"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Neoliberallere sadık AKP hükümetleri…

Şükrü BULUT
27 Ekim 2025, Pazartesi
Vatan, millet ve İslâmiyet cihetiyle; AKP hükümetlerinin bazı politikalarının, Neoliberal enstitülerden geldiğine dair kanaatlerimize, hakperestler inşaallah darılmazlar.

Makale, hatta kitap hacimlerini aşacak şekilde zamana ve olaylara yayılmış bir konuyu, özetlememiz de çok zordur. Bu meselenin hayata akislerine işaretle yetineceğiz. Muhataplarımızı; sivil Marksizm’i benimsemiş, serbest piyasa ekonomisini esas alarak –her yolu mübah gördüklerinden- global hegemonyaya yürüyen organizeli siyasî-ekonomik bu cereyanı tanıyorlar, önkabulüyle anlatacağız.

Medyada “global sermayeciler” olarak bilinirler. Allah inancını ve semavî dinleri kabul etmediklerinden, “fıtrat karşıtları” da diyebiliriz. Diğer Marksist yoldaşlarının aksine, zahiren hürriyetçi görünürler. “Çok kültürlülük” perdesi altında, küresel menfaatlerine zıt ideolojileri, inanç ve hareketleri; ellerindeki imkânlarla sessizce devredışı bırakırlar. Bütün dünyayı zabtetmek iradelerine karşı çıkacak devlet yapılarını, demokrasileri, milletin birliğini sağlayacak siyasî veya dinî yapıları itibarsızlaştırarak ya bitirirler, ya da maksatlarına engel teşkil etmeyecek derecede zayıflatırlar. Çok gizli, kapalı ve yapılarını göstermeyecek usullerle çalıştıklarından; genellikle halklar, tahripkâr neticelerinden sonra, gecikmeli şekilde uyanırlar.

Neoliberallerin nazara vermek istediğimiz bir özellikleri; onların bankalar ve fonlar üzerinden hareketle, dünya para hareketini kontrollerine alma gayretidir. Türkiye’yi Neoliberallere uydu yapan 12 Eylül hükümetlerinin vurguları, şimdiye kadar genellikle ekonomiye ve özgürlüklere idi. Üniversitelerimizde ekonomi tahsilinin sair tahsillerin önüne geçişi ve bankacılık sektörümüzün AB ülkelerini geride bırakacak düzeyde yükselişinin sebebini araştıranlar, bilirler. Geçmişteki Neoliberal hükümetlerimiz, “İslâmî bankacılık” tabirini de uydurarak, faizi haram gördüğünden bankadan uzak duran dindar kesimleri de bu gayyaya çektiler. Dağdaki çobanın cebine üç-beş banka kartı koyabilecek kadar bankacılığı, ülkemizin en ücra mezrasına taşıyan AKP hükümetinin global sermayeye sadakatli gayretinden dolayı, Londra Neoliberal Fonların müdürlerine, ülkemizin hazinesi teslim edildi. 

Neoliberalizme Özal ile başlayan Türkiye’mizde dönen her kuruştan haberdar olmak isteyen global idareciler, internet bankacılığıyla, sermaye kontrolünü, dolmuş paramıza kadar götürmüşler. “İnternet” derken, ismine “e-ticaret” verdikleri sistemle; pazarlara, çarşılara, bakkallara hatta elleriyle açtıkları AVM’lere kilit vurmaya gidiyorlar. Yani, insanların alışveriş münasebetiyle de olsa bir araya toplanmalarına mani oluyorlar.

Liberal görünümlü sivil Marksistlerin dünyada para trafiğini detaylıca ele geçirme çabalarının hikmetini, inşaallah felâketi yaşamadan anlamış oluruz. Global hegemonyacılar “kayıt dışı” ifadesini farklı kullanıyorlar. “Açık toplum” kelimeleriyle kendilerine kapalı kapı istemedikleri gibi, bilgileri haricinde kapital de istemiyorlar. İstanbul Belediyesini milletin bilgilerini satmakla ittiham eden AKP’nin, seksen milyon insanımızın en mahrem bilgilerini, DSÖ gibi neoliberallerin kuruluşlarına elleriyle teslim ettiklerini, gizlemeye çalışıyorlar.

Yakında yaşadığım bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum. İzmit otobüs terminalinden Sabiha Gökçen Havalimanı’na gitmek üzere peronuna gittiğimiz Ulaşım AŞ vazifelisi, önce vatandaşlık numaramızı istedi. Ücretimi serviste kartla ödeyeceğimizi söyledi. Miktarını sorunca da, üç farklı fiyat söylediler. Şirketin kartıyla 245 lira, banka kartıyla 258 lira ve nakit ödediğim takdirde 265 lira ödeyeceğim söylenince, önce garipsedim. Peşin parayla ödemek, ödemelerimizin gözdesiyken, şimdi banka kartları tercih ediliyordu. Bunun sebebini sordum, görevli anlatamadı. Bu hadiseye benzer başka hallerle, Pegasus Havayolları’yla yolculukta, lokantada yemek yerken veya bir başka hizmeti satın alırken de karşılaşmıştım. Dünya Ticaret Merkezi’ni elleriyle bombalayarak “Yeni Dünya Düzeni” düdüğünü çalanların, dünyanın bütün ülkelerindeki kapitalden haberdar oldukları gibi, ticaretteki her işlemden de haraç aldıklarını, AKP sayesinde görmeye başladık…

