Bir Rum Küçük Çekmece'den Edirne’ye gitmek üzere yola çıkar. Yolda on bir yeniçeriye rastlar. Yeniçerilerle Rum’un arasında bir münakaşa olur; neticede yeniçeriler Rum’u bıçaklıyarak öldürürler.
Hadiseyi buradan tesadüfen geçmekte olan bir kaç Türk genci görür ve bir Rum da olsa, bir Osmanlı vatandaşına böyle bir muamelenin yapılmaması gerektiğini yeniçerilere ihtar ederler. Fakat yeniçeriler kulak, asmaz ve bunlara kötü sözlerle mukabelede bulunurlar. Türkler İstanbul’a varır varmaz yaptıkları ilk iş, derhal kaymakama çıkarak gördüklerini anlatmak olur. Çünkü Türkler gördükleri bir cinayette, hakikati itiraf etmedikleri takdirde, kendilerinin de mücrim kadar suçlu olacaklarına kanidirler.
Diğer taraftan; maktulün zevcesi de bir istida ile hakime müracaat ederek, göz yaşları içinde adalet istemektedir. Bunun üzerine yeniçeriler aratılırlar ve bir köyde sarhoş olarak bulunurlar. Ertesi gün kendilerine gelen yeniçeriler, bir adam öldürdüklerini, bu hususta aleyhlerinde bir çok şahitlerin de bulunduğunu ve bundan dolayı buraya getirildiklerini haber alınca, düşünürler ve hakim (kadı) tarafından kendilerine katil kimdir diye sorulduğu zaman, Rum’u hep birlikte öldürdüklerini söylemeğe karar verirler. Yeniçeriler bir kişi ve bilhassa bir Hıristiyan için, on bir Müslüman ve aynı zamanda yeniçeri'nin idamını mümkün görmüyorlardı. Muhakeme edilmek üzere divana getirilen yeniçeriler suçlarını itiraf ederek, Rum’u hep birlikte öldürdüklerini söylerler. İlk bıçak darbesini kim vurdu, diye sorulan suale de bilmiyoruz, hepimiz birlikte bıçaklarımızı çekerek hücum ettik derler.
Kadı meseleyi iyice dinledi ve davayı şu suretle tesbit ederek, Müftüye havale etti: Eğer on bîr müslüman, kendilerini haklı gösterecek bir sebep olmadan, devlete vergi veren bir Hıristiyanı öldürürlerse ne yapmak lâzım gelir? Müftü bunun altına kendi el yazısiyle bu hükmü verdi. Müslümanlar on bir değil, bin bir olsalar yine idam edilirler.
Kadı müftünün verdiği fetvayı görünce, on bir yeniçerinin hayatına önce kıyamamış ve öldürülen Rum’un karısına, diyet olarak büyük bir paranın kabulünü teklif etmiş ise de, paraya ihtiyacı olmadığını, yalnız adalet istediğini söylemiş ve kadının diyet teklifini reddetmiştir. "Para ile kadının ikna mümkün olmayınca, hakikaten on bir yeniçerinin hepsi birden idam edilmişlerdir.