"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Korkularımızı yenmek mümkün mü?

NURHAN DEMİRDÖĞMEZ
17 Ocak 2022, Pazartesi
Korku hissi hayatımızı kuşatan bir duygudur.

Bu his herkeste az veya çok bulunmaktadır. Cenab-ı Hak korku cihazını fıtratımızda çok hikmetlere binaen yerleştirmiş. Korku bir tehlike ihtimali karşısında güven içinde olmadığını, değerlerin kayba uğrayacağına inanan kimselerin kapıldığı duygu olarak tanımlayabiliriz. Korku kendi âlemimizde doğru kullanılmadığında çok büyük sıkıntılara sebeb olabilir. Şahsî ve içtimâî hayatımızı yaşanmaz hale getirebilir. Ölümden, başarısızlıktan, karanlıktan, hastalanmaktan, yaşlanmaktan, şimşekten, vs. daha birçok korkuları sıralamak mümkündür. Gökte bir kuyruklu yıldızın arzımıza çarpmasından ve gözle görülmeyen mikroba kadar her şeyden korkabiliyor insan.

Aklımıza şu soru gelebilir, bu kadar sıkıntılara sebeb olan bu korku cihazı neden fıtratımıza konulmuş? Korku aslında insanın hayatta başına gelecek tehlikelerden korunmak için verilmiş bir duygudur. Korku hissi olmadığında tehlikeler karşısında tedbir almak ihtiyacı duymayız. Dolayısıyla korku hissinin verilmesi de büyük bir nimettir. Risale-i Nur’da Bediüzzaman Hazretleri “Cenab-ı Hak havf (korku) damarını hıfz-ı hayat için vermiş, hayatı tahrib için değil! Ve hayatı ağır ve müşkil ve elîm ve azab yapmak için vermemiştir” buyuruyor.

Kâinatla alâkadar olduğumuzdan âciz ve güçsüzlüğümüz sebebiyle her şeyden korkabiliyoruz. İnsan yaratılışı gereği zayıf, âciz, fakir, düşmanları çok olmasından dayanak ve yardım noktasına ihtiyaç duyar. Çare imanı kuvvetlendirmekledir. İman hayata hayat olmazsa her şey onu üzer, incitir. Cesaretin kaynağı hakikî ve sağlam imandır. Kur’ân eczanesinden Risale-i Nur hakikatlerini hayatımıza rehber etmeliyiz ki korkulara yenik düşmeyelim sarsılmayalım.

Risale-i Nur eserleri tahkiki imanı kazandırıyor. Allah’a imanla kâinat bize dost ve kardeş oluyor. Yani zarar ve menfaatin, Allah’ın elinde olduğunu düşünmekle ferah bulabilir "İman hem nurdur, hem kuvvettir. Evet, hakiki imanı elde eden adam, kâinata meydan okuyabilir ve imanın kuvvetine göre, hadisatın tazyikatından kurtulabilir..." 

Ve bu sayede bütün kâinat ile bir ünsiyet, bir emniyet peyda olur. Ve her şeyle kesb-i muarefe eder. Ve insanın kalbinde öyle bir kuvve-i maneviye husûle gelir ki, insan o kuvvet ile her musîbete, her hâdiseye karşı mukavemet edebilir. Ve öyle bir vüs’at ve genişlik verir ki, insan o vüs’atle geçmiş ve gelecek zamanları yutabilir” diyor Risale-i Nur eserlerinde Bediüzzaman Hazretleri. Başka bir ifadesinde de, “Allah birdir. Başka şeylere müracaat edip yorulma, onlara tezellül edip minnet çekme, onlara temelluk edip boyun eğme, onların arkasına düşüp zahmet çekme, onlardan korkup titreme. Çünki Sultan-ı Kâinat birdir, herşeyin anahtarı onun yanında, her şey’in dizgini onun elindedir; her şey onun emriyle halledilir. Onu bulsan, her matlûbunu buldun; hadsiz minnetlerden, korkulardan kurtuldun” diyerek bütün korkularımızı sevinçlere, ferahlamaya, huzura tebdil ediyor. 

Okunma Sayısı: 1350
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı