"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İslâmın yüksek ahlâkı ve Müslümana düşen sorumluluk

Nejat EREN
21 Ağustos 2015, Cuma
Gıybetin, ithamın, zannın, iftiranın, fitnenin, nifakın, yalanın, hilenin insanlık için de, İslâm dini ve ahlâkî açıdan da ne kadar tahripkâr ve zararlı olduğu her türlü izahtan varestedir.

Bunları icra etmek insanlık için büyük bir acıdır, zehirdir, musîbettir ve belâdır.

Bundan daha acı olan ise; İslâm âlemindeki bazı Müslümanların bu müstekreh ve tehlikeli bayağılıkları kullanması, âlet ve araç olmasıdır. Şuurlu Müslüman ve hizmet erbabı sınıfında olanların bu çirkinlikleri istimal etmesi ve araç olması ise kabulü mümkün olmayan bir garabet ve vebaldir.

“Ahlâk”, bütün peygamberlerin insanlığa örnek olan temiz ve nezih hayat tatbikatlarıdır. Bunların başında da Hz. Muhammed (asm) gelir. Hz. Muhammed’i (asm) beşeriyetin reisi ve rehberi yapan sır; onun hileden, yalandan, tuzaktan uzak bir hayat yaşayıp, sıdkıyla, Kur’ân’dan aldığı “ahlâk-ı âliye” mührünü silinmeyecek şekilde âlem sahrasına vurmuş olmasıdır. 

Müslümana düşen; Sâni’-i Zülcelâl’in emir dairesi içerisinde Sünnet-i Seniyye tatbikatıyla hakikî edebi yaşama azmine ulaşmaktır.  

“Ahlâkî değerler”; toplum hayatı için vazgeçilmez ana esaslardır. Düşmanların bile takdir ettiği faziletin özü “yüksek ahlâkta” gizlidir. Bunun en mükemmel örneği yine İslâmiyet’tedir. Ulvî hasletler; izzet, haysiyet, şeref, vakar ve izzet-i nefis bunlardan bazılarıdır.  

Ahir zamanın dehşetinin, şiddetli tahripkâr zulmünün tesiriyle “ahlâkın” bozulduğu, metanet ve sadâkatin kaybolduğu, bundan dolayı yirmide bire itimat olmayan bir hali yaşar hale gelmişiz. Bu tür tahribatlara karşı; çok büyük bir sebat, metanet, sadâkat, hamiyet-i İslâmiye lâzımdır!” Bu zamanda bu ancak halis, selâmetli, mühim, muvaffakiyetli hizmet tarzı olan Risale-i Nur’la mümkün olur. Bunu en iyi tatbik edecek kimseler de Risale-i Nur’a muhatap olanlardır. Bu muhataplık yüzeysel kalır, ruhuna nüfuz edilmezse vebali çok büyüktür.

Bugün dünya ve toplumumuz çok ciddî bir ahlâk kriziyle karşı karşıyadır. Farkında olarak veya olmayarak bu dehşet bütün Müslümanları kuşatmış durumdadır. Manevî değerlerin toplumda aşınması; hele de “güzel ahlâktan” insanların uzaklaşması toplum için çok büyük bir tehlikedir.  

Toplumun her kademesinde edep ve ahlâkî değerlerin tatbikini sağlayacak gayrete ihtiyacımız var. Bu konudaki çözümü başta nefsimizde tatbik etmek üzere, insanlığın önüne koymak sorumluluğumuz vardır.  

Ahlâkî değerlerin aşınmasındaki ana sebeplerin bazılarını şöyle sıralayabiliriz:

  • “Dindeki lâkaytlık, manevî değerlerin hakkını verememe, önemsememe, bilgisizlik, okumama hastalığı ve bu dünyaya fazla bağlanma hisleri.”
  • “Hüsn-ü zanna memur olanların; sû-i zannı kullanma yanlışı.”
  • “Herkesi kendisinden üstün bilmesi lâzım gelenlerin başkalarını ve herkesi tenkidi, gıybeti.”
  • “Kendisinde bulunan sû’-i ahlâkı, sû’-i zanla başkalara teşmil etmesi.”
  • “Hikmet ve sebebini bilmediği başkalarının bazı hareketlerini zan ve ithamla takbih etmesi.”
  • Dış kaynaklı, delilsiz haber ve yorumların tesiriyle başkaları hakkında hükme varma yanlışlıkları. 
  • Muhataplara mesnetsiz ithamlar, tarafgirlik, hırs, inat, riya, gurur, kibir ve enaniyetin öne çıkması.
  • Stres ve zamanın getirdiği problemlerle hislere mağlûp olma halleri.  
  • Bilgi sahibi olmadan, “fikir sahibi” olma yanlışlığı.
  • Yalan, fitne, ve nifaka çabuk kanma temayül ve yanlışlıkları, şahsî menfaatin öne çıkması.

Çıkış yolu ise: 

  • Bütün mükemmelliklerin üstadı ve milyarlar nefisleri birtek nefis hükmüne getiren “Kur’ân’dan çıkan İslâmî ahlâka  sarılmak. Onu yaşama azim ve kararlılığı.
  • “Dinin esasları olan sebat, cesaret, sadâkat, hamiyet, salâbeti tatbik, fakat taassuptan uzak olmak.”
  • “Doğruluğun ve sıdkın tatbikatının sürdürülmesi; sıdkı, hayatın ve İslâmiyetin üssül esası, ulvî seciyesi, rabıtası, hissiyat-ı ulvîyesi, mizacı yapmak, her kademede meşvereti kuvvetlendirmek. 
  • “Muhabbeti, uhuvveti, sevmeyi hayatın rabıtası haline getirip devam ettirmek.”
  • “Husûmet ve adavetten uzak durmak.”
  • “Yalan, nifak, ümitsizlik, nefret, kin, fitne ve münafıklık gibi menfiliklerden uzak durmak.”
  • Kim olursa olsun; kendi nefislerimizden başlayarak; sohbet, konuşma, haber, mesaj ve maillerde ve de “sosyal medyada” şahıslar, müesseseler, kurumlar aleyhinde acımasız, hakkaniyete uymayan, delile dayanmayan her türlü menfî ifade, itham, suçlamalar ve beyanlardan zinhar uzak durmak. Bu çok ciddî bir “ahlâk” zaafıdır, seviyesizlik ve bayağılıktır. 

Ahiretimizi ve manevî hayatımızı mahvedip perişan edecek bu gibi sapmalardan uzak durmak. Kendimize ve topluma yazık etmemek. “Karbondioksit ve ozon gazının” atmosferde yaptığı tahribattan daha ağır “manevî” tahribat ve kirlilikten uzak olalım. Allah akl-ı selim sahiplerini bu gibi şer ve günahlardan muhafaza etsin! (Âmin)

Asil bir ecdadın torunları, mümtaz bir milletin fertleri ve kudsî bir dâvânın müntesiplerine düşen bu İslâm ahlâkına uygun asalet ve vakarı devam ettirmektir. Batının ve felsefenin sefaletine uymak değil!

Ya Rabbi! Bize ihsan etmiş olduğun büyük nimetlerden olan; manevî hayatın merkezi kalplerimizi, umuda açılan pencere olan hayallerimizi, zikir mahalli olan ağız ve dillerimizi, vücudumuzun güç kaynağı olan ruhlarımızı, manevî kirlerden, tehlikelerden, suiistimallerden koruyup rızan istikametinde kullanmayı bizlere nasip eyle Allah’ım, âmin.

“Yüksek ahlâka” yönelmek, uykuda olan “fitneyi” uyandırma gaflet ve ihanetinden uzak olmak dilek ve temennisiyle…

Kaynaklar: R. Nur Külliyatından Münâzarât, Muhakemat, Kastamonu Lâhikası, Sözler, Mektubat.

Okunma Sayısı: 1547
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı