Bir kadın Hasan Basri Hazretlerine gidip: “Ya Üstad! Benim bir kızım vardı, vefat etti. Onu çok özlüyorum. Rüyamda görebilmem için bana bir yol göster.” dedi.
Hasan Basri Hazretleri:
Kadın hemen evine gidip abdest aldı ve Salâvat-ı Şerif okumaya başladı. O kadar çok okudu ki, okurken uyuyakaldı. Ve rüyasında kızını gördü.
Rüyada kızı katrandan bir elbise giymiş, boynunda ve ayağında ateşten zincirler vardı. Kadın rüyadan çok etkilenmişti. Hemen tekrar Hasan Basri’ye gitti, ağlayarak rüyayı anlattı. Hasan Basri Hazretleri rüyayı yorumlamıştı. Kızı kabirde azap çekiyordu. Fakat kadına bundan bahsetmedi.
Aradan bir müddet zaman geçti. Bir gece rüyasında o kadının kızını gördü. Kız cennetten bir yatak üzerine uzanmış, başında da cennet tacı vardı. Kız yataktan doğruldu ve aralarında şöyle bir konuşma geçti: “Ey Üstad! Beni bildin mi?”
“Bilemedim.”
“Ben senin salâvat öğrettiğin kadının kızıyım.”
 “Peki, bu mertebeye nasıl ulaştın?”
“Bizim mezarlığımıza bir adam uğradı. Bütün ölüler adına Resûlullah’a (asm) salâvat okudu. Sevabını bize gönderdi. Sonra bir nida işittik:
“Şu kimsenin Nebi (Aleyhissalâtü vesselâm) üzerine okuduğu salâvatlar hürmetine, salâvatların bereketiyle oradaki bütün mevtalar üzerinden azabı kaldırın.”
Mezarlığımızda azap çeken beş yüz elli ölü vardı. Bu nidadan sonra hepimiz bağışlandık, bu mertebeye nail olduk.”