"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İsmail gibi kurban olmak

Mustafa ORAL
14 Ağustos 2019, Çarşamba
Hz. İbrahim ile Hz. Hacer’in evliliğinden Hz. İsmail dünyaya gelir.

Akabinde Rabbi Hz. Hacer’i ve henüz sütten kesilmemiş Hz. İsmail’i ıssız bir çöle bırakmasını ister. O da Rabbinin emrine uyarak kimselerin bulunmadığı bir yere bırakır. Hacer şaşkındır. Merhametli eşinin tavrının hikmeti anlamak için “Ey İbrahim!” der“ Bizi buraya bırakıp da nereye gidiyorsun? Bunu Rabbin mi emretti?” Hz. İbrahim kederden olduğu yere yığılıp kalır. Hüzünle, belli belirsiz “evet” diye ses verince Hz. Hacer’in kalbi tatmin olur. “Öyleyse git, Rabbim bizi zayi etmez.” Gerçekten de Allah, Hz. İbrahim’in kendine sığınan sevdiklerini zayi etmez. O günden sonra Mina, sabrın ve mücadelenin menzili olur. Allah çölün ortasında Cennet pınarlarını hatırlatan zemzemi verir. Zemzem değildir o, Hz. Hacer’in gözyaşlarıdır. Bazen sevdiklerinden uzak düşersin. Gözyaşlarının zemzem misali tatlı ve bereketli olduğunu o an anlarsın. Sen Hacer oldun da zemzem verilmedi mi? Rabbin seni zayi mi etti?

Hz. İbrahim yıllarca eş ve evlât hasreti çeker. Nihayet bıraktığı yere döner. Onları sağ salim bulunca çok sevinir. Artık kavuşmuşlardır. Her şey yolunda giderken bu sefer başka bir imtihan kapısı açılır. Allah istediği evlâdı vermiştir, ama şimdi onunla imtihan edecektir. Öyledir, insan çoğu kez sevdikleriyle imtihan edilir. Hz. İbrahim on yıllar önce babasının yaptığı putları kırmıştır. 

Artık sıra içindeki putları kırmaya, oğlunu kurban ederek Rabbiyle kurbiyetini, yakınlığını arttırmaya gelmiştir. Evet, rüyasında, yıllarca kokusuna hasret kaldığı Hz. İsmail’i kurban etmesi istenmiştir. Rüyasını açınca çocuk Hz. İsmail peygambere yakışan tavır sergiler. “Sana emredileni yap. İnşallah beni sabredenlerden bulursun.” Hz. İbrahim olmak için Hz. İsmailleri kurban etmeyi göze almak gerek. Değil mi ki ancak Hz. İsmailler kurban olmayı kabul eder ve ancak Hz. İbrahimler Hz. İsmailleri kurban etmeye göze alır. Ah, Hz. İsmail başını kurban vermeyi göze aldı da biz nefsimizi kurban etmeyi göze alamadık.

Hz. İbrahim hüzünlü şekilde bıçağı alır. Hz. İsmail’in boynuna sürecekken Rabbi; “Ey İbrahim! Rüyanı gerçekleştirdin. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Bu gerçekten çok açık bir imtihandır.” Rabbi Hz. İbrahim’e ihlâs ve sadâkatinin karşılığı olarak oğluna bedel bir kurban verir. Geriden gelecekler arasında ona iyi bir nam bırakır. Sen Hz. İsmail oldun da Rabbin seni kurban olmaktan kurtarmadı mı? Sen Hz. İbrahim oldun da Rabbin sana kurban vermedi mi?

Bir zaman sonra Hz. İbrahim ve hanımı Sare Rabbinden evlât ister. Duâları kabul edilir. Bir gün melekler kapılarını çalarlar. Onları peygamber olacak evlâtla müjdelerler. Hz. İbrahim ve Hz. Sare şaşkındır. Her ikisi de doksan yaşını çoktan aşmış, kemikleri erimeye yüz tutmuş oldukları halde evlâtları mı olacaktır? Hz. İbrahim’in Rabbi ne kadar da merhametli ve kudretlidir… Gün gelir Hz. İshak dünyaya gelir. O gün şaşkınlıkları daha da artacaktır. Hz. İbrahim yıllar önce Hz. İsmail’i kurban etmeyi göze almasaydı ihtimal ki Hz. İshak da verilmeyecektir.

Aradan asırlar geçer. Kurban Hz. İsmail’in soyundan Abdulmuttalib dünyaya gelir. Zamanın üzerinden çok sular geçmiş, zemzem kaybolmuştur. Aldığı İlâhî bir işaretle Abdulmuttalib 12 yaşındaki oğlu Haris ile zemzemi aramaya koyulur. Rabbi halis niyetinin karşılığını verir, zemzemden önce hazine buldurur. Zulüm her dönemde aynıdır. Emek hırsızları her çağda vardır. Zalimler hazineye el koymaya kalkar. Abdulmuttalip hazinenin Kâbe’nin hakkı olduğunu söyleyince tehdit ederler. “Sen bize 12 yaşında bir tek oğlunla mı karşı geleceksin!” Bu söz ona çok dokunur. Oracıkta ellerini semaya kaldırır. Evlât isteyen Hz. İbrahim, Hz. Sare, Hz. Zekeriya ve Hanne gibi duâ duâ yakarır. “Allah’ım, görüyorsun bu kara yüzlü adamları? Ne olur bana 10 erkek evlâdı versen de, Senin evini bunlara karşı savunsam. Verirsen, birini Senin yolunda kurban edeceğim.”

Rabbi Hz. İbrahimce yapılan duâyı kabul eder. Önce zemzemi buldurur, arkasından 10 evlât verir. Artık adağı yerine getirme zamanıdır. Çekilen kur’ada en çok sevdiği Abdullah çıkar. Abdulmuttalib’e Hz. İbrahim, Abdullah’a Hz. İsmail olmak düşmüştür. Hz. Yusuf’u zindandan, Hz. Yunus’u balıktan, Hz. İsmail’i bıçaktan kurtaran İlâhî el yine devreye girer. Yüz deve karşılığında Abdullah kurban edilmekten kurtulur. Yıllar sonra ondan âlemlerin kendisine kurban olacağı “Ben iki kurbanlık babanın oğluyum” diyen Hz. Muhammed (asm) dünyaya gelir.

Hz. İbrahim ve Hz. İsmail teslimiyet imtihanını kazandıktan sonra kıyamete kadar bütün mü’minlerin rüyalarını süsleyen Kâbe’yi inşa ederler. O günden sonra Kâbe temiz gönüllerin buluşma yeri olur. Hz. İbrahim Hz. İsmail’ini tekrar kendine bağışlayan Rabbine böyle teşekkür etmiştir. Şükrünü yeterli görmemiş olmalı ki bir de Hz. İshak ile Kudüs’te mabet inşa ederler.

Hayatta hiçbir şey için geç değildir. Kâbe’yi inşa ederken Hz. İbrahim yüz yaşındadır. Hz. İsmail taş taşır, o duâlarla duvar örer. “Rabbimiz! İkimizi Sana teslim olanlardan kıl, soyumuzdan da Sana teslim olan bir ümmet ver. Rabbimiz! İçlerinden, onlara Senin âyetlerini okuyan, Kitab’ı ve Hikmet’i öğreten, onları her kötülükten arıtan bir peygamber gönder.” Duaları kabul olur, asırlar sonra Kitab’ı ve Hikmet’i öğreten Hz. Muhammed (asm) dünyaya gelir. Sabret duaların kabul olması an meselesidir..

Okunma Sayısı: 4629
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı