Geçen Pazartesi günü “Yeni Asya’dan Size” köşesinde “12 Sayfaya İnerken” başlığını görünce; daha yazıyı okumadan, “tam 12’den isabetli bir karar” deyiverdim. Her şeyi hep hayra yorma “tiynet”imi daha aşırıya götürüp, “bu bir iniş değil, yükseliştir” şeklinde mırıldanmamı da siz kaale almayın isterseniz...
Hani bütün bütün de haksız sayılmayız. Bizim gibi, İttihad ve Yeni Asya ile gözünü hayata açanlar pekâlâ bilirler ki, biz gazetemizi sayfa sayfa, satır satır, cümlesi cümlesine, harfi harfine okumakla kalmayıp, “hel min mezid” dercesine, daha fazla olmasını arzulardık.
Ya şimdi? “Seri-üs seyr” olan gençlerimiz orijinal gazeteyi beklemeden, gazetenin internet sayfasında okuyacağını okuyor, alacağını alıyor. Yaşlılarımızın bütün sayfaları okumaya ise takati yetmiyor.
Ama biz yine de Yeni Asya’dan Size köşesindeki mantıklı ve realist açıklamaları dikkate alalım.
**
Denilebilir ki Yeni Asya; 24 Ekim 1967’de yayın hayatına başlayıp 7 Haziran 1971’de sıkıyönetim tarafından kapatılıncaya kadar yayınına devam eden İttihad Gazetesi’nin günlüğüdür.
Bu ifade, bilhassa iki açıdan tam yerini buluyor.
Birincisi: İttihad haftalık çıkarken, Yeni Asya günlük olarak yayına başladı. Yani haftalık çıkan İttihad’ın günlük çıkan Yeni Asya’sı oldu.
İkincisi: Çıkış gayesi, yayın prensipleri, Risale-i Nur’un medyadaki dili olması ve kadrosu itibariyle İttihad’ın tıpatıp aynısı, ajandası ve günlüğü gibi yayın yapması.
İttihad’ın ilk çıktığı günlere ancak hayalim ulaşabiliyor.
Sayfalarında yer verilen şiir, edebiyat ve romanın cezbediciliğine kapılarak şiirler yazmak ve sonra şiirlerin gazete ile sana dönmesi!
Yeni Asya da bir İttihad’tır aslında. Risale-i Nur Talebelerinin içtimaî ve siyasî bakış ittihadını sağlamada günü gününe can simidi gibi imdada yetişen bir İttihad!
İttihad-ı İslâm idealinin hayata geçirilmesinde olmazsa olmaz ölçü ve prensipleri daima nazara veren bir İttihad!
Azınlık-azlık ise sadece zahirperestleri aldatır. İnanıyoruz ki, “Bir dane-i hakikat, yüz harman yalanı yakar.”
Yeni Asya şahısları hedefine koymaz, şahıslarla uğraşmaz.
Yeni Asya, mü’min ve Müslümanların farklı meslek ve meşreplerini incitmekten sakınır.
Yeni Asya’nın vurduğu hedef bellidir.
Özetlersek: Bilumum ifsad ve zındıka komiteleridir! Haricî menfî cereyanlar ve içerdeki türevleridir! Hak ve hukuk ihlâlleridir, zulümdür!
SAYFA MI, SAHA MI?
Yeni Asya 1974’te bir anket sayfası sundu. Ya sayfa, ya fiyat, ya da her ikisi üzerine..
Bununla alâkalı, 14 Haziran 1974 Cuma günü Yeni Asya sayfalarında çıkan “Sayfa mı, saha mı?” başlıklı şiirimizi arz ederim:
Yeni Asya anketi: Söz sizin, karar sizin!
Söylemek benden diyor, kâr veya zarar sizin..
Haklısın Yeni Asya’m verdikçe bana izin;
Ben bunu istiyorum: Yeni Asya tam olsun,
Ona gelen bir değil, isterse bin zam olsun.
*
Değil bir buçuk lira, varsın olsun düz iki..
Sekiz sayfa ne demek, çok mudur olsa eki..
Dâvâ adamısın sen, ey okuyucum de ki:
Biz bunu istiyoruz, Yeni Asya tam olsun..
Yepyeni çığır açsın, ismi muazzam olsun!..
*
Pek nazara almıyor, Yeni Asya’mız kârı..
Doğrulamak istiyor mânasıyla efkârı..
Madem ki budur onun gayesi ve şiarı..
Sahayı genişletmek tek bizden olsun bari..
Gittikçe revaç bulsun şanı ve itibarı..
Biz bunu isteyelim: Yeni Asya tam olsun,
Sayfası her ne ise, saha muazzam olsun..
*
Madem ki istiyorsun daha geniş bir saha..
Kendi okuduğunu okutursun bir daha..
Şahlanır Yeni Asya’m kalkar o zaman şaha..
Sayfası her ne ise, on veya altı olsun..
Yeter ki cümle cümle fikir ve mâna dolsun..