"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Demokrasi yeniden şahlansın

M. Latif SALİHOĞLU
14 Mayıs 2020, Perşembe
(GÜNÜN TARİHİ: 14 Mayıs 1950)

Bundan tam yetmiş sene önce, yani 14 Mayıs 1950’de, bu vatanda bir bayram havası, bir demokrasi şöleni yaşandı. İlk defa gerçekleştirilebilen hür ve serbest seçimler sonucu, Demokrat Parti, millî iradenin bir tecellisi olarak tek başına iktidara geldi.

Söz konusu iktidar değişikliği, aynı zamanda 1876’dan beri verilen demokrasi mücadelesinin de bir zaferiydi. Saltanatçılar, İttihatçılar ve Halkçılar, ilk defa seçim yoluyla ve sandık marifetiyle iktidardan indirilmiş oluyordu.

Bu açıdan da bakıldığında, demokrasinin 14 Mayıs’ta harikulâde bir sûrette şâha kalktığını söylemek mümkün.

Bugün ve yarın için cevabı bulunması gereken cân alıcı soru şu: Acaba, tıpkı 1950’de olduğu gibi, demokrasiyi tekrar canlandırmak ve yeniden şâha kaldırmak mümkün mü?

Bu hayatî sualin kısa cevabı şudur ki: Bir şey eğer alenî şekilde vâki olmuş ise, elbette onun tekrarı da mümkün ve mâkuldür. Şimdi, bundan yetmiş sene evvel yaşanmış olan demokrasi bayramının bir nebzecik de olsa havasını yansıtmaya çalışalım.

***

1945 yılı sonlarında CHP içinde isimlerini “Dörtlü Takrir” ile duyuran Celal Bayar, Fuad Köprülü, Refik Koraltan ve Adnan Menderes, kısa bir süre bağımsız kaldıktan sonra 7 Ocak 1946’da Demokrat Parti’yi kurdular.

21 Temmuz 1946’daki genel seçimlerde bin bir zahmet ve eziyet ile 60 kadar milletvekilliğini elde ederek partilerini “çeyrek muhalefet” derecesinde Meclis’e sokabilen DP’nin bu kurucu kadrosu, 14 Mayıs 1950 seçimlerinden sonra ülkenin zirvedeki yönetim kadrosunu teşkil etti: Bayar, Cumhurbaşkanı; Koraltan, Meclis Başkanı; Menderes, Başbakan; Köprülü, Dışişleri Bakanı oldu.

***

Demokrat hükûmetinin ilk icraatı, 18 senedir yasaklanmış olan Ezan-ı Muhammedî’yi serbest bıraktırmak oldu. Arkasından, radyodan ilk kez olmak üzere Kur’ân ve Mevlit okutmak.

Din, fikir ve inanç noktasındaki bu hürriyetler sağlandıktan sonra, yurdun bir ucundan bir ucuna baş döndüren, hayranlık uyandıran bir eğitim ve kalkınma hamlesi başlatıldı.

O zamana kadar, devlet kademelerinde bilhassa aristokrat kesimle paşaların çocukları yerleşip söz sahibi olabiliyordu. Gariban Anadolu çocukları hep dışlanıyordu. Demokratların iktidarıyla birlikte, Anadolu’nun bağrından çıkan kabiliyetlere de siyaset ve bürokrasinin kapıları açılmış oldu. Demirel, Özal, Erbakan gibi isimlerin önü o tarihlerde açıldı.

***

Bediüzzaman Hazretleri, o tarihlerde yaşanan Demokratların lehindeki bu siyasî inkılâbı şu sözlerle senâ eder: “...İttihad-ı Muhammedî (1909) ile müttefik olan (Osmanlı) Ahrar Fırkası, yine otuz beş sene sonra dirildi, yine uyandı. Birden şeâir-i İslâmiyenin başında olan ezân-ı Muhammedîyi farmasonların zincirlerini kırıp ilân etmesiyle; siyasetten kat-ı alâka eden, eskide ‘İttihad-ı Muhammedî’ şimdi ‘Nurcular’ nâmını alan ve İttihad-ı İslâm içinde bulunan kardeşlerimiz yanlış basmamak için bazı şeyleri söylemek isterdim...” (Beyanât ve Tenvirler: 202)

Bu iktibastan şunu anlıyoruz: 1946 şafağında kurulan ve 1950 baharında tek başına iktidara gelen Demokrat Parti, misyonu itibariyle, Meşrûtiyet döneminde boy gösteren Osmanlı Ahrar (Hürriyet) Fırkasının devamı mahiyetindedir.

Aynı şekilde, o dönemin İttihad-ı Muhammedî’nin devamı da, potansiyel olarak, şimdi İttihad-ı İslâm mânasında devam ediyor. İttihad-ı Muhammedî, vaktiyle nasıl “Ahrarlara nokta-i istinad” olduysa, şimdiki İttihad-ı İslâm da Demokratlara müttefik ve istinad noktası olması icap ediyor. Başka türlü hareket, bu köklü ve asîl misyona zarar verir.

***

Ahrar hareketi, 35 senenin ardından, 1950’de yeniden uyanmıştı. O tarihten günümüze tam tamına iki tane 35 sene geçti. Şüphesiz, bu da kendi içinde bazı mânâları barındırıyor.

Ümit ve temenni ediyoruz ki, yetmiş sene evvelki o demokratik şuur ve heyecan dalgası yeniden uyansın da, bu vatan ve millet yeniden ve fakat daha kâmil mânâda bir demokrasi bayramı yaşasın.

Okunma Sayısı: 2733
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ahmet

    14.5.2020 17:14:30

    1950 seçimleri türkiyede açık oy gizli sayım diktatörlügünden sonra yapılan ilk yapılan demokratik seçimdir ama buna tahammül edemeyen ler 1960 da darbe yapım ADNAN MENDERES ve bakanları asmışlardır ALLAH RAHMET EYLESİN

  • Abdulkadir

    14.5.2020 16:00:31

    2) Sonrası ise yazıkki hazin.Şer odakları;harekete geçmekte saniye dahi beklemedi ve Demokrat grubu iktidardan indirdi ve tüm kozları ele geçirdi.Zaten o günden sonra da;ülkemiz(mübalağa olmasın) gün yüzü görmedi.O günden sonra;ciddi sıkıntılar ve badireler atlattı bu vatan.Temennimiz odur ki;ülkemiz tekrar,1950 demokrasi yılı olan döneme yeniden dönsün,yeniden demokratlarla şaha kalksın ve halk yeniden huzura kavuşsun.Özledi bu ülke;demokrasi sevdalısı olan liderleri,gelsin artık Ahrarlar,tekrar bayram etsin bu diyar.Yaşasın Demokrasi,Yaşasın Hürriyet ve Yaşasın Hak ve Adâlet...

  • Abdulkadir

    14.5.2020 16:00:23

    1) Bugün demokrasi bayramının yıl dönümü.Bugün demokrat misyonun ayağa kalktığı;ülkenin özlediği ve beklediği ânın gelip çattığı,demokrasi zaferinin günü.Tam 70 yıl geçmiş aradan.Ne de çabuk geçiyor yıllar.Ama iyiler,her zaman ya da çoğu zaman kaybediyor.Acı olan da bu.Demokrasi sevdalısı olan Ahrarlar;bu ülkeye en güzel günleri yaşatan,yegâne misyondu belkide.İnsanlar huzurlu,mutlu ve en önemlisi de demokrasinin tadını alıyor ve en ufak bir sıkıntıya mâruz kalmıyordu.Bu ülke;70 sene önce bugün,gerçek anlamda demokratlığı gördü ve onlar(demokratlar) sayesinde de,demokrasinin ne demek olduğunu öğrendi ve huzur içinde bir yaşam sürdü.Halk çok memnundu yönetimden ve neredeyse kimsenin bir şikayeti,söz konusu değildi.Adını "Dörtlü Takrir" diye duyuran,meşhur ve bilgin liderler;bu ülkeye demokrasi kavramını sevdirdi ve bu ülkeye hakikî mânâda bayram sevinci yaşattı.

  • Ali R. Yardimoglu

    14.5.2020 10:24:25

    ..bu sahlanma icin gerekli, her ilimde ve cihette yetismis kadro, bilhassa 1970l' lerden beri, belki simdiye kadar 5kusak, Yeni Asya' da, o disiblinde vardir; hem mulayim, hem cevval zeki, hem vicdani, hem mantiki, hem her fikri dinler, hem usul, esas bilir, hem guvenilir, hem de maceraperest degil, basini bilerek orse vurmadan muhakemeye harcayan, musbet, bagnaz ve taassublu olmayan, hosgorulu, hurmetkar, hazim etmis R.Nur erkanlari.......

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı