"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İlk boykot ve protesto gösterileri

M. Latif SALİHOĞLU
07 Ekim 2025, Salı
Günün Tarihi: 7 Ekim 1908

Osmanlı’daki ilk boykot, ilk kitle yürüyüşü ve protesto gösterileri 7 Ekim 1908 tarihinde vuku buldu. İstanbul’da ilk kez yaşanan bu kitle gösterisinin ana sebebi, Avusturya’nın, 5 Ekim’de Bosna–Hersek’i ilhak-işgal ettiğini duyurmasıydı.

Eşzamanlı olarak, Yunanistan ile Bulgaristan da peşpeşe açıklama yaparak Avusturya’nın bu işgalini desteklediklerini ilân ettiler.

Bu emrivâki (defacto) karşısında galeyana gelen halk, İstanbul, Trabzon ve İzmir’de adı geçen üç ülkenin aleyhinde protesto gösterilerinde bulundular.

«

İşgale karşı İstanbul’da geniş katılımlı yürüyüş, miting ve protesto gösterileri devam ederken, İzmir’de de Avusturya mallarına karşı “Harb-i İktisadî Heyeti” kuruldu.

Bu hadise, tarihe “Osmanlıda Fes Boykotu” başlığıyla geçti.

Sultan II. Mahmud zamanında ilân edilen “Fes İnkılâbı”ndan beri fes imalatında kullanılan kumaşlar Avusturya’dan ithal ediliyordu.

Fes ve kumaşlar, büyük balyalar halinde gemilerle geliyordu. Hükûmetin de el altından desteklemiş olduğu boykot kararından sonra, hamallar, başta İstanbul olmak üzere diğer limanlardaki gemilerden mal indirmeyi bıraktılar. O tarihte, sadece İstanbul'da yaklaşık kırk bin hamal vardı. Bütün yükleme-indirme ameliyesi onların sırtında yürüyordu.

(NOT: Günümüzde işgalci İsrail’in piyasadaki markalarına karşı uygulanan boykotun çok daha âlâsı, halkımız tarafından 117 sene evvelki işgalcilere karşı yapılmış.)

«

Şimdi hayalen o zamana giderek, dönemin askerî ve siyasî fotoğrafını biraz daha yakından çekmeye çalışalım.

II. Meşrutiyetin ilânı üzerinden henüz üç ay bile geçmemişti. Devletin başında hâlâ Sultan II. Abdülhamid bulunuyordu. Orduda ve hükûmet yönetiminde ise İttihatçılar hâkimdi. Aynı günlerde, ilk defa yapılacak olan seçim çalışmaları devam ediyordu.

Bir taraftan da ülkede iç karışıklıklar vardı. Ermeni Taşnak ve Hınçak örgütlerinin kışkırtmaları sebebiyle, yer yer çatışmalar yaşanıyordu. Adana’da Ermenilerle Müslüman ahali arasında vuku bulan kanlı olayların sıcaklığı devam ediyordu.

Bu şartlar altında, yönetimdeki İttihatçılar, Avusturya ile savaşmayı göze alamadı. Sadece nota vermekle yetinildi. Esasen, o dönemdeki Osmanlı ordusu savaş kabiliyetini büyük ölçüde kaybetmiş durumdaydı. Zira, siyaset orduyu zehirlemişti. Öyle ki, ordu, Balkanlardaki âsî çetelerin üstesinden bile gelemiyordu. Nitekim, kısa süre sonra yaşanan I. ve II. Balkan Harbinde bu zaafiyetin neticesi bâriz şekilde görüldü.

«

Yürüyüş, miting, grev, boykot ve protesto gösteri gibi hareketler, Osmanlı toplumunda ilk kez yaşanıyordu. Zira, o zamana kadar ülkede hürriyet ve demokrasi yoktu. Halk, herhangi bir konuda söz sahibi olmadığı gibi, haksızlığa karşı tavır koymak diye bir hakkı–hukuku da yoktu.

Yaygınlaşarak devam eden boykot-protesto hengâmesi içinde harekete geçen bazı fırsatçı siyasîler, galeyan hâlindeki halkı, bilhassa Kürt hamalları kendi siyasî maksatlarına alet etmeye yöneldiler. Yani, fırsattan istifade ile boykot işini asıl mecrasından çıkarmaya çalıştılar.

İşte, tam bu safhada devreye giren Üstad Bediüzzaman, boykotu desteklemekle beraber, siyasîlere âlet olmamaları için gidip hamalları ikaz eder. Bu hususu, Divân–ı Harb–i Örfî Mahkemesindeki "Üçüncü Cinayet" maddesinde şöyle anlatır: "İstanbul’da yirmi bine yakın hemşehrilerimi, hamal, gafil ve safdil olduklarından, bazı particiler onları iğfal ile, vilayât-ı şarkiyyeyi lekedar etmelerinden korktum. Ve hamalların umum yerlerini ve kahvelerini gezdim. Geçen sene, anlayacakları sûretle meşrûtiyeti onlara telkin ettim. [...] İşte o hammalların, Avusturya’ya karşı, benim gibi bütün Avrupa’ya karşı boykotları, en müşevveş ve heyecanlı zamanlarda akılâne hareketlerinde bu nasihatin tesiri olmuştur. Boykotajlarla Avrupa’ya karşı harb-i iktisadî açmaya sebebiyet verdiğimden, demek cinayet ettim ki, bu belâya düştüm."

Okunma Sayısı: 175
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı