"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Doğruyu olduğu gibi yansıtmalı

M. Latif SALİHOĞLU
27 Ekim 2025, Pazartesi
Dosdoğru olmak, doğruları olduğu gibi yansıtmak demektir. Hakperest bir insan, bildiği ve inandığı doğruları eğip bükmeden anlatmaya çalışır.

Hemen bu noktada bir ölçüyü daha hatırlatarak devam edelim: “Her dediğin doğru olmalı; fakat, her doğru her yerde söylenmez.”

Bu ölçüden âcizâne şunu anlıyorum: Yazdıkların, anlattıkların muhakkak doğru olmalı. Lâkin, duyduğun, bildiğin, gördüğün her doğruyu her yerde anlatmak doğru değildir. Meselâ, söylediğin doğrular bir yerde aksülamel meydana getiriyorsa, hatasını düzeltme imkânı olan bir insanın ümidini kırıyorsa, hayatını karartıyorsa, kişinin nefsini ıslâh etme imkânını elinden alıyorsa, yahut telâfisi imkânsız sakıncalara yol açıyorsa, o doğruyu söylemek doğru olmaz.

Evet, bunlar gibi kritik noktalarda başkasına zarar vermeyecek şekilde hareket etmek de “doğruluk” hesabına geçer. Yani, zarar verecek, tahribata yol açacak doğruları söylememek de doğruluktur.

«

Öte yandan, herkes için faydalı, yahut ufuk açıcı doğruları yarım yamalak anlatmamak da doğru değildir. 

Dahası, bir doğrunun yarısını anlatmak hilekârlıktır, sahteciliktir. Mert olan bir insan, hileye, kandırmaya yönelik şeylere tenezzül etmez.

Meselâ, maaşlara ne kadar zam yapıldığını milletin başına vura vura, hatta gözüne soka soka anlatıp da, su, elektrik, gaz faturalarına, yahut temel ihtiyaç kalemlerine ne kadar zam geldiğini söylememek, geçim meselesini yarım yamalak anlatmak olduğundan, bu da bir nevi hilekârlıktır. Hatta, vatandaşı aldatmaya yönelik bir kurnazlıktır.

«

Devlet eliyle ve kanun kuvvetiyle yanlış yapanları cezalandırmak, azgınlık yapanlara haddini bildirmek yine bir doğrunun yarısını tatbik ve icrâ etmek demek olur.

Doğrunun diğer yarısı, yani “doğruluk erdemi”nin tamamlayan diğer kısım ise, aynı uygulamayı herkes, yani her grup, her kesim ve her parti mensubu için geçerli kılmaktır.

Kanun kuvvetini, yahut devlet ihalesini bir kesimin lehinde ve bir başka kesimin aleyhinde kullanmak hakperetlik olmadığı gibi, doğruluk hiç değildir.

Kamu imkânını kişiye göre, adamına göre kullanmak, aslında marazî bir hastalıktır. Üstelik, bunun sınırı da yoktur. Zamanla aynı kesim içinde bile kokuşmaya, hatta söz konusu bir menfaat üzerinde boğuşmaya yol açar.

Yakın tarihte ortaya çıkan bazı kokuşma halleri veya boğuşma tabloları gösteriyor ki, yakın gelecekte daha ileri boyutta bunun örnekleri ortaya çıkacaktır. Nitekim, ara ara nükseden bazı sancılanmalar, yani hiç umulmadık veya beklenmedik operasyonlar bu acı vakıanın bir habercisi mahiyetindedir.

Velhâlsıl, “doğrunun bir yarısı”nı yansıtmayı alışkanlık haline getirenlerin iç dünyalarında biriktirmiş oldukları zehirli kazurat türünden şeyler, artık gizlenemez ve örtülemez bir hale geldi. Etrafa yaydıkları pis kokular, burun direklerini sızlatıyor.

«

Aktüel bir misâli de “terörist bir hükümet” tarafından yönetilen İsrail ile bağlantılı politikalardan verelim.

Bir hükümetin, zulüm ve işgalden menhus bir lezzet alan İsral’i kınaması, bir doğrunun yarısına tekabül eder; yani, bir doğrunun sadece yarısını yansıtmak olur.

Doğrunun diğer yarısı ise, aynı İsrail ile yürütülen ikili ilişkilerdir: Yani, ticarî, sınaî, teknolojik, tarım, tohum, enerji, akserî, diplomatik ve sair ilişkiler…

Protestoları nazara verip diğer münasebetlerden hiç söz etmemek, hatta onları gizlemeye çalışmak, elbette ki doğruluk değildir. Düpedüz hilekârlıktır, kandırmaya teşebbüstür ve göz boyamadan ibarettir.

Burada sıralamış olduğumuz misaller, aslında müflis bir kafa yapısının taaffün etmiş meyvelerinden ibarettir. Temenni edelim ki, bunlar milletin nezdinde daha fazla revaç bulmasın; çekilsin, gitsin hayatımızdan.

Okunma Sayısı: 202
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı