ile Sultan 4. Mustafa peşpeşe katledildiler
1808: Sened-i İttifak imzalandı. Sultan II. Mahmud ve Sadrazam Alemdar Mustafa Paşanın iradesiyle, Rumeli ve Anadolu ayanları/yöneticileri İstanbul'da toplanarak, onlarla ilk defa olarak anayasal bazı vasıflar ihtiva eden bir anlaşma sağlandı. Ne var ki, bu hayırlı teşebbüs kâğıt üzerinde yazılı olmanın ötesine pek geçemeyerek akim kaldı. Merkezde çok şiddetli sancılanmalar yaşandı. Öyle ki, Sadrâzam Alemdar Paşa da saldırıların hedefi oldu ve Sened-i İttifak’tan iki ay kadar sonra (14 Kasım 1808) öldü, ya da öldürüldü.
1826: Yeniçeri Ocağı, “Vaka-i Hayriye” diye isimlendirilen bir kararla 15 Haziran 1826'da Sultan II. Mahmud’un iradesiyle ortadan kaldırıldı. Binlerce asker katledildi. Bu ocağın yerine "Asakir-i Mansure-i Muhammediye" ismiyle yeni bir ordu kuruldu. Bu ordu, Sultan Mahmud’un sevgili oğlu Sultan Abdulaziz'i önce hâll, ardından katletti.
1829: Sultan II. Mahmud’un bir fermânıyla Fes ve kıyafet inkılâbı yapıldı. 3 Mart’ta ilân edilen bu fermâna "Kıyafet Nizamnâmesi" ismi verildi. Bu inkılâba direnen, yahut muhalefet eden binlerce insanın kellesi gitti.
1839: Bedirhanî destekli Nizip Bozgunu ve Reşit Paşa öncülüğündeki Tanzimat İlânı.
1843-46: Bedirhanîlerin, Cizre ve çevresinde yapmış olduğu Nasturi katliâmı. (IŞİD benzeri hareketlerle.)
Bedirhanîlerin Osmanlı merkezî hükümete karşı isyanı, çok kanlı bir şekilde bastırıldı. (1918’deki siyasî karakterli Kürt-Teâli hareketinin çekirdek kadrosunu, İstanbul’a yerleştirilen bu aristokrat ailenin efradı teşkil ediyor. Bir kısmı Kürtçü, bir kısmı da bilâhare V. Çınar ve C. Kutay gibi Türkçü oldu. Kürtlerin içindeki “dönme”ler.)
1853-56: Kırım Harbi. Kırım’ı koparan ve çok pahalıya mal olan bu savaş sonrasında, Osmanlı Devleti “Düyûn-u Umumiye” denilen ve yüz yıl süren o ağır yükün altına girmiş oldu.
1856: Islahat Fermanı. Tanzimat’ın devamı mahiyetinde olup, Hıristiyan dünyasına karşı nisbeten daha ezik bir üslûp ve ifade ile hazırlandı.
1865: “Ahrâr-ı Osmaniye” ismiyle Yeni Osmanlılar Hareketi başladı. Yakin tarihimizde, mahiyeti belki de en az bilinen ilim, fikir ve siyasî harekettir.
1868-78 yılları arasında Ahmet Cevdet Paşa başkanlığındaki ilmî bir heyet tarafından İslâmî ölçü ve düstûrlara uygun şekilde hazıranan bir hukukî prensipler manzumesidir. (1926’daki İsviçre Medenî Kanunun kabulüne kadar uygulanmaya devam etti.)
1876: Sultan Abdülaziz’in gayet elim bir şekilde gidişi, yerine önce Sultan 5. Murad, ardından Sultan II. Abdülhamid’in gelişi. (İbrahim Sûresi 1. âyetin sonundaki “Azizi’l-Hamid” tâbirinde, dehşetli âhirzamanda cereyan edeceği haber verilen bu hadiselere işaret var.)
1876-78: Darbe, intihar süslü cinayet, I. Meşrûtiyet, Kànun-i Esâsî, seçimler, Meclis’in ilk kez teşkili. Türkçü eğilimli Ahmet Vefik Paşanın Meclis Başkanı seçilmesi. Ve nihayet, Osmanlı tarihinde “Küçük Kıyâmet/Kıyamet-i Suğrâ” tabir edilen “93 Harbi”nin yaşanması. Kıbrıs’ın, Rumeli’nin ve Kafkasların elden gitmesi.
1908-9: Ahirzaman devrinin başlamasından yüz sene sonra zuhur eden acip hadiseler zinciri: Manastır Dağlarında ilân edilen Hürriyet İnkılâbı. II. Meşrûtiyet, 31 Mart Vak’ası, Selânik merkezli Hareket Ordusunun devlet ve hükümet darbesi. Halife-Sultan’ın devrilmesi ve Selânik’e gönderilmesi. Sıkıyönetim marifetiyle masumlara yönelik idamlara varan ağır cezalar. Fikrî ve siyasî infazlar. İttihatçıların bozulması. Türkçülük fikrinin ortalığı istilâya başlaması.
1911: Trablusgarp’ta (Libya) ve Ege Denizinde İtalyan Harbi. 12 Adaların elden gidişi.
1912-13: Birinci ve İkinci Balkan Harbi. 93 Harbinden sonraki en büyük muhaceret ve katliâmlar yaşandı.
1914-18: Birinci Dünya Harbi. 4 milyon civarında insan kaybı ile Anadolu ve Doğu Trakya dışındaki bütün toprakların elden gitmesi.
1918-23: Millî Mücadele yılları. Lozan görüşmeleri. Gizli anlaşmalar.
1924-37: Hilâfetin kaldırılması, Medreselerin kapatılması, şapka ve kıyafet inkılâbı, ve yüz bin başları götüren diğer inkılâplar: Yeni kànunlar, kumpaslar bahanesiyle yapılan dinî, fikrî ve siyasî infazlar. Harf ve ezan inkılâbı.
1937-38: Lâiklik İnkılâbı ve katliâmlı Dersim Fâciası.
1945-50: Demokrasinin filizlenmesi ve dinî-millî iki koldan başlatılan siyasî kırım ve şaşırtma teşebbüsleri.
1960-61: Kanlı darbe, insanlık dışı işkenceler, yalan kılıflı siyasî infazlar, siyaseti parçalama taktikleri. Vesaire...

ZAROK ve zoraki evlilikler

TRT Belgesel kanalında tekrarı yayınlanan ödüllü “Zarok/Çocuk” Gelinler isimli belgesel filmini gözyaşları içinde bir kez daha seyrettim.
Sosyal hayatta yaşanan trajediler, gayet çarpıcı ve etkileyici bir sunumla nazara verilmiş. Kronik bir yaraya neşter atılmış. Başta yapımcıları ve emeği geçenleri tebrik ediyoruz.
Orada anlatılan hayat hikâyelerinin benzer örneklerini kendim de yakînen biliyorum. Filmi seyrederken onları da hatırlayarak, içim yana yana anlatılanları dinledim.
Kimi cahil, kimi gaddar, kimi aptal büyüklerin katı tutumları, söz hakkı elinden alınmış şefkatli annelerin çaresizlik içindeki çırpınışları ve tercih hakkı dahi bulunmayan mâsum kız çocuklarının intihara kadar giden ıztıraplı halleri birer birer resm-i geçit yaptı gözlerimin önünde...
Neyse, bu müzmin konuyu bilâhare daha etraflıca ele almak istediğimizi belirterek, şimdilik kısa kesiyoruz.

Okunma Sayısı: 2782
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı