Vatan, millet ve İslâmiyet cihetiyle; AKP hükümetlerinin bazı politikalarının, Neoliberal enstitülerden geldiğine dair kanaatlerimize, hakperestler inşaallah darılmazlar.
Makale, hatta kitap hacimlerini aşacak şekilde zamana ve olaylara yayılmış bir konuyu, özetlememiz de çok zordur. Bu meselenin hayata akislerine işaretle yetineceğiz. Muhataplarımızı; sivil Marksizm’i benimsemiş, serbest piyasa ekonomisini esas alarak –her yolu mübah gördüklerinden- global hegemonyaya yürüyen organizeli siyasî-ekonomik bu cereyanı tanıyorlar, önkabulüyle anlatacağız.
Medyada “global sermayeciler” olarak bilinirler. Allah inancını ve semavî dinleri kabul etmediklerinden, “fıtrat karşıtları” da diyebiliriz. Diğer Marksist yoldaşlarının aksine, zahiren hürriyetçi görünürler. “Çok kültürlülük” perdesi altında, küresel menfaatlerine zıt ideolojileri, inanç ve hareketleri; ellerindeki imkânlarla sessizce devredışı bırakırlar. Bütün dünyayı zabtetmek iradelerine karşı çıkacak devlet yapılarını, demokrasileri, milletin birliğini sağlayacak siyasî veya dinî yapıları itibarsızlaştırarak ya bitirirler, ya da maksatlarına engel teşkil etmeyecek derecede zayıflatırlar. Çok gizli, kapalı ve yapılarını göstermeyecek usullerle çalıştıklarından; genellikle halklar, tahripkâr neticelerinden sonra, gecikmeli şekilde uyanırlar.
Neoliberallerin nazara vermek istediğimiz bir özellikleri; onların bankalar ve fonlar üzerinden hareketle, dünya para hareketini kontrollerine alma gayretidir. Türkiye’yi Neoliberallere uydu yapan 12 Eylül hükümetlerinin vurguları, şimdiye kadar genellikle ekonomiye ve özgürlüklere idi. Üniversitelerimizde ekonomi tahsilinin sair tahsillerin önüne geçişi ve bankacılık sektörümüzün AB ülkelerini geride bırakacak düzeyde yükselişinin sebebini araştıranlar, bilirler. Geçmişteki Neoliberal hükümetlerimiz, “İslâmî bankacılık” tabirini de uydurarak, faizi haram gördüğünden bankadan uzak duran dindar kesimleri de bu gayyaya çektiler. Dağdaki çobanın cebine üç-beş banka kartı koyabilecek kadar bankacılığı, ülkemizin en ücra mezrasına taşıyan AKP hükümetinin global sermayeye sadakatli gayretinden dolayı, Londra Neoliberal Fonların müdürlerine, ülkemizin hazinesi teslim edildi.
Neoliberalizme Özal ile başlayan Türkiye’mizde dönen her kuruştan haberdar olmak isteyen global idareciler, internet bankacılığıyla, sermaye kontrolünü, dolmuş paramıza kadar götürmüşler. “İnternet” derken, ismine “e-ticaret” verdikleri sistemle; pazarlara, çarşılara, bakkallara hatta elleriyle açtıkları AVM’lere kilit vurmaya gidiyorlar. Yani, insanların alışveriş münasebetiyle de olsa bir araya toplanmalarına mani oluyorlar.
Liberal görünümlü sivil Marksistlerin dünyada para trafiğini detaylıca ele geçirme çabalarının hikmetini, inşaallah felâketi yaşamadan anlamış oluruz. Global hegemonyacılar “kayıt dışı” ifadesini farklı kullanıyorlar. “Açık toplum” kelimeleriyle kendilerine kapalı kapı istemedikleri gibi, bilgileri haricinde kapital de istemiyorlar. İstanbul Belediyesini milletin bilgilerini satmakla ittiham eden AKP’nin, seksen milyon insanımızın en mahrem bilgilerini, DSÖ gibi neoliberallerin kuruluşlarına elleriyle teslim ettiklerini, gizlemeye çalışıyorlar.
Yakında yaşadığım bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum. İzmit otobüs terminalinden Sabiha Gökçen Havalimanı’na gitmek üzere peronuna gittiğimiz Ulaşım AŞ vazifelisi, önce vatandaşlık numaramızı istedi. Ücretimi serviste kartla ödeyeceğimizi söyledi. Miktarını sorunca da, üç farklı fiyat söylediler. Şirketin kartıyla 245 lira, banka kartıyla 258 lira ve nakit ödediğim takdirde 265 lira ödeyeceğim söylenince, önce garipsedim. Peşin parayla ödemek, ödemelerimizin gözdesiyken, şimdi banka kartları tercih ediliyordu. Bunun sebebini sordum, görevli anlatamadı. Bu hadiseye benzer başka hallerle, Pegasus Havayolları’yla yolculukta, lokantada yemek yerken veya bir başka hizmeti satın alırken de karşılaşmıştım. Dünya Ticaret Merkezi’ni elleriyle bombalayarak “Yeni Dünya Düzeni” düdüğünü çalanların, dünyanın bütün ülkelerindeki kapitalden haberdar oldukları gibi, ticaretteki her işlemden de haraç aldıklarını, AKP sayesinde görmeye başladık…
Neoliberalizm’e sadakatli AKP’nin icraatlarını anlatmaya devam edeceğiz…