BU hafta ben de bir gönül pazarına uğrayım dedim. Gönül dostları ne alıp ne satıyorlar bir bakayım istedim. Gördüklerimden memnun olmakla beraber, az sayıda esnafın az miktarda mallarını sergilediklerini gördüm. Tabiî ki hayalim eski günlere gitti. “Bizim zamanımızda” diye söze başlamak bu günün insanlarına hoş gelmediğini bildiğim için, ben bizim zamanınızdaki “pazarola”dan bahsetmeyeceğim.
Meselâ o zamanki genç şairlerin atışmalar yaparak bir birlerini tarttıklarını, günün siyasal ve sosyal olaylarını hicveden dikenli şiirler yazdıklarını, nükteli ve okkalı yazılarla düşüncelerini dile getirdiklerini, okuyucularla da diyalog kurarak interaktif bir Pazar kurduklarını anlatmayacağım. Pazarola sayfasının tam sayfa olarak çıktığını, bu sayfaya çok miktarda yazı ve şiir yollandığını, bu ürünlerin pazarlanmak üzere pazarola tezgâhlarında yerlerini aldıklarından da bahsetmeyeceğim.
O zamanki gençlerin de gerçekten okumaya ve yazmaya meraklı olduklarını, abilerin ise bunları teşvik eden ve ellerinden tutan bir tutum içinde bulunduklarını, böylece pazarımıza her hafta taze ve turfanda malların geldiğini de anlatmaya gerek görmüyorum. Zira “bizim zamanımızda” ifadesini gerçekten kullanmak istemiyorum.
Evet gönül pazarının pazarcıları, haydi bakalım bu baharla birlikte yeni ve taze ürünlerinizi bu tezgâhlarda sergileyin. Pazarımıza bir canlılık gelsin. Hareket olsun, bereket olsun. Haydi bakalım pazarınız Pazar olsun,,,
Ben yine de genç pazarcılara bir yol göstermek babından bir taşlama tezgâhı açmak istiyorum. Belki her hafta ufak bir taşlama ile pazara çıkarız. Kimsenin başını yaracak kadar iri taşlar atmadan, fincancı katırlarını ürkütmeden, seviyeli, sevimli ve zevkli bir Pazar ortamı oluşur ümidi ve dileği ile herkese iyi pazarlar diliyorum.
HEM NALINA, HEM MIHINA
Demir tokmak elimizde,
Bir nalına, bir mıhına
Siyasiler dilimizde
Bir nalına, bir mıhına.
Kazan kaynar fokur fokur,
Muhalefet hep lâf dokur
İktidar bildiğin okur,
Bir nalına, bir mıhına.
İyi gidermiş piyasa.
Ucuzmuş soğan pırasa,
Nerde sivil anayasa,
Bir nalına, bir mıhına.
Fabrikaları sattınız,
Duble yolları yaptınız,
Sefaleti hortlattınız,
Bir nalına, bir mıhına.
Sınavlar sırat köprüsü,
Okullar ömür törpüsü
Ne oldu şu başörtüsü
Bir nalına, bir mıhına
Siyaset sevdadan beter,
Eksik olmaz acı keder,
Şairleri nalbant eder,
Hem nalına, hem mıhına.
ABDİL YILDIRIM