Asıl adı Timürlenk Bozkurt’tu.
Biz ona “Timür Ağabey” derdik. Uzun yıllardan beri Van’da Risale-i Nur hizmetleri için koşturan bahtiyar simalardan biriydi. Bir gün bize, ”Mustafa kardaş. Benim bir evim var, onu Nur medresesi olarak hibe ediyorum. Bununla alâkalı ne yapabilirim?” diye sormuştu. Biz de “Ağabey, bu teklifinizi kardeşlere götürürüm, kabule şayan bulunursa, hay hay. Ne güzel bir fedakârlıktır” demiştik. Daha sonra evini Risale-i Nur hizmetlerine hibe ettiğini öğrendik.
Kendisi Van’da sosyal hayat içinde hareketli bir şahsiyetti. Sendika temsilciliğinden, yazar ve şairliğe kadar bir çok kabiliyete sahipti. Basılan kitapları vardı. Yıllar önce Yeni Asya gazetemizde makaleler yazardı. İyi bir Yeni Asya okuyucusuydu. Son yıllarda yakalandığı hastalığı onu yataklara düşürmüştü. Kendisini sık arayanlandandım. Gazetemizde yazdığı yazılarından dolayı tebrik ederdim.
Aynı zamanda iyi bir hatip olan Timür Abi’nin kendisi gibi muhtereme hanımı Remziye Abla da Nur yolu yolculuğunda çok hizmetleri olan bir ablamızdı. Van’da hanımların Risale-i Nurlar’la tanışmasına vesile olmuştur. Nur derslerinin sürekli hâle gelmesi ve devamlılığının sağlamasında çok büyük hizmetleri olduğuna şahidiz.
Timür Ağabey, evinde hasta yatağında yatarken ziyaretçilere daima, Üstad Bediüzzaman ve onun eserleri hakkında sohbet ederdi.
Van’da münteşir mahallî gazetelerde Van kültürünün yanı sıra, İslâmiyetin hakikatlerini anlatan yazılar yazardı. Merhum Ali Uçar ile birlikte gazetemizde tefrika edilen “Medresetüzzehra, Van Üniversitesi” projesi için onun da fikirlerine başvurmuş. Bu hususta manidar değerlendirmeler yapmış, bunlar da Yeni Asya’da yayınlanmıştı.
Van’ın tanınmış simalarından biri olan, fedakâr Timür Ağabeye Cenab-ı Hak’tan rahmet niyaz ediyor, ailesine ve yakınlarına sabr-ı cemil diliyoruz. Amin.