Neoliberalizm’e sadakatli AKP’nin icraatlarını anlatmaya devam edeceğiz…

Okunma Sayısı: 1425
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Recep Ayer

    27.10.2025 18:05:22

    12 Eylül 1980 ve 1983 seçimleri arası Türkiye de istibdat vardı.Ondan sonra peyderpey kalktı.Şu anki yaşadığımız zamanda ülkede istibdat var iddiasında olanlar herhalde o zamanı yaşamamış olanlardır diye düşünüyorum.İstibdat iddiasında olanların iddialarını ispatlayamayacaklarını ve indi subjektif görüşlerini serdedecekleri kanaatindeyim.

  • Naim

    27.10.2025 13:56:46

    Arda Kardeşim, Şükrü Hocam CHP AKP den iyidir demedi. Fakat Türkiyenin şu bela ve musibetlerden kurtulmasına AKP liler verilen rüşvetlerle mani oluyorlar. AKP ye katlanmak istibdada katlanmak. Buna üstadımız müsaade etmiyor biliyorum.

  • Hüseyin T

    27.10.2025 13:00:40

    Kıymetli yazarımızın yaptığı bu mühim analiz, son dönemde hissettiğimiz ama adını koyamadığımız birçok kaygıyı zihnimizde netleştirdi. Özellikle, "sivil Marksizm" ve "fıtrat karşıtı" tabirleri, küresel kapitalizm ile kültürel tahribat arasındaki organik bağı anlamak için gerçekten isabetli kavramlar. Asıl ürpertici olan, bu sistemin bizi özgürleştirdiği yanılgısıyla, kendi elimizle kendi kültürel ve ekonomik ipimizi çekiyor oluşumuz. Yazarımızın değindiği ulaşım aş. örneğindeki nakit paranın tasfiyesi meselesi ise sadece bir finansal tercih değil, bence insanı bir "veri noktası"na indirgeyen yeni bir toplum mühendisliği projesinin bariz misalidir. Atalarımızın "akçe kiri üstünde, kalp temizliğinde" dediği bir anlayıştan, her işleminizin kaydedildiği, puanlandığı ve kontrol edildiği bir dijital köleliğe evriliyoruz. AKP'nin bu süreci dindar bir söylemle meşrulaştırarak yürütmesi, meseleyi sadece ekonomik değil, aynı zamanda ahlaki bir ihanet boyutuna taşıyor.

  • Hür Avrupa

    27.10.2025 09:20:00

    Anlatın anlatın hocam ,taşa yazı yazar gibi anlatın,inşallah bir sabah uyanırız ve bunlardan kurtuluruz.

  • Süleyman

    27.10.2025 08:27:01

    Muhafazakarlık, demokratlık ve hatta dindarlık bu münafıklarca çok fena kullanılmış görünüyor. Allah bilir alenen aleyhlerinde oldukları milliyetçiliği de gizlice kullanıyorlardır.

  • Mustafa coban

    27.10.2025 07:10:26

    90 lı yillarda ABDye seyahat eden biri anlatmıṣtı.pentagonu ziyaret etmiṣler.her ülke icin bir Büro varmıṣ.o ülke icin bütün operasyonlar o bürodan yönetiliyormuṣ.cok üzüldüm.demekki dünya bölünmüṣ,sanki abd vilayet bizlerde kasaba ve köyleriz.enseyi karartma yok. Birlik ve beraberlik icinde cok calıṣacagiz.

  • Arda Yıldız

    27.10.2025 05:41:16

    Hocam haklısınız. Ak parti neoliberallerin isteklerine muvafık hareket ediyor. Ancak CHP de bu konuda farklı değil. Onlarda neoliberellare itaat noktasında ak partiden farklı değiller. O zaman biz halk olarak neden CHP'nin kaprisini çekelim. Ak partiden farkları yoksa bir de CHP iktidarının dine ve dindarlara karşı baskısını çekmeyelim diye ak partiyr katlanıyor bu halk.

  • Demokrat Avrupa

    27.10.2025 01:22:04

    Mehmet Şimşek’in Londra merkezli neoliberal fonların başından Türkiye’nin ekonomisinden sorumlu kişi olmasını hatırlatmakta fayda var… Hatta AKP’nin bir önceki hükümete ver yansın etmesinden tutun ta Kemal Derviş’in ekonomi proğramın AKP tarafından bire bir uygulanmasına kadar…Kemal Derviş’e Mehmet Şimşek’ten önce tekliflerin götürülmesi, Kemal Derviş kabul etmeyince Mehmet Şimşek ile yola devam etmeler…

  • Numan

    27.10.2025 00:11:12

    İsimleri neoliberal de olsalar,asılları komünist sayılırlar. Netice değişmiyor.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı