"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Âhirzaman kriterleri

M. Latif SALİHOĞLU
21 Ekim 2025, Salı
Her zamanın bir hükmü olduğu gibi, şüphesiz “âhirzaman”ın da kendine göre ölçüleri, kriterleri, hükümleri var.

Âhirzamanın bir başka önemi, daha doğrusu tehlikesi var ki, bütün ümmet 1450 senedir onun şerrinden-tehlikesinden Allah’a sığınıyor: “Allahümme ecirna min fitneti âhirizzaman” diyerek.

Âhirzamanın en büyük zararı ve tehlikesi, mü’minlerin bağlandığı iman esaslarının sarsılmasıdır. Taklidî imanın çabuk ve kolay şekilde yıkılmasıdır. İmansızlık tehlikesinin zuhûr etmesi, kuvvet bulması ve yaygınlık kazanmasıdır. Bu tehlikenin mahiyetini aşağıda biraz daha detaylandırmaya çalışalım.

Âhirzamanda iki dehşetli hâl daha var. Şimdi sırasıyla onlara bakalım.

«

Birincisi: 

Küfür ve küfran cephesi, zındıka ve dalâlet cereyanları, âhirzamanda azgınlık derecesine çıkıyor. 

Fen ve felsefe silâhıyla, din ve iman dairesine taarruz üstüne taarruz yapılıyor. 

Alenî ahlâksızlık dibe vuruyor. Fısk ve sefahet revaç buluyor.

Zalimlerin satranç oyunları, yüzbinlerce mazlumun kanına-canına mal oluyor.

“İbaha mesleği” olan komünizm, milyonların, belki de milyarların hayatını menfî yönde etkiliyor. Rejim olarak çökse ve çekilse bile, şuur altına şırınga ettiği hayat tarzı itibarıyla, sayılamayacak kadar çok insanın helâl-haram noksatındaki hassasiyetini kırıp mahvediyor. Dinsizliğe, her türlü ahlâksızlığa meydan açıyor.

«

İkincisi:

Birinci dehşetli hâlin cüzî-küllî tezahürü, geçmiş asırlarda ve eski kavimlerde de vardı. Bazı kavimler o günahlar sebebiyle helâk olup gitti.

Ne var ki, kavimleri helâk ettiren günahların tamamı, bu zamanda def’aten işleniyor. Hem, o günahlar sadece gayr-ı müslim ülkelerde değil, dünyadaki İslâm beldelerinde ve Müslüman toplumların içinde, hatta Türkiye’de aynen işleniyor.

İşte, âhirzamanın en dehşetli hâli budur. Zira, burada söz konusu olan kâfirin bozulması değil, mü’min ve müslim hüviyetine sahip insanların Süfyanî Deccâliyet cereyanına kapılarak bozulması ve tefessüh etmesidir.

Aciptir ki, kişi “Elhamdülillah Müslümanım” dediği halde, tutup kâfirin hayat tarzına meylediyor. Mü’min iken, kâfirin hayatını yaşıyor. Dinini dünyaya fedâ ediyor. Şişeyi de, elması da bildiği halde, kırılacak cam parçasını elmasa tercih ediyor. Yani, haram dairesi içindeki hazır bir lezzeti, cennetin ilerideki sonsuz-sınırsız nîmetlerine ve zevklerine tercih ediyor. Evet, bundan daha dehşetli, daha tehlikeli bir hâl tasavvur dahi edilemiyor.

«

Bu dehşetli âhirzamanı eski zaman gibi telâkki eden bazı hocaları dinliyoruz; maalesef onların da çoğu bocalıyor, hatta çuvallıyor denilebilir: Bir kere, nasihatleri tesir etmiyor. Zamanın hâl ve şartlarını bilmiyor, okuyamıyor, ya da yanlış okuyorlar.

Meselâ: Hocaların mühim bir kısmı, “müsbet hareket”in ne olduğunu bilmiyor. Bu sebeple, şiddet ve kuvvet kullanma metoduna fetvâ veriyor. Sıklıkla devleti ele geçirmekten ve devlet kuvvetiyle insanları yola getirmekten dem vuruyor. Yani “Medenîlere galebe çalmak ikna iledir; söz anlamayan vahşîler gibi icbar ile değildir” hakikatinden bir hayli uzak duruyor.

Dahilde kuvvet kullanmanın fayda vermemesi bir yana, bugünkü dünyanın hiçbir yerinde “İslâm ordusu” yok iken, sanki varmış gibi ahkâm keserek bazı adreslere “taarruz edilmesi” gerektiğini bağıra bağıra söyleyenler var. Hatta, geçenlerde popüler olan birini dinledim; iki saate yakın konuşmasının hemen tamamını “İslâmda taarruz vardır” noktasında topluyordu. Delil olarak da Resûl-i Ekrem’in kansız “Mekke’nin Fethi” ile Selahaddin Eyyübî’nin Kudüs’ü fethetmesini gösteriyordu. Tabiî, zaman ve şartlara göre örnek-kıyaslama yerine oturmuyor.

Şu ifade ile sonlandıralım: Dinde hassas, muhakeme-i akliyede noksan olan bu dengesizler, orta veya uzun vâdede, hem kendi başlarını, hem de kendilerine kulak verenlerin başını belâya sokmaları kuvvetle muhtemeldir. Çünkü, “âhirzaman kriterleri”ni bilmiyorlar; dahası, bilmediklerini de bilmiyorlar.

Okunma Sayısı: 233
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